Bölüm 29: Beşiktaş Marşı

6.1K 389 34
                                    

Hepinize selamlar sevgili okurlarım. Bölüme geçmeden önce sizinle paylaşmak ve konuşmak istediğim bir konu var.

Bir önceki bölümü okuyanlar bilecektir ki, 40 oy ve 40 yorum sınırı dolmadan bölüm atmayacaktım. Ama gel gelelim oy birkaç saat içinde 40'ı geçmiş olsa da yorum 10'a bile çıkmadı..

Ben de artık sadece oy sınırı koyacağım ve yorum istemeyeceğim. Siz isterseniz yorum atarsınız. Anladım ki siz okuyup oy vermekten yanasınız. Siz ne derseniz o olsun..

Neyse. Fazla mı çenem düştü ne? Size iyi okumalar diliyorum.

Bölümün bir kısmını Bartu'dan okuyacaksınız..

***

Bana nefes almak zordu o an için. Doktorun söyledikleri bir pranga misali dilime kilit vurmuşken, düşüncelerim de aynı zaman da işlevini yitirmişti.

Oturduğum yerden zor bela kalkıp yürüdüm o koridoru. Nasıl uzun geldi o koridor bana.. Sendeleye sendeleye yürüdüm. Garip olan şey gözlerimin susmasıydı. Hiçbir yaşam belirtisi yoktu üzerimde nefes almaktan başka. Ben de Fatih ile beraber tüm canlılığımı uykuya emanet etmiştim.

Talya, Elis, Nergis anne ve Suzan'ın olduğu, Fatih'in yattığı, koridora dönmemle Suzan başta olmak üzere hepsinin bakışları bana döndü.

Olaylardan bağımsız, hayatın bu kadar acımasız olduğunu bilmeyen, kaderin sillesinden habersiz olan tek kişiydi, Elis. Ona bakıp acıyla gülümsemek ne zor geldi bana..

Boş bakışlarım onları etkilemiş olmalı ki Suzan elini kalbine götürdü ve nefesini tuttu. Talya Elis'e daha bir sıkı sarıldı. Nergis Anne daha çok dua eder oldu..

İşin son noktası bende olacakken, ben nasıl diyecektim ki onlara; Fatih komada diye.. Ben daha kabullenememiştim. Kabullenmek istemiyordum.

Beynimdeki düşünceler derimi lime lime etmeye devam ederken Talya Elis'i annesine verdi ve yanıma yürüdü. Sonunda içimizden birisi hareket etmişti. Yoksa ben koridorun başında, döndüğüm duvar kenarında öylece duruyordum çünkü..

"Bartu." dedi endişeyle. Dolu dolu gezinen bakışlarımı yolladım Talya'ya. Bana biraz daha yaklaştı ve buz gibi olmuş suratıma dokundu. Kireçlenmiş gibiydim.

"Ne dedi doktor?"

Gözlerime baktım. O da bana baktı. Konuşuyorum işte duysana..

Hızla kollarıyla beni sardı ve tek kelime etmeden sarıldı. Okşadı sırtıma döküldü tüm sözler dilimden.

"Koma." dedim. Evet. Sadece bu kelime çıktı ağzımdan.

Kollarını boynumdan çekip, "Ne, koma?" diye sordu doğal olarak.. Belki o da anladı ama kabullenmek istemedi.

"Fatih, koma." dedim gözlerine bakarken. Dolan gözlerini kırpıştırdı ve yeniden sarıldı. Bu sefer ben ayrıldım ondan, vücudumu ele geçiren atakla Fatih'in yattığı odanın camına gittim ve ona baktım.

"Ne diyor lan bunlar?" dedim. Acım sinire dönüyordu.

"Ne koması oğlum kalksana lan!?"

Talya arkama geçti ve beni sakinleştirmeye çalıştı. Nergis anne kucağında Elis ile uzaklaştı ve Suzan yanıma gelip sadece boş boş dediklerimi dinledi.

"Oğlum koma dediler lan bana? Koma nedir lan, koma nedir?!"

"Bartu tamam.." dedi Talya ama benim içim soğumuyordu.

"Kalsana oğlum.." dedim gözyaşlarım akarken. Yumruk yaptığım ellerimle cama vurdum. "Kalkta herkes utansın lan! Kalk lan! Uyan!"

Ellerim artık vurmaktan kızarmışken Talya ağlaya ağlaya ellerimi tuttu ve sırtımdan bana sarıldı. Dizlerim artık beni taşımazken yere çöktüm. Talya'da önüme geçti ve ellerimi tuttu.

BABA OLMAK +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin