PASTANIZ NASIL OLSUN? ÇİLEKLİ Mİ? ÇİLELİ Mİ?

297 51 236
                                    

''Yapamıyorum!!!''

''Efsun biraz sakin olur musun? Daha çalışmaya başlayalı bir saat bile olmadı!''

''Senin tuzun kuru tabii!''

Elimde tuttuğum kalemi hırsla yere vurdum.

''Bak eğer benimle zıt gideceksen bu ders işi kalabilir...''

''Tamam be kanka... Sende hemen kızıyorsun.''

Efsun bana Shrek'teki kedi gibi alttan alttan bakıyordu ve bu kesinlikle işe yarıyordu. Tamam sinir bozucu bir yanı vardı ama gerçekten bir tarafı çok masumdu.

''Hadi gel baştan başlayalım. Ama anlamadığın anda bunu belirt ki boşu boşuna ilerlemiş olmayalım.''

Efsun usluca başını salladı ve bende dağılan saçlarımla beraber dikkatimi de topladım. Bunda Efsun'un evden getirdiği ve annesinin yaptığı patatesli gözlemelerin de büyük bir rolü vardı. Yerken tuhaf tuhaf sesler çıkarmamak için kendimi tutuyordum resmen.

Bir saat kadar ara vermeden çalışmaya devam ettik. Efsuna'a kızmam işe yaramışa benziyordu çünkü bu sefer daha dikkatliydi. Ayrıca sorduğum küçük sorulara da doğru cevap veriyordu.

''İyisin!'' dedim motive eden bir tonda.

''Değilim...''

''Anlamadım?''

''Daha bir saat oldu. Konunun başındayız. Erkenden sevinmemek gerek.''

''Efsun sen manyak mısın? Konunun başını anlamıyor da olabilirdin. Konunun başını anlamazsan ortasını hiç anlamazsın hele hele sonunu hiç getiremezsin. Sonra ne olur? Konuyu anlamamış olursun.''

Efsun geriye yaslanıp kollarını bağladı.

''Özgüvensizlik yapıyorsun. Birazcık kendine güvenir misin?''

''Özgüvensiz değilim ben!''

''O zaman ne diye kendini küçümsüyorsun ki?''

''Senin için söylemesi kolay!''

Çizgi film karakterleri gibi gözlerimin çizgi haline geldiğinden ve ağzımın kocaman olduğundan emindim.

''Yineee yaptın işteeee!''

''Tamam be bağırma!''

Oturduğum sandalyeyi geriye itip ayaklandım.

''Küstün mü?''

''Çocuk değilim!''

''Kanka valla kusura bakma. Bunlar hep sınav gerginliği. Yoksa seni kıskandığım falan yok.''

''Öyle bir şey yapıyorsun demedim. Gergin olduğunun farkındayım.''

Efsun gergin, hiperaktif veya biraz asabi olabilirdi ama kıskanç birisi asla değildi. Bunu gözlerine bakan kolayca anlayabilirdi.

''Nereye o zaman?''

''Kantine gideceğim. Bir şey ister misin?''

Efsun akıllı bir çocuk gibi başını hayır dercesine salladı.

Üst kata çıkmak için merdivenlere yöneldim. Öğleden sonra yapılan derslerinin bitmesine bir saat kalmıştı. Çok acıkmıştım. Canım devasa şekerli şeyler çekiyordu. Ve çilekli! Çilek benim hassas noktamdı.

Koşa koşa kantine gittim ve sakin olduğunu görünce sevindim. Sıra yoktu. Zaten kocaman kantinde sadece üç beş kişi oturuyordu.

''MERHABA!'' dedim ama sanırım biraz fazla bağırmıştım.

RAMAK KALAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin