bir deniz, üç yüz dört galaksi

450 70 66
                                    

"İçimi buz gibi yapan seni uzaklaştırmaya çalışıyorumBir duman gibi, beyaz bir duman gibi"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"İçimi buz gibi yapan seni uzaklaştırmaya çalışıyorum
Bir duman gibi, beyaz bir duman gibi"


☾ ☼ ☽



8 Nisan 2014


"Taehyung geziye gelecek mi?" Sınıfta ona olan aşkını gizlemeden, açık açık yüzüme söyleyebilen tek kişiydi Seul Bi. Başımı yasladığım kitaptan kaldırıp aval aval suratına baktım beni rahat bırakması için ama hiç oralı değildi. Omzumu şiddetli bir şekilde sarsıp, "Ya söylesene işte gelecek mi gelmeyecek mi?" diye sordu.

Elini ittirip kaşlarımı çatarak, "Ben nereden bileyim be? Git kendisine sor." diye tersledim. Gözlerini devirip, "Sen bilmeyeceksen kim bilecek?" diye yakındı. "Ona sorabilsem sorardım herhalde. Karşısında iki saniye dursam bayılacak gibi oluyorum nasıl sorayım?" 

Doğrusu ben de bilmiyordum. Açıkçası bu aralar ona aşırı sinir olduğumdan öğrenmek de istemiyordum. Gelmese işime gelirdi. Sürekli beni kontrol edecek olması, ya da beni ailemize raporlaması işten bile değildi.

Kızlar öğle molasını fırsat bilip, gürültülü bir şekilde gülüşerek son çıkan bir k-pop şarkısının dans coverını yaparken sınıftan çıktım ve eş zamanlı karşıdan bu tarafa gelmekte olan iki kişi gördüm. Bir tanesi önemli değildi ama diğerini görmek beni çoktan fokurdayan bir tencereye çevirmişti. Karnımda kelebek, börtü böcek ne varsa zıplayıp koşturuyordu ve ben olabileceğim en rezil halimleydim bugün. Eteğin altına bir sonraki ders beden eğitimi diye önceden giydiğim eşofmanım, sabah aptal bir insan müsveddesi yüzünden yıkayamadığım saçlarım, yanağımda acısından hissettiğim muhtemel kızarık kitap iziyle tam bir enkazdım. Anında arkamı dönüp hızlı adımlarla onların açısından uzaklaşıyordum ki, "Yah Eodum!" diye tanıdık bir ses işittim. Kim olduğunu düşünmeye gerek yoktu. Bana 'güneş' anlamına gelen ismim yerine 'karanlık' olarak seslenebilecek tek kişi vardı. Kim Taehyung.

Yürümeye devam ediyordum ama sesini kesmiyordu bir türlü. "Bir dursana ya, önemli bir şey soracağım sana." Pek de hızlı olamamışım ki yakamdan tutup durdurdu beni. Sinirle soluyarak ona döndüğümde hemen yanındaki şahıs da kocaman gülüşüyle bana baktığını gördüm. Elim ayağıma dolaştı ve birden panikledim. Taehyung'un uzun parmaklarından yakamı kurtarıp gömleğimi düzeltirken kasıtlı olarak ondan tarafa bakmıyor, beni böyle görsün istemiyordum.

"Ne var? Ne soracaksın?" Sesimi alçaltıp sormama rağmen duymuştu beni ve hala gülmeye devam ederek izliyordu bizi. Taehyung dudaklarını büzüp avucunu uzattı ve "Para" dedi üzgün bir yüz ifadesiyle. "Bana biraz para ver."

Şaşkınlıkla bakakaldım yüzüne. "Daha bu sabah aldık babamdan birlikte." diye homurdandım. "Ne yaptın kendi paranı?"

Diğer elini ensesine götürüp yaramaz bir sırıtışla, "Bu sefer kesin büyük ikramiyeyi kazanacağım bak gerçekten inanıyorum." dedi. "Rüyamda gördüm!"

16.04 🎗 | btsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin