3.7

4.6K 372 194
                                    

Selaaamm!  Biz geldiik! 

Aklımda ki gibi yazabilirsem eğer bu bölüm minnoş bir bölüm olacak, ama yazabilirsem... Böyle şeyleri yazmada pek iyi değil benim odun ruhum

Cinsiyet konusunda çoğunluk kız demiş :') Benim aklımda bir şeyler var, o bölümlere gelince konuşuruz bunları ki zaten tavrımdan bence anlamışsınızdır...

Bugün su orucu tutasım geldi, babam dedi ki bende tutayım. Bu aralar çok sağlıklı beslenemediğimden yapmak istedim ve devam ediyorum da ama şimdi yazarken babam aradı. Bir çörek yiyerek bize veda etmiş... akswjhdkqdnjkwnka Neyse biz devam edelim 

Uzatmadan bölüme geçelim efenim, iyi okumalar dilerim <33

__________________________________________________________________________


Saatler önce öğrendiğim şey şüphelendiğim bir şey olsa da nedensiz bir şaşkınlık içerisindeydim. Salonda, koltukta otururken ve hastaneden dönerken canım çektiği için aldığım ekleri yerken gözlerim kısa bir süreliğine cama dalmıştı. Elimdeki vişneli ekleri ısırıp aniden yerde yatan kediye döndüm. "Kız ben hamileyim." Kedi ile bir süre anlamsızca bakıştık. "O kadar yalnızız dedik de iki aydır yalnız değilmişiz." Kendi kendime gülerken kedi hala anlamsızca bana bakıyordu. Tamam Mahi, en azından akıl sağlığımızı koruyalım. Kucağımdaki tatlı kutusunu kenara bıraktım. Az önce gülen ben, şimdi ağlıyordum. Tuhaf bir ruh halindeyiz... 

"Ay sinirim bozuldu bu ne değişkenlik?" Yüzümdeki yaşları sildim elimin tersiyle. Elim istemsizce karnımda duruyordu. "O zaman yalnızlığıma ortak olmaya hoş geldin ufaklık. Çünkü baban olmadığında yanımda sen olacaksın," Duraksadım. "Olmak zorundasın. Yetmişine kadar kalacaksın ayağımın dibinde!" Daha doğmamış bebeğe kızıyoruz Mahi... "Tamam tamam, kızmadım. Uyardım sadece. En iyisi biz tatlı yiyelim, çok güzelmiş tadı." Kutudaki son ekleri alırken üzgündüm. "Sonuncuymuş bu da." 

Bir süre daha koltukta oturduktan sonra zaten yorucu geçen gün dolayısıyla yorgun olduğumdan kalktım. Yatağında yatan kediyi de yatağı ile kucakladım. Hafifti zaten. Yalnız kalmasını istemezdim. Beraber yukarı çıkıp yatak odasına girdik. Onun yatağını köşeye bırakıp ben de yatağıma geçtim. Pikeyi üzerime örterken gram uykum yoktu. 

"Yan tarafta boş bir oda var, o senin odan olacak. Bir de, kusura bakma ama ananın öğretmen olmasının zorluklarını da çekeceksin. Bir kere yabancı dil de öğrenmeliyiz. Hem baban da dört dil biliyor, şanslı çocuk." Aklıma gelenle tekrar konuşmaya başladım. "Baba tarafını da seversin sen, sevilmeyecek gibi değiller yani.  Halan savcı, deden başsavcı, babaannen doktor, küçük halan daha ne bilmiyoruz ama onunla da arkadaş gibi olursunuz. Anne tarafında güzel bak, dayın ve yengen çılgın bir çift. Anneannen de emekli öğretmen, disiplinlidir..." Bana çektirdiklerini hatırladım. Daha sessiz bir tonla konuştum. "Neyse ki ben o kadar ciddi değilim." dedim gülerek. Uzun süre konuştuktan sonra uykum geldi. Normalde hep yüzüstü yattığım için uyku pozisyonu alacakken durdum. 

"Ezilir misin sen?" Dirseklerim üzerinde doğruldum. Bir an kendimi onun yerine koydum. "Ay korkunç." Sırtüstü döndüm. "Tamam böyle daha iyi." İçim rahat ettikten sonra uyumak için gözlerimi kapattım. 

____________________________

"Furkan rahat dur çocuğum," dedim arkadaşını camdan fırlatmaya çalışan çocuğa. Sesimi duyunca aniden durup bana döndü. 

"Yok hocam uçağı gösteriyordum ben ona." Başımı salladım. 

"Tabii Furkan, tabii." Kıstığım gözlerimle ona bakarken sırıtmaya çalıştı. "Dersi dinle." 

Bir Teravih Meselesi |TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin