/23\

3.6K 364 75
                                    

"Biri geldi, kapıda bekliyor hyung. Seni görmek istiyormuş."

Hoseok, küçük olanın yüzüne bakmaya bile tenezzül etmeden sordu.

"Nasıl biri?"

"Benden kısa, yeşil saçlı biri. Böyle... Beyaz tenli."

Hoseok, o aptal için rahatını bozmayacaktı. Sırtını dönüp gözlerini kapattı.

"Uyuyor de."

"Ama uyumuyorsun."

"Ben hiç düşünmemiştim, ne kadar da zekisin Jungkook."

Ses tonunu yükselterek bağırdığında Jungkook yerine başka biri tarafından verilen cevap Hoseok'un hızla doğrulmasına sebep olmuştu.

"Bağırmasana çocuğa, haklı sonuçta."

Jungkook'a baktığında çocuk ne yapması gerektiğini anlamış gibi odadan çıkmış ve kapıyı arkasından kapatmıştı.

Yerinden kalkıp onun üzerine doğru yürüdü. Amacı korkutmak falan değildi, sadece gitmesini istiyordu.

Dibine kadar geldiğinde beklemediği bir sakinlikte konuştu.

"Amacın ne?"

Yoongi, umursamaz bir şekilde duvara yaslandı. Hoseok'u delirtmek için uğraşıyor gibiydi.

"İlk başta babamın dediğini yapmaktı ama sonra düşündüm de, sanırım haklısın. Yine olsa yine aynı şeyi düşünmeden yapardım."

"İğrençsin."

Yoongi, duvara sıkıştırılmaktan hoşlanmamış olacak ki Hoseok ile yerlerini değiştirdi. Ellerini de başının kenarına koymayı ihmal etmemişti.

"Teşekkürler."

Hoseok, Yoongi'nin yüzünü hemen şuan da dağıtabilecek kadar sinirli hissediyordu kendini, yine de içinde bir şey kendini tutmasını sağlıyordu.

"Neden buradasın?"

Yoongi elini çocuğun kalbinin üzerine götürüp başını hafifçe sola eğdi ve gülümsedi. Masum görünüyordu ama Hoseok nefret etmişti.

"Kalbini kırdığım için özür dilerim."

Hoseok, az önce onu durduran duygunun çekildiğini hissediyordu. Yoongi'yi üzerinden ittirdi ve yumruğuyla yere düşmesini sağladı. Bedenine birkaç tekme savurdu.

"Kalbimi kırdığın için özür mü diliyorsun?"

Üzerine çıkarken yumruklarını yüzüne indirmeye devam ediyordu. Onu bu şekilde öldürmeyi planlıyordu.

Yüzünün sinirden kızardığını ve parmak boğumlarının cayır cayır yandığını hissedebiliyordu. Yoongi'nin onu durdurmak adına hiçbir şey yapmayışıysa daha da hırslandırıyordu.

Bedeni, biri tarafından çekilene kadar bilincini kaybetmişti, kendini dış dünyadan soyutlamıştı.

Jungkook, büyüğünün bedenini kolları arasına alırken Hoseok olanların farkına yeni varıyormuş gibi ilk defa ağlıyordu. Ellerine baktığında kan dolu olduğunu ve kabuk bağlayacak yaraların bulunduğunu görebilmişti. Ellerindeki kan sadece kendisine ait değildi ve Yoongi'nin yüzüne bakacak kadar cesur hissetmiyordu kendini.

Jungkook Yoongi'ye odadan çıkması için işaret verirken Yoongi'nin bunu yapacak gücü bulabilmesi, hatta bayılmamış olması şaşırtıcıydı.

Jungkook Hoseok'u yatağa yatırıp hemen döneceğini söylemişti. Önce içeridekinin yüzüyle ilgilenip onu gönderecek sonraysa ağabeyine geri gelecekti.

İyi tarafından bakacak olursak, Hoseok içini dökmüştü.

The Number/YoonSeokHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin