18 (+18)

1.3K 48 24
                                    

Yıldıza basıp bölüme geçebilirsiniz⭐.

İyi okumalar💋

.......

"Tüm bunun sebebi ise, yaşam taşı. Yaşam taşı sayesinde bu güce sahiptik ve şimdi sen, gözümün önünde tüm bu güçleri sergiliyorsun. Acaba? Acaba yaşam taşını içine yerleştirmiş olabilir miyim?"

Henri şaşkınlıkla karşısındaki kumral adama bakarken Zeytin keyifsizce yaşanan olayı anlamlandırmaya çalışıyordu.

Dikkatlice bıçağı eline aldığında Henri'nin de bakışları keskin bıçağa döndü. Bir anlığına korku bedenine uğramıştı ancak çok kısa bir süreydi çünkü Zeytinin ona zarar vereceğini asla düşünmüyordu.

Zeytin bıçağı eline alıp Henri'ye döndü. Çekik gözlerdeki soru işaretlerini gördüğünde konuşmaya başladı. "Yaşam taşı sayesinde, beden kendini yeniler. Yani herhangi bir yara, çizik, kesik, morluk oluştuğunda bunu iyileştirmek benim için daha kolay," dediğinde Henri sakince kafasını salladı. Zeytin "Yani bizim için daha kolay." diye sözünü bitirdi.

"Ne yapmamız gerek? Yaşam taşının içimde olup olmadığını öğrenmek için." Henrinin bu kadar çabuk kabullenmesi ve çözüm odaklı olması Zeytinin içine az da olsa su serpmişti. Korkar ve yeni bir kavganın eşiğine girerler diye korkmuştu. Henri kavga esnasında karşısındakini düşünmeden kırıcı konuşabiliyordu. Zeytin normalde kırılmayacağı sözlere, onun ağzından çıktı diye kırılıyordu. Ve ilk kırıldığı sözler ise onu yalnızca becermek için kullandığını söylemesiydi ve bunun doğru olmadığını net bir şekilde göstermek istiyordu

Artık onunla sevişmeme kararı almıştı.

Yani uzun bir süre...

Sertçe yutkunduğunda Henrinin cevap bekleyen sorusunu yanıtladı. "Yalnızca, parmağına küçük bir kesik açacağım ve birkaç saat içerisinde iyileşip iyileşmediğine bakacağım. Aynı kesikten kendime de açacağım böylelikle-" daha sözünü bitiremeden Henri bıçağı onun elinden alıp sivri kısmını avcuna yaslamış ve avcunu boydan boya kesmişti.

Avcu ilk saniyeler ateş gibi yansa ve gözlerini yaşartsa da sonrasında acısı azalmıştı ve ardında yalnızca bir avuç kan ve şaşkınlık bırakmıştı.

"NAPTIN HENRİ? O yaranın iyileşmesi saatler alır ve çok acır!" Halbuki o kadarda çok acımamıştı. Zeytin Henrinin elini tutup avcunu açmasını söyledi. Henri yaptığının saçmalık olduğunu şuan anlamıştı ancak Zeytinin gözlerindeki keyifsizliği ve tedirginliği gidermek istemişti. O bakıştan hiç hoşlanmamıştı.

Avcunu açtığında ikisinin de bakışları kanla kaplı çizgilere döndü. İçine yeni bir çizgi eklenmişti. Bu kadar kan, çok derin bir çizgiden gelir sanmışlardı ancak hayır. Kesik şimdiden iyileşmeye ve derinin altındaki organizmaları birleştirmeye başlamıştı.

İkisi de gözleri karşısında yaşanan mucizeye tanıklık etti.

Henri'nin derisi, yavaş yavaş birbirine çekildi ve etin ete yapışma sesi kulaklarına duyuldu sanki. İkisinin de kaşları havaya kalkarken saniyeler içinde iyileşen derin kesik ile tuttukları nefesleri verdiler. Henri korku ve şaşkınlığı hatta anlamlandıramadığı gücü içinde barındırırken Zeytin en büyük duygusu tedirginlikti.

Aklındaki tek soru ise; tüm taşları içine mi yerleştirdim?

Bunun mümkün olup olmadığını anlamak için Henri'nin elindeki bıçağı aldı. Henri transtan çıkmış gibi elini yüzüne yaklaştırdı ve kısılmış gözleri ile elini biraz da yakından inceledi.

BEZ BEBEK |B×B| +18Where stories live. Discover now