Finale

229 25 94
                                    

İyi okumalarr!

Çalan telefonla başını yastıktan kaldırdı kız,ekrandaki isim hiç tanımadığı bir numaraydı büyük ihtimalle şirketten biriydi.

En son şirkette baş tasarımcı olduğunu hatırlıyordu ,Bay Agreste onu yönetim kuruluna almak istese de kabul etmemişti zaten hayallerine ulaşmıştı fazlasına gerek yoktu.

Telefonu geri yerine koyarken kapı açıldı,elinde büyük bir tepsiyle Adrien odaya giriş yapmıştı,genç kadının ayakta durduğunu görünce ise telaşla tepsiyi masaya koydu ve Marinette'in kolundan tutarak yatağa oturttu.

"Dinlenmen gerekiyordu." Başıyla telefonu işaret eden kadını önemsemedi ve omuzlarından tutarak geriye yatırdı kadını,Marinette itiraz edecek olduğunda ise ısrarcı yeşil gözlerle susturuldu.

Karısının yattığından emin olduktan sonra gidip telefonu açtı,adamın değişen yüz ifadelerini izliyordu kız kabul etmek istemese de özlemişti onu...Yoksa tüm kırgınlığına rağmen öper miydi onu...

Telefonu kapattıktan sonra eliyle burnunu ovuşturdu oğlan,işleri kuzenine devretse de birtakım sorunlar çıkmıştı üstelik son haberlerden sonra ondan şüphelenildiğine emindi bu şüpheyi gidermesi gerekiyordu.

Ama Marinette'i de evde yalnız bırakmak istemiyordu genç kadın daha yeni uyanmıştı ve tek başına evde kalması pek de hoş bir durum değildi.

"Ev en son güvenlik yöntemleriyle korunuyor."
"Adrie-Hemen geleceğim." Marinette elini kaldırıp sözünü kesen oğlana itiraz etmenin bir faydası olmayacağını anladı hem nereye gidecekti ki ayağa her kalktığında başı dönüyordu.
Bu dünyaya ait olmadığını vücudu tüm gerçekliğiyle haykırıyordu,birkaç saat önce daha güçlü hissettiğine yemin edebilirdi oysa şimdi...Gittikçe zayıflıyordu.

Yanına gelen oğlana bir şey diyecekken Adrien yatağa oturup kızın minik elini dudaklarına götürüp minik bir buse kondurdu ,Marinette'in içi titredi bu öpücükle ama bir anda sanki eski utangaç hali geri dönmüş gibi hiçbir şey yapamadı ,sadece gülümsedi.

"Sen hayatımı aydınlatıyorsun prenses."

Adrien içinden bunu geçirdikten sonra kızın saçlarını okşadı ,Marinette'in elleri onun dizindeki elini tutup sıktığındaysa o da gülümsedi kocaman.

"Biraz uyu hemen geleceğim."

***

Eve geldiğinde onu karşılayan Duusu'ya soğuk bir gülümseme verdi adam ve hızlıca merdivenlerden çıktı,Marinette yatakta bir melek gibi uyuyordu.

Her şeyi araştırmıştı genç adam,yıllarını bu işe vermişti ,Marinette'i geri döndürmek için ustaca planlar yapmış yenilse de vazgeçmemişti.

Ona tam kavuştuğunda hayat bu kadar acımasız ve adaletsiz olmak zorunda mıydı?

Mutlak güçle hayata döndürülen biri asla normal bir hayat yaşayamazdı en güçlü olan iki mucize belki de dünyanın en imkansız dileği olduğu için lanetlenirdi ölümden dönen kişi ve günden güne zayıflayarak acılarla dolu bir hayat yaşayıp bu dünyadan silinirdi.

Yatakta yatan kızın yanına oturdu ve elini tuttu,her zaman minicikti Marinette ve şimdi bu minik beden kendisi yüzünden lanetlenmişti bunu hak etmiyordu genç kadın.

Gözlerini açan kıza gülümsedi Adrien ve elini öptü,Marinette gözlerini ovuştururken aynı zamanda yatakta doğruluyordu.

"Geç geldin."
"Özür dilerim işlerim vardı." Yanlış anlaşıldığını düşündü genç kadın ve ellerini iki yana salladı "T-tabi olabilir yanlış anlama seni sorgulamıyorum tabi sadece merak ettim aslında merak da etmemeliyim çünkü senin işlerin var." Kahkaha atınca şaşkınlıkla mavi gözlerini büyütüp baktı adama.

"Hiç değişmiyorsun Marinette." dedi adam şefkatle,o ne kadar bu dünyaya ait olmasa da onun sakar ve tatlı Marinette'iydi bunu hiçbir şey değiştiremezdi.

"Haberleri gördüm." En sonunda açılmıştı bu konu,genç kadınla bu konuyu en son konuştuklarında ikisi de gerilmiş sonra adamın kendini bilen öpücüklerine kapılmıştı Marinette.

"Ne düşünüyorsun?"
"Adrien...Ben bu dünyaya ait değilmişim gibi hissediyorum." dedi kız sakince,uyandığından beri vücudu ona ait değildi sanki ve her yeri ağrıyordu." Bir şey demedi adam o Marinette kadar kolayca yüzleşebilecek biri değildi bu gerçekle.

"Ben bu dünyaya ait değilim Adrien bunu çok iyi biliyorsun." Ona arkasını dönen adamın sırtına koydu elini.

"Gitmeme izin ver."
"Hayır."
"Biliyorum çok acı çekiyorsun ama ben...Ben yaşasam da içi boş bir kabuktan ibaret bir ruhum Adrien seni her şeyden çok seviyorum ama beni böyle tutmak daha çok acı çekmene neden olur." Marinette'in bu dünyadan silineceğini biliyordu genç adam o sadece bir süre daha karısıyla kalmak istemişti ama bu süre ne kadar uzarsa o kadar acı çekeceğini kavrayamıyordu genç adam.

"Hayır! Her yolu denerim gerekirse Çin'e gideriz ama-Adrien diyerek oğlanın yüzünden tuttu genç kadın ve acıyla gülümsedi "Elinden geleni yaptın sen seni her şeyden çok seviyorum biliyorsun ama kendine bunu yapma lütfen canım yanıyor..." Alnını karısının alnına dayayıp gözlerini kapattı adam burada karısının kokusuyla kendinden geçtiği her an onun için dünyalara bedeldi.

"Seni çok seviyorum Marinette." Genç kızın yüzünü tutan eline minik öpücükler kondururken iç çekti genç kadın ve adamın sarı saçlarını okşadı.

"Yapman gerekeni biliyorsun."

Yapılması gerekeni biliyordu ve bu gerçek çok çok ağırdı
Ama en azından bir saat de olsa minik karısını doya doya öpemez miydi,mavilere baktığında aldığı olumlu cevapla kızı yatağa yatırdı.

Marinette'in vücudunun her yerine onu çıldırtmak istercesine minik öpücükler kondururken genç kadın iç çekti,çok özlemişti bu iç ısıtan ve nazik öpücükleri.

"Sana daha önce de söylemiştim."

Tekrardan kızın dudağını dudaklarının arasına almadan önce fısıldadı tutkuyla:

"Sensiz bir hayat benim için boğulduğum bir cehennemden farksız."

***

Her şey nasıl bu kadar anlamsızlaşmıştı bilmiyordu ,en son Marinette kollarındaydı onun minik elleri onu sarmalıyordu oysa şimdi...Ne ara bu kadar büyük bir boşluğa düşmüştü genç adam.

Marinette yoktu,genç kızın istediğini yapmış ve dileğini dilemişti o iki mucize sahibi uyanmış her şey normale dönmüştü ama kendisi...Tekrar korkunç bir karanlığa gömülmüştü ve bu karanlıkla daha fazla yaşayacak gücü yoktu.

Zehiri açarken kendine yapma dercesine bakan kwamiyi önemsemedi,Marinette yoksa akan suyun,doğan güneşin,varolmasının bir anlamı yoktu.

"Üzgünüm." Zehiri içmeden önce kenarda duran tabloya baktı.

"Sadece senin için yaşıyordum Marinette,sen gittin ve benim yaşamak için bir sebebim de kalmadı." Zehri içtiğinde ise mucize sahibi iki genç ailelerine sarılıyordu ama büyük malikanedeki saat durmuştu.

Bu kitabı zaten angst bitirmeyi düşünüyordum;) çünkü mutlu bir sonları olacağını düşünerek kurgulamamıştım bunu.

Okuyan,oy veren ve yorum yapan herkese teşekkür ederim ^^

ENDLESS✅Where stories live. Discover now