13.A

1.2K 71 17
                                    

(multi :Yalçın)

+20 vote

"genç bir kızı köşeye mi çekiyorsun" ah enişte şuan korunacak bir haldemiydim?

Yalçın küfrederek yüzünü kaldırırken ben o anın refleksiyle çığlık atarak delirmiş gibi Yalçın'a bakan eniştemin önüne geçtim.

"enişte sakin ol beni rahatsız etmiyor, arkadaşım" dediğimde yalçının enişteme doğru hareket ettiğini hissettiğimde sırtımı göğsüne dayadım, durmalıydı yoksa elinden bir kaza çıkardı, eniştem otuzlarında bir adam yalçınla başa çıkamaz.

"balımın eniştesi olmasan sana bunun hesabını fena sorardım" diye arkamda Yalçın tıslarken eniştem bir anda bileğimden tutup kendine çektiğinde vücudu vücuduma değdiğinde garip hissetmiştim.

Sarmalar gibi bana iyice yapışınca yüzüm buruşurken göz göze geldiğim şuan karşımda duran Yalçın tek kaşı kalkık bir bana bir enişteme bakarken daha fazla bu durumda kalmak istemediğimden en sonunda çimdik atarak ellerini üstümden çektim.

"balım hemen eve geç! Bu mahallenin iti kopuklarından... Seni bir yere götüreyim dedimi?" diyen eniştemle biraz önce arkadaşlarıyla takıldıkları bir yere götürmekten bahsettiği aklıma gelirken eniştem sözüne devam etti " insanları köşelere çekip içtikleri şeye hap atan sonra buna bağımlı edip kendisinden mal almasını sağlayan bir grup serseri" duyduklarımla şoka uğramıştım.
Ne yani bana arkadaşları olarak gördükleri için değilde uyuşturucuya teşvik için mi iyi davranışlardı?

Gözümden Yalçın ve arkadaşları duyduğum sözlerle bir anda düşerken Yalçına döndüm,küfür mırıldanıyordu.
Bir kaç küfür daha edip eniştemin yakasına yapıştığı gibi kafa atması bir oldu.

Eniştem yere yığılırken hala mal mal bana bakan Yalçını ellerimle yettiği kadar geriye itip eniştemin yanına eğilip hiç durmak bilmeden akan göz yaşlarım arasında okul çantamdan peçete çıkardım.

Yanımda bir hareketlilik hissederken yalçının eğildipini bildiğim halde hiç ona bakma gereği bile duymadım.
Birde o pis haplı ağzına dudaklarım değmişti, kendimden tiksiniyorum.

"bak öyle deği-" derken elimle susması için işaret yapmıştım eniştem bir anda sol boşta ki elimi tutunca ilk şaşırsamda birinden belki acısı için destek almak istiyordur diye düşünüp burun kemiğine bir yarabandı yapıştırdım.

"ben sana kötü niyetle yaklaşmadım" yalçının dediğini umursamadan eniştemden elimi çekerek eşyalarımı geri çantaya yerleştirdiğim sırada boş sokakta bir anda koca bir gölge oluştu.
Yeşil spor arabasından havalı bir şekilde inip gözlüğünü başına takan ulaşa hayretle baktım, daha okulda kavgalıyken burada işi neydi?

"çekil" diyip bir anda Yalçını geri ittiğinde Yalçın top gibi yuvarlanmıştı. Ciddi bir ortam olmasa buna gülebilirdim.

Ulaş enişteme yardım etmeye kalktığında eniştem ilk itiraz etsede sonra kabul etmişti.
Ulaş eniştemi arabaya yerleştirip hala yerde olan bana elini uzattığında ona bakıp göz devirerek elini tutmadan ayağa kalktım.

"ne işin var burda" dediğimde ulaş yola bakıp "eve gidiyordum" derken kaşlarım havalanmıştı evinin adresini biliyordum bu yolla alakası yok, aksine buradan giderse yolu uzatır.

Ben tam itiraz için ağzımı açmıştım ki telefondan gelen bir aramaya bakan yerdeki Yalçını işaret edip " bu piç kim?" dediğinde bende Yalçına döndüm arkadaşım diye tanıtmayı çok isterdim.
"şerefsizin teki, neyse gidelim" diyip arabaya bileğinden tutarak sürüklediğim sıra arkamı döndüğümde gördüğüm manzarayla şoka uğradım.
Arabanın etrafı mahallede top oynayan gençlerle dolmuştu.

Yalçın ellerini arkasına atıp rahat bir tavırla tam ulaşın karşısında dururken ilk yüzüne sonra benim hala bırakmadığım ulaşın bileğine bakarken kaşlarını havalandırarak " daha dünkü dövdüğüm it bugün havlıyor" diye bağırırken bir kez daha Yalçını çok yanlış tanıdığımı fark ettim.

Ulaş sertçe bileğini benden kurtarıp sırıtırken " dünkü dövdüğün itten korktuğun için bu kadar adam topladın herhalde" diyince üstüne gençler gelmeye kalktığında Yalçın elleriyle onları durdurup " sana bir kere ellerimi değdirdim ikinciye değmezsin, şimdi beni ittiğin için sen dayak yerken balımla ben sizi seyredicez" diyerek bir bileğimden kendine çekerken bir diğerine ulaş yapuştıpında iki elimi de kurtarmaya çalıştım.
İkiside aynı anda ortada bıraktı.

"kanki sorry" diyen sarışın emreye döndüm samimiyetsiz bir kanki kelimesimiydi şimdi bu?
"show başlasın" diyip Yalçın geriye çekilirken gözleriyle gelmemi söylediğinde ilk gitmesemde ulaşta gitmeme ısrar edince geriye çekildim.

İlk iki kişi aynı anda geldiğinde birine çelme takıp yere sererek diğerine yumruk atmıştı, yumruk attığı çocuğu gelen diğer kişinin üstüne atarken rahat bir beş altı kişiyi yere sermişti, belki arkadan kalleşin biri çıkmasaydı hepsini döverdi.

Sırtına vurduğu gibi inleyerek ulaş dizlerinin üstüne çöktüğünde ne zamandır aktığını bilmediğim göz yaşlarıma birde hıçkırık eklendi.
Yalçının eli elime tutunduğu gibi tiksinerek yüzüne bakıp tükürürken önüne döndüğümde başına kollarını sper etmiş savubmasızca yerde dayak yemeyi bekleyen kalkan ayakları görürken hızla elimi çekip aradan geçerek ulaşa vurmalarına izin vermeyerek onun sırtına sarıldım.
Kalbindeki atışları hissediyordum.

Sırtıma yediğim birden çok tekmeyle inlerken onlarda beni yeni fark etmişcesine geri çekildiğinde ben hala sımsıkı ulaş 'a sarılıyordum.
"balım çok çok özür dileriz, sana vurmak istemedik" diye futbolculardan biri konuşurken Yalçın ona omuz atarak yanımda çöküp omzuma dokunmaya çalıştığı gibi " sakın bana dokunma" derken Yalçın aynı şekil geri çekilmişti.

Ulaş alttan kıpırdanmaya başlayınca zorda olsa kendimi geri çekerken ulaşta inleyerek morarmış suratını bana döndürdüğünde hıçkırmaya başladım.
Kendi acımdan çok onun için üzülüyordum, benim suçumdu bu saçma olaylar.

İyice ağlamaya başlarken ulaş yorgun gözlerini halsizce kapatıp açarak sağda gözümü perdelemiş saçımı kulağımın arkasına atarak " ağlama, çok çirkin oluyorsun" diyip aynı hız vücudunu bana bırakırken kollarını bana sarmaladı.
Açıkta kalan boynuma öpücük kondurdupunda kalbim nedensizce hızlanırken onunda bana değen vücudundan kalp hızını hissedebiliyordum... Onunki de benimki gibiydi, acaba bu normal kalp hızı da bana mı farklı geliyor?

"çok a.. C.. Acıdımı?" ilk defa ağlamaklı bir sesle ulaşın kekelediğini duyuyordum onu hiç bozmadan bende aynı şekil içimden geldiği gibi onun boynunu öpüp " çok naifsin hemen devrildin yere" onun sorusunu es geçip dalgaya vurmak istercesine bir cümle kurmuştum yanımdaki Yalçın diğerleri gibi ayaklanıp yavaşça uzaklaşırken eniştem arabadan inip beni yerden kaldırdı .

"neden bir erkeğin önüne atlarsınki?" eniştemin dediğiyle şoka uğradım demek arabadan ulaş ve ben dayak yerken izlemişti. Korkak!

"neden yardıma gelmedin" dediğimde eniştem göz devirip " yanımda üç adam daha olsa biz yine onlara yetemeyiz neyse bunları evde konuşuruz, artık hiç bir erkekle konuştuğunu görmiyeyim, dersini almışsındır" diyip peşinde acıma rağmen sürüklediğinde son kez geriye baktım.

Ulaş bana bakıyordu... Bu sefer aşağılar gibi değil, tiksinir gibi yada üstten de bakmıyordu, bu bakışlar her zamankinden çok farklı, başkaydı.


SERSERİ (ulba) Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang