1.bölüm

52 14 79
                                    

İmkansız, dedi gurur
Riskli, dedi tecrübe
Manasız, dedi mantık
Yine de denemeye değer, dedi kalp...

Günümüz.       

-Yazardan-

Yaşamak yanmaktır aslında.
Kayıplar verirsin,kötü zamanlarında,iyi zamanlarında,başarılarında, hayal kırıklıkların da olur. Önemli olan yolun ne kadar zor, ne kadar taşlı olması değildir.Önemli olan o yolu kiminle gittiğindir.Hem eğer o kişi hep senin yanındaysa yolun ne kadar zor olması umrunda olmaz.Hep güçlü olanlar yanında onlara destek çıkan birileri olan kişilerdir. Ne kadar istesen de yalnız olmuyor,yalnız yaşanmıyor, yalnızlık kelimelere dökülemeyecek bir histir. Bazen etrafında binlerce kişi vardır ama sen yalnız hissedersin,bazense yanında bir az uzakta olsa bile güvenini hiss edeceğin biri olur sanki tüm dünya gelse seni yenemeyecek gibi.Sanki bütün güç senin elindedir.

Ama bütün bu zorluklara rağmen Mirayın yanında kimse yoktu.9 yaşında annesini kaybetti kimse yoktu, aynı kazada kardeşi kayıplara karıştı kimse yoktu, kaç gece "anne babam sensiz eski baba değil nolur gel" diye yalvardı kimse yoktu,daha nicelerinde kimse yoktu...

Bu günde yine Mirayın en nefret ettği gündü,kendisinin doğum günü,annesinin ölüm günü,kardeşinin kayıp günü...
O günden beri doğum gününü kutlamamıştı.

Yataktan kalktı her yıl olduğu gibi bu gece de uyumamıştı.

Uyuyamamıştı..

Saate kaydı bir anda bakışları.Gecenin 4-üydü.Ne babası uyanmıştı,ne de yıllardır onlara hizmet eden Derya teyze.Dış kapısına doğru ilerlerdi.Eline arabanın anahtarını aldı.Geçen ay almıştı babası.

Hayır,doğum günü hediyyesi olarak değil.

O günden sonra babası araba kullanamıyordu.Kendi şöförü vardı ve Mirayla paylaşmak istemiyordu.

Miray zihnini ele geçiren düşüncelerle mezarlığa ilerledi.İstediği yere varınca arabadan indi.Bakışları yerde duran papatyaya takıldı.

Onu da dalından söktü ve ezbere bildiği annesinin mezarlığına ilerledi.Papatyayı koydu,gözyaşlarını durduramadı.Her an,her dakika,her saniye o kaza gözünün önündeydi.

Nefes alamıyordu.Dışarda olmasına bakmayarak. Annesine döndü.Gözyaşlarını sildi yenilerinin akacağını bile-bile.

Ufaktan eğildi
"A-anne"dedi titreyen sesiyle.

"Seni çok özledim."

"8 yıl o-oldu bu gün"o an boğazında bir yumru oluştu.

Yutkunamadı.

Elini annesine uzattı.Bir az toprak aldı avcuna.Kendiside bilmeden burnuna götürdü koklamak için.

Belki anne kokar diye...

"A-anne"dedi yeniden.

"Bu yılda Cenki bulamadık."bütün gözyaşlarını serbest bıraktı.

"A-ama ben sözümü tutucam. Polis olup bulucam Cenki tamammı sen üzülme." gülümsemeye çalıştı.

Olmadı.

"A-anne"dedi bir kez daha.

"Ben d-dayanamıyorum artık" hıçkırarak ağlıyordu.

Oysa annesi hep ses verirdi Miraya. Kötü zamanlarında öper, başını okşardı.Ama ses gelmedi 8 yıl olduğu gibi...

Bir çıtırtı duyduğunda irkildi, dönüp arkasına baktığında kimsenin olmadığını gördü.Ben yanlış görmüşüm deyip annesinin yanına daha da sindi.

ACITIYORSA GEÇMİŞ DEMEKKİ GEÇMEMİŞWhere stories live. Discover now