Jungkook Nerede?

89 13 2
                                    

Helloooooo ben geldim nasılsınız keyifler nasıl?

Okulların açılmasına da 3 gün kaldı bune aq ya ödevlerden matematik hala duruyo nasıl yapıcam bilmiyorum ama birşekilde halledicem

İyi okumalar~

****

Hoseok, Jimin ve Yoongi oturma odasında oturuyorlardı. Hoseok ve Yoongi gayet iyi anlamışlardı ama Yoongi hala biraz gergindi nedenini oda bilmiyordu ancak Hoesok'un kendisini sevmesi biraz olsun rahatlatmıştı içini.

Hoseok  Jungkook'u görememişti ve onuda çok özlemişti bu yüzden Jungkook'un çalıştığı şirkete gidip Jungkook'u görecekti bunun yüzünden ayaklandı ne Jimin'e haber verdi

"Jimin ben şirkete bir bakıp geleyim orada çalışmayı çok özledim."

"Tamam hyung" dedi Jimin sesinin titrememesine dikkat ederek ki bunu başarmıştı ve sesi titrememişti.

Hoseok evden çıktığı gibi Jimin Yoongi'nin yanına gitmişti içini acayip bir korku kaplamıştı çok korkuyordu Yoongi'yi ondan alacaklar diye. Evet o abisini öldürmüştü bunun oda farkındaydı ama elinde değildi. Yoongi'yi çok seviyordu ve onun için herşeyi yapardı.

Yoongi, Jimin'e bakmış ve ona sorgular bir bakış atmıştı maalesef birazdan kopacak olan kıyametten haberi yoktu..

Jimin Yoongi'ye korkuyla bakmıştı ağlamak istemiyordu ama elinde değildi gözleri dolmuştu elinde olmadan.. Dolu ve kırmızı gözlerle tam Yoongi'ye bakıyordu belkide ona son bakışıydı bu... son kez bakıyordu belkide o simsiyah gözlerine. Bunun hakkında hiçbir fikri yoktu ancak öyle geliyordu içinden.

Yoongi Jimin'in gözlerinin dolmasıyla kaşlarını çatmış hemen sevgilisinin yanına gitmişti neden ağlıyordu?

"Noldu sevgilim? Neden ağlıyorsun?"

Jimin kendini tutamamış hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamıştı. Anında Yoongi'nin boynuna sarılmış kafasına mis kokulu boynuna gömmüştü. İçine derin derin çekti kokusunu çok seviyordu onu.

Yoongi git gide endişelenmeye başlamıştı ve Jimin'in ağlaması çok canını sıkıyordu..

"Jimin ne oldu? Bana da anlatır mısın lütfen. Neden ağlıyorsun hayır lütfen ağlama sevgilim lütfen.." dedi Yoongi çaresizce.

Jimin'in kafasını boynundan çekti ve gözlerine sayısız öpücük kondurdu. Ve gözyaşlarını sildi.

Jimin biraz olsun sakinleşirken konuşmaya başladı. "Yoongi a-abim şir-şirkete git-gitti.." dedi Jimin sesinin titremesine önleyemeden.

Yoongi yine buna anlam veremedi. Jimin bunun için mi ağlıyordu?

"Bunun için mi ağlıyorsun sevgilim?" Dedi Yoongi sorgular bir sesle.

"Hayır aptal! Bunun için ağlamıyorum neden bunun için ağlayayım ki? Hoseok hyung şirkete gitti Jungkook'u görmeye!" Dedi Jimin tek nefeste ve daha fazla ağlamaya başladı.

Yoongi'yi elinden alacaklardı. Ve bunu hiç istemiyordu. Onun yaşama sebebi Yoongi'ydi ve yaşama sebebi, hayatının anlamı giderse.. o hayatta biterdi.

Yoongi'nin ise duydukları ile gözleri dolmuştu.. o ölümden değilde Jimin'i kaybetmekten daha fazla korkuyordu.

Öleceğini de biliyordu. Çünkü birini öldürmek idam cezasıydı ki o iki kişiyi öldürmüştü.

Jungkook'u ve babasını...

Bu yüzden kesinlikle idam edilecekti. Hiç şansı yoktu. Bu sefer ölümden kaçamayacaktı. Ancak o ölünce Jimin'in halini asla düşünemiyor, düşünmekte istemiyordu çünkü düşündükçe kalbi ağrıyordu. Kalbine sayısız bıçak saplıyorlardı sanki.

Yoongi'nin gözlerinden istemsizce bir yaş düştü. Jimine baktığında resmen mahvolmuştu.

"J-Jimin ben ö-ölünce ayakta duracaksın  ve asla ü-üzülmeyeceksin ve en önemliside asla ama asla kendine za-zarar vermeyeceksin söz mü? Söz ver bana Jimin." Bunları söylerken içi gidiyordu ama sevgilisinden bir söz almak istiyordu. Gözü arkada kalsın istemiyordu kendisi ölünce bile sevgilisinin iyi olmasını istiyordu. İsterse yerine başka birisini bile bulabilirdi. Sevgilsinin mutlu olmasını herşeyden çok istiyordu çünkü...

Jimin'in duyduklarıyla gözleri açıldı ve kafasını hayır anlamında salladı. Resmen delirmiş gibi hissediyordu.

"HAYIR! HAYIR AŞKIM SEN ÖLMEYEKSİN HAYIR ÖLMEYECEKSİN SEN!" Dedi bağırarak. Yoongi duyduklarıyla daha fazla ağlamaya başladı sevgilisi çok üzülecekti.

Jimin'in ayakları daha fazla kendini taşımadı ve düştü Yoongi anında yanına gelirken onu kucağına aldı sımsıkı sarıldı ona.

Jimin ellerini sevgilisinin boynuna sardı sımsıkı sarıldığında ona asla ondan ayrılmak istemiyordu.

"Ölmeyeceksin sen izin vermem ki ölmene. Hayır sen ölmeyeceksin Yoongi asla izin vermem buna. Bizim bi yuvamız olucak biliyor musun? Biz evlenicez Yoongi evlatlık alıcak. Biz çok mutlu olucaz. Asla böyle kötü düşünme sen. Tamam mı?"

İkiside bu sözlerle daha fazla ağladı. Hiç durmadan saatlerce ağladılar ve birbirlerine sarılmayı asla ihmal etmediler. Birbirlerinden ayrılmak asla istemiyorlardı.

Hoseok şirkete geleli 2 saat olmuştu herkesle görüşmüş, konuşmuş ve hasret gidermişti. Ancak Jungkook'u görememişti ve bu durum çok canını sıkıyordu. Kardeşini çok özlemişti.

Bunun üzerine sekreterini Bogum'u yanına çağırdı.

"Buyrun Efendim beni çağırmışsınız. Bir isteğiniz mi vardı?" Dedi Bogum patronuna.

Hoseok koltuğunda rahat bir pozisyon aldı ve oturmaya devam etti.

"Hayır Bogum bir sorun yok sadece Jungkook'u göremedim. Jungkook nerede? Bir fikrin var mı?"

Dedi Hoseok tebessüm ederek. Bogum bu soru ile yurkundu ve aşşağı bakmaya başladı. Galiba kardeşinin öldüğünden patronunun haberi yoktu. Ancak bunu nasıl söyleyecekti bilmiyordu.

Hoseok Bogum'un bu hareketi ile kaşlarını çattı ve ayaklandı.

"Bogum cevap versene Jungkook nerede? Birşey mi oldu?"

Dedi tekrardan Bogum kafasını kaldırdı ve dolu gözlerle Hoseok'a bakmaya başladı. Tekrar yutkundu ve ağzını araladı söylemek için.

"E-efendim Jung-Jungkook öl-öldü..."

****

Evet umarım beğenmişsinizdir. Bu bölümden sonrası cehennem resmen. Sürekli duygusallık olucak

Yazım yanlışı varsa lütfen kusura bakmayın sizi seviyorum bir sonraki bölümde görüşmek üzere💜

Muahhh💕


I Could Not Forget You  | Yoonmin✔Where stories live. Discover now