7• Serçe

3.5K 165 27
                                    




"Efsun hadi kalk." Kulağıma dolan uğultular gözlerimi açmaya zorlasa da beni, uykunun tatlı kollarından çıkmak istemiyordum. "Kızım kahvaltı soğuyor, en sevdiğin akıtmayı yaptım bak hadi." Bir hışımla yataktan fırladım. Akıtma mı? Canını severim kadın. Aniden yataktan kalktığım için başımın dönmesiyle, annemin beni tutması bir olmuştu.

"Kız yavaş düşeceksin şimdi." Düşmek kimin umurunda? Akıtma beni bekler. "Elimi yüzümü yıkayıp geliyorum." Hızlıca banyoya girdiğimde annem odadan çıkmıştı. Dişlerimi fırçaladıktan sonra yüzümü de yıkayarak havluyla kuruladım. Bugün makyaj yapmayacaktım.

Okul kıyafetlerimi giyerek telefonumu aldığım gibi aşağı indim. Etrafı saran o mis gibi akıtmanın kokusunu içime çektikten sonra mutfağa girdim."Heh geldin mi?" Masaya oturduğumda şaşkınca anneme baktım. "Yok anne gelmedim bak banyodayım şu an." Çayları alıp masaya koyarak karşıma oturdu. "Anneyle dalga geçilmez küçük hanım." Estağfurullah sultanım ne haddime.

Akıtmayı dürüm gibi sararak koca bir ısırık aldım. Enfes! "Ellerine sağlık anne kıvamı tam istediğim gibi olmuş." Annem çayından bir yudum alarak gülümsedi. "Afiyet olsun güzelim. Ee nasıl geçiyor günlerin alıştın mı bakalım? Hiç konuşmuyoruz."
Alıştık alıştık. Yılanlar, pitonlar yuvarlanıp gidiyoruz. "İyi geçiyor anne, yeni arkadaşlar edindim. Bana hiç yabancılık çektirmiyorlar sağolsunlar."

Yüzü bundan memnun olmuş bir ifadeye büründü. "Çok sevindim, alışacağını biliyordum." Annem de sanki bir tuhaflık var gibiydi. Durgun bir hali vardı. "Ee anne senin nasıl geçiyor? Sen de arkadaşlar edinmişsin hemen bakıyorum da." Annem gözlerini kaçırdığında kaşlarım havalandı. Hadi bakalım Sedef Karaca çıkar ağzındaki baklayı. "Kızım seninle bir şey konuşmak istiyorum."

Evet başlıyorduk. Yarısına kadar yediğim akıtmayı tabağa bıraktım. "Tabii konuşalım." Elleriyle oynamaya başladığında yüzüme bakmıyordu. "Efsun hani hayatım da kimse yok ya," Duraksadı. "Evet anne?" Anne birine aşık mı oldun ne yaptın be kadın. "Hani 17 yıldan beri yalnızım ya ben." Sonu nereye varacak çok merak ediyordum.

"Evet anne 17 yıldan beri yalnızsın, söyle artık." Sabırsızlanmaya başlamıştım. "Yani sende büyüdün artık 20 yaşındasın. Acaba hayatımda biri olması seni rahatsız eder mi?" Annemin kendinden önce benim ne düşündüğümü önemsemesi yüzümde tebessüm oluşturmuştu. Hayatımdaki en büyük şansım onun gibi bir anneye sahip olmaktı. Masadan kalkarak ona kocaman sarıldığımda aynı şekilde karşılık verdi.

"Tam tersi bu beni mutlu eder anne. Benim ne düşündüğümün bir önemi yok. Önemli olan senin mutluluğun. Yıllardır her şeyi tek başına sırtlıyorsun. Yükünü hafifletebilecek ve seni gerçekten sevebilecek biri varsa sonuna kadar yanındayım." Omuzumda bir ıslaklık hissettiğimde geri çekildim. Ağlıyordu.

Gözlerim istemsizce dolduğunda yanaklarını avuçladım. "Sen benim meleğimsin. Sen mutluysan ben zaten mutluyum. Ama ağlarsan bende ağlarım bak ucunda duruyor." Annem gülmeye başladığında gözyaşlarını sildi. "Tamam tamam ağlamak yok. Teşekkür ederim güzel kızım." Yüzünde ki o mutluluk her şeye değerdi. Masadan telefonumu alarak saate baktım. 08:15. "Anne geç kalacağım. Ben şimdi çıkıyorum bunu sonra uzun uzadıya konuşuruz." Onaylarcasına kafasını salladığında mutfaktan çıktım.

Annemin dürüstçe bana açılması kendimi iyi hissettirmişti. Güne başlama puanım 10. Ceketimi ve anahtarı aldığım gibi evden çıktım. Kara şimşeğimin yanına geldiğimde biraz kafasını okşadım. "Özledin mi beni?" Biri motorla konuştuğumu görse deli ihbarında bulunurdu herhalde. Kafamı iki yana salladım ve motoruma bindim.

Garajdan çıktığımda okulun yolunu tuttum. Yaklaşık 10 dakika süren motor yolculuğunun sonunda okulun sokağına girebilmiştim. Tam okulun önüne yaklaştığım sırada yerden küçük bir şey uçtuğunu görmüştüm ki, olayı idrak edemeden motorun önüne çarpması bir olmuştu. Siktir! Bir şeye çarpmıştım. Aniden fren yaptığımda dengemi kaybederek yeri boyladım.

SerçeWhere stories live. Discover now