'Merhaba güzel bayan yalnız mısınız?'

1K 67 5
                                    

Bir damla yaştı beni kendime getiren, tek damla yaş. Şuanda nerdeyim buraya nasıl geldim hiçbir şey yok zihnimde, olanlara hala inanamıyorum. Birazdan uyanacağım bir kabus gibi sanki her şey. Uyuşmuş gibiydim kaskatı olmuş ellerimle sıkı sıkı direksiyonu tutarken sahip olduğum her şeyin elimden kayıp gitmesinin nedeni oymuş gibi sıkıyordum. Onu cezalandırırcasına gaza basıyor vitesi arttırıyorum. Aslında tek hatalı benim, hayatımda kimsenin olmayışı benim suçumdu. Onlara sahip çıkamamak. Oysa ki hala yanlışlarımı göremeyecek kadar körüm. Dünyaya karşı sağır ve körüm. Doğru yaptığım bir tek şey bile yokken yapayalnız kalmış olmam beni şaşırtmamalı aslında. Bunu fazlasıyla hak ediyorum.

Hızla sürdüğüm araba toprak yola saparken sarsıldı. Hala kendimde değilim, yolumu şaşırmamamda buraya eskiden sıklıkla geliyor olmamdandı. Tüm yol hafızama tamamen kazınmıştı her şeyi ellerim ve ayaklarım yapıyordu, zihnim tamamen farklı yerlerdeydi. Aslında şuan ağlamam ve bu olanlara karşı isyan etmem gerekiyodu. Kendimi ben bile anlayamıyorum şu durumda kimden yardım isteyebilirim ki, yapmacık arkadaşlarımdan mı? Hiç sanmıyorum. Seçeneklerimin bolluğu beni duygulandırdı açıkçası.

Buraya gelmeyeli o kadar uzun zaman olmuştu ki artık heryere yeni evler yapılmış. Eski sakinliği ve güzelleği kalmamış. Zaten ne en son bıraktığım halde kaldı ki? Burası da eski huzuru ve güzelliğiyle beni karşılamış olsun. Hayatım fazlasıyla değişti daha ne kadar kötüye gidebilir bilmiyorum ama daha fazlasını da kaldıramıyacağımın kesinlikle farkındayım. Arabayı durdurmuş öylece içinde oturuyorum. Nereye gideceğim, nereye ait olduğumu bilmeden oturuyorum. Kendimi hiçbir yere yakıştıramıyorum, hiç varolmamışım gibi, daha önce hiç yokmuşum gibi. Aslında karşımda en güzel günlerimin ve çocukluğumun geçtiği ev var. Sanırım güzel anılarımı ve yaşadıklarımı kirletmekten korktuğum için mutluluğu yaşadığım, az da olsa eğlendiğim eve farklı anlamlar yüklemekten korktuğum için içeriye girmekten çekiniyorum.

Sonunda cesaretimi toplayıp arabadan indim ve küçük valizimi elime aldım kapıya geldiğimde aklımda tek bir düşünce vardı. Bu kadar çaresiz ve yalnızken geldiğim bu kapı, sorgusuz sualsiz beni kabul edecek tek yerdi. Her yerinde ayrı bir neşeyle koşuşturduğum bu ev beni sakinleştirebilecek anılara sahip tek yerdi. Beni bu halimle kabul eden, bana ait olan tek şey. Bir evin bende bu kadar fazla anlam taşıması şaşırttı doğrusu onu cansızlıktan, benim gözümde canlıya terfii ettiren şey mutlu olduğum tek yer olması beni ne kadar iyi tanıdığını bilmem ve anılarımı saklaması onu bende değerli ve canlı kılıyor aslında. Anahtarı yuvasına sokup kilitleri açtıkça hayatımın ne kadarda alt üst olduğunu idrak edebiliyordum. Şu zamana kadar hepsinin üstünü kendimce örtüp görmemeye çalıştım onunla birlikte bunlar hep kolay olmuştu. Ama artık yapayalnızken her şey yüzüme bir bir çarpan gerçekler olmuştu. Saf gerçekler. Ve bunu tek başıma kaldırabileceğimden şüpheliydim. Hayatımın en zor dönemini atlatmaya çalışırken yalnız olmak beni daha da çok yıpratacağa benziyordu.

Yavaşça salona doğru yürüdüm ve karanlıkta gözlerimi kapatıp her şeyi bir bir hatırlamak istedim. Unutmadığımı fark etmek beni sevindirmişti. Gözlerimi açıp yeni acılı anılarıma ev sahipliği etmek üzere olan evimin ışıklarını açtım. Her şey eski yerinde hatırladığım gibiydi bu evi aldığımızdan beri hiç bir yerini değiştirmemiştik dekorasyonu her zaman aynı kalmıştı. Eşyalar beni gülümsetiyor, bu ev tamamen bana aitmiş gibi hissediyorum. Ne zenginlik ne de kibir yoktu evde tamamen sade ve az insanın görebileceği ayrıntılara sahipti. Tıpkı benim gibi.. Dışarıdan kibirle bakıldığında görülemeyecek kadar ince ayrıntılara sahipti, onu seven ve önemseyene karşı özel olabilirdi.

Salonun ortasında etrafa bakarken gözlerim köşedeki masaya kaydı. Masanın üstündeki fotoğraflara. Fotoğrafları gördüğümde kalbim biraz ağırdan aldı. Daha fazla atmak istemedi sanki. Çok yorulduğunu hissetti ve durmak istedi. Bir kaç dakika kendime gelemedim. Bu fotoğrafları unuttuğumu sanıyordum. Ya da daha fazla canım acımasın diye kendimi unutmaya zorladım. Ama olmamıştı. Helin'im... Onu çok özlüyordum. Bu evin heryeri bana onu hatırlatıyordu bu ev onunla daha da çok özeldi bana kalbimden hiç gitmeyen bir sızıyı daha da çok hissettiriyor bu ev. Onsuz aslında nefes almadığımı bir robottan farksız olmadığımı hatırlatıyor.

Karanlıklar PrensesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin