1.9

327 28 5
                                    

(8 ay sonra)

Kuzey'le sevgili olmamızın üzerinden yaklaşık 8 ay geçmişti. Beraber olmadığımız her gün düzenli olarak konuşuyor, birbirimize şarkı atıyorduk. Annemler Kuzey ile tanışmış onu çok sevmiştiler. Ben de onun ailesi ile tanışmıştım, çok tatlı bir ailesi vardı. Ailelerimiz şehir içinde olmadığı için onları çok az görüyorduk. Bugün ise Kuzey'de kalacaktım.

Şu an Kuzey bacaklarıma yatmıştı, ben de onun saçlarını okşuyordum. Karşımızda ise bir film vardı. Ama ben sadece onun saçlarına odaklanmıştım. Halinden çok memnun gözüküyordu.

Bir süre sonra elim yoruldu ve yavaşlamaya başladım. Zaten saat da geç olmuştu. Kuzey bacağımdan kalktı ve saate baktı.

"Geç olmuş, uyusak mı?" Başımı aşağı yukarı salladım.

"Olur." Dedim uykulu bir sesle. Koltuktan kalktı ve elini bana uzattı. Elini tutup ben de kalktım. Önümüzdeki masadan kumandayı alıp filmi ve ardından televizyonu kapattı. Tam adım atacaktık ki yorgunluktan sarsıldım ve düşecek gibi oldum. Kuze elini elimden çekip belime koydu ve beni destekledi. Sarhoş gibi hareket ediyordum. Kuzey'in odasına geldiğimizde yorganı çekip beni yavaşça yatağına bıraktı. Ne kadar yorulmuşsam sadece Kuzey'e ayak uyduruyordum. Yatağın diğer tarafına geçti ve yorganı açıp benim yanıma yattı. Ellerini bana sarıp kendine doğru çekti. Kulağıma doğru eğildi.

"İyi geceler güzelim." Diye fısıldadı.

"İyi geceler Kuzey'im." Dedim.

****

Yarı uykulu bir şekilde kolumu sağa doğru attım. Boşluk hissi ile yanımın boş olduğunu anladım. Yavaş yavaş ayılmaya çalışıyordum. Birkaç dakika sonra ayılmıştım. Elimi arkaya doğru açıp büyükçe esnedim.

Yataktan kalkıp elimi yüzümü yıkadım. Sonra mutfağa gittim. Kuzey çoktan kahvaltıyı hazırlamıştı. Krep yapıyordu. Ben mutfağa girince ban doğru döndü.

"Günaydın yakışıklı." Dedim enerjik bir sesle ve göz kırptım.

"Günaydın canım, hadi geç otur sen. Şimdi getiriyorum krepleri." Oturmadan önce yanına gidip yanağından öptüm onu. Duraksadı. Benden bunu beklemiyor olacaktı. Ben gidip masaya otururken o hala orada duruyordu. Bir iki dakika öyle durdu. Yavaştan bir yanık kokusu geliyordu. KREPLER!

"Kuzey, krepleri yapacaksın." Dediğimde kendine geldi ve hızlıca krepi ocaktan aldı. Tabaktaki krepleri getirdi ve masanın tam ortasına koydu. Ben de o sırada çaydanlığı alıp bardaklara çay doldurdum.

Kahvaltıya başladığımızda bir sessizlik vardı. Aslında Kuzey'e sormak istediğim bir soru vardı. Ve sanırsam bundan daha iyi bir zaman bulamazdım.

"Kuzey."

"Efendim güzelim?"

"Şey, sana sormak istediğim bir soru var benim ya." Tek kaşını kaldırdı.

"Evet, dinliyorum."

"Hani sen bana anonim olarak yazmıştın ya. O zamanlarda bir ara gitmiştin bir ay falan yoktun," Duraksadı, yüzündeki enerji gidiyor gibi oldu. Devam ettim.

"Ne olmuştu da gitmiştin?" Yüzü ciddi ve biraz da hüzünlü bir hal aldı. Hızla atladım.

"Tabi özel bir şeyde söylemene gerek bile yok. Ah ne diyorum ki ben? İyi bir şey olmadı belli, bile bile üzüyorum seni. Özür dilerim, sormamışım say lütfen." Hafifçe gülümsedi.

"Yok demek ki sordun cevap verelim güzelim." Dedi ve tekrar ciddileşti.

"Şimdi hatırlarsın benim aradığım abim vardı. Güney. Kavga etmiştik, o da gitmişti başka ülkeye. O zaman asla neden gittiğini anlamadım, hala da anlamıyorum çok saçma. Neyse hala anımı ararken abimi bulmuştum. Ama hayatta değildi." Gözleri dolmuştu.

"İspanya'ya gitmiş. Onu bulduğumda ölüydü. Öldürülmüş, bir kavga esnasında orada bulunuyormuş. Silahlı çatışma çıkmış. Kurşunlardan birisi abime denk gelmiş. Kurtaramamışlar. Morgda gördüm cansız bedenini. İyi değildim. Ağlayamadım bile. Asla dışarı bile çıkmıyordum. Kimse ile konuşmak istemiyordum. O yüzden biraz öyle oldu Alyeska'm, özür dilerim." Küçük bir yaş düştü yanağına. Sandalyemi yanına çektim. Yanağındaki bir damla yaşı parmağımla sildim.

"Özür dileme, o psikoloji ile bana bunu yazabilmen bile çok büyük bir şey benim için." Der demez sarıldım ona. Birkaç saniye sonra omzumda bir ıslaklık hissettim, ağlıyordu.

"İyi ki varsın Alyeska'm. Seni çok seviyorum. Sen olmasan ne yapardım bilemiyorum."

"Asıl sen iyi ki varsın bebeğim." Baya bir süre öyle durduk. Kuzey biraz daha iyi olunca masayı toparlamak için ayağa kalktık. Ellerini belime sardı.

(Yazardan not: Kuzey, Alyeska'nın beliyle derdin ne?

Yazardan not 2: Kesinlikle yazarın bel teması takıntısı yok :D)

Ben de kollarımı boynuna doladım. Gülümsedi. Gülümsedim. Gözleri dudaklarıma kaydı ve dudaklarını ıslattı. Sonra bana soru sorar şekilde baktı. "Öpebilir miyim?" Demeye çalışıyordu. Daha çok gülümsediğimde cevabını almıştı. Yavaşça dudaklarını yaklaştırınca gözlerimi kapattım. Dudaklarını dudaklarıma bastırdı ve beni yavaşça öpmeye başladı. Ben de karşılık verdim. Ve böylece gün çok güzel bir şekilde başlamış oldu.

Kaç dakika öyle kaldık bilmiyorum ama nefessiz kalana kadar öpüşmüştük. Şimdi ise masayı topluyorduk. Kuzey kahvaltılıkları dolaba yerleştirirken ben de bulaşıkları makineye koyuyordum. Mutfak işi bittikten sonra kısa bir ev temizliği yapıp dışarı çıktık.

________

Selamın aleyküm canlarım ciğerlerim ballarım

Bugün bir tık uzun bir bölüm yazdım çok mutluyum

Bir de küçük bir haberim var, bu kitabı normalde 2.0 bölümde bitirmeyi düşünüyordum ama birkaç kısım yazacağım ve o yüzden birkaç bölüm daha ekleyebilirim yani finalini kaçıncı bölümde yapacağım bilmem ama özel bölüm falan da ekleyeceğim

Biraz zor bölüm yazıyorum çünkü yazdığımda hiç içime sinmiyor ve 10-15 kez düzenliyorum o yüzden çok geç atıyorum bölümü lütfen kusuruma bakmayın :'(

Eğer bölümü sevdiyseniz oy verir ve yorum yaparsanız çok çok sevinirim

Ayrıca yukarıdaki cümle hakkında da şey söylemek istiyorum öyle boş bir şekilde yorum ve oy kasmak için söylemiyorum cidden kim yorum yaparsa veya oy verirse o gün boyunca 36 diş sırıtarak geziyorum yani cidden çok çok seviniyorum

Sizleri seviyorum, kendinize iyi bakın bir sonraki bölüme dek görüşürüzzzz güllerimmmmm <333

Madem || Texting ||TAMAMLANDIWhere stories live. Discover now