Ertesi gün uyandığımda Ayça bana o gece yaşanılanları anlattı.sonra kahvaltı için toplandık.her zaman olduğu gibi pek fazla yemek yiyemeden sofradan kalktım.annem bana bunu yaptığım için çok kızıyordu fakat bir Türlü başıma bir şey gelecek de onun gölgesindeyim gibi yemek yiyemiyordum.
Sofradan kalktığımda kapı çaldı ve kapıyı açtım.ateş benim karşımdaydı.ne olduğunu merak edip sordum. "Hadi çıkıyoruz dedi" nereye çıkacağımızı soramadan dedem atladı "tamam oğlum hadi çıkın" Ayça atıldı "bekleyin bende hazırlanayım" dedem seslendi "hayır Ayça sen gitmiyorsun" Ayça "tamam" deyip oturdu ateş beni acele ettirerek çıkardı.
Karışık hisler ile sordum "nereye" soruyu sorduğumda hiç bilmediğim bir yerin cevabını aldım "Mardin tepesi" duyulduk bir isim gibi geliyordu fakat böyle bir yer yoktu biraz geçtikten sonra salıncak tepeye geldiğimizi fark ettim.ve bu sefer bir farklılık vardı.buraya bir kulübe eklenmişti çok güzel görünüyordu.
Heyecan ile ateşe söyledim "ismini yanlış biliyorsun burası salıncak tepe Mardin tepesi diye bir şey yok"
Sakince cevap verdi "peki öyle olsun"
Ve tekrar bir soru daha yönelttim "burda bu kulübe yoktu ki işte bu salıncak vardı fakat bu kulübe yoktu". Meğerse bu kulübeyi ateş buraya yapmış içinide benim çok sevdiğim kahve kokusu ve en sevdiğim renk olan mor ile kaplamıştı.içine girdiğimde çok şaşırmıştım ve buraya bayılmıştım.
Ama aklımda neden bunu yaptı ve mor rengini sevdiğimi nerden biliyor soruları dönüp duruyordu bu beni çok kaygılı bir hale getirmişti ve sanırım bunu ona da belli ediyordum. Kulübede otururken yıldız tilbenin bir şarkısını açmıştı.müzik dinlemeyi seven biri olarak hoşuma gitmişti.ve sonra geçmesin günümüz adında benim fiziksel özelliklerimi taşıyan bir şarkıydı.
"Kızıl saçlarında ne menevişler var
Kor gibi dudaklar ve kızıl saçlar"gibi bir çok söz geçiyor yoksa ateş bana karşı bir şey mi his ediyordu olabilirdi fakat ben ateşi arkadaş olarak görüyorum.
Akşam olduğunda eve gitme saatimin geldiğini söyleyip ateşi ayaklandırdım ateşte red etmeden kabul etti ve arabaya bindik.evin kapısına geldiğimizde bizim arabalardan başka arabalar vardı sanırım biri bize gelmişti.içeri girdim ve yüzünü ilk defa gördüğüm insanlar ile selamlaştım sonrada odama çıkacağım deyip çıktım.fakat bir an merdivende oturup konuşmalarına kulak vermek istedim ve merdivene oturdum.bir kaç dakika sonra duyduklarıma inanamadım.
Annemi babam kaçırdıgı ve bu sayede evlendikleri için dedem berdel istiyormuş ve bu kişi de ateşin kardeşiymiş. kız poyraz abimi istemiyormuş fakat dedem buna mecbur tutuyor.
Merdivenden inip dedeme orada oturup oturtmayacağımı sordum kabul etmişti fakat konuşmayı kesmişlerdi dedeme ne olduğunu soruyordum fakat cevap vermiyordu.
Mutfağa gidip anneme baktım ve içerdeki konuşmalara duyup duymadığını soracaktım ki annemin ağlamaktan kan çanağı olan gözlerini fark ettim ve endişe ile sordum "annecigim ne oldu neden ağlıyorsun" annem yanıt vermiyordu.şokta gibi görünüyordu.rahatlamasına izin verip mutfaktan çıktım yengeme olayı bilip bilmediğini sordum "hayır" dedi fakat bildiğine emindim çünkü yengem bir şey saklasa hemen belli ederdi bu da o saklamalardan biriydi.
Hiç kimse cevap vermiyordu sinir krizi geçirecek gibiydim kafama takmamak için odama geçip kulaklığımı taktım ve yatağıma uzandım. Dinlediğim "duman"şarkıları ile biraz ruhumu dinlendirdim.
Su içmek için kalktığımda yengem ile annemin konuşmasına denk geldim yengemin konuşmasında şu cümleler geçti. "Eğer aden tecavüz çocugu olduğunu öğrenirse ve babasının farklı biri olduğunu duyarsa naparız" bu sözleri duyduktan sonra vücudum titreyerek mutfağa girdim annemlere duymamış gibi yapmaya çalışıyordum bir bardak su alıp çıktım elimin titremesinden suyu içemiyordum.
Odama çıktım ve göz yaşları içinde Allah'a rüya olması için yalvardım.ben bir tecavüz çocugumuyum. Benim yıllardır baba dediğim adam benim öz babam degilmiydi.ağlamamı durduramıyordum ağlaya ağlaya uyumaya çalıştım anneme yA bildiğimi belli edersem.
Başım feci ağrıyordu.dört beş agrı kesiciyi birden ağzıma attım.garip giden bir şeyler vardı başım dönüyor gözlerim zorla açılıyordu.ve sonra her şey için kısa bir ara verildi.kusursuz bir filmin reklam arası gibi.....
Adenin bu bölümü nasıl.umarım beğenmişsinizdir.burdan beni kitap yazmaya iten kişiye de selamlar 🖖
İyi akşamlar🤍
