ÖĞRENCİ BİR SIÇRAR, İKİ SIÇRAR, ÜÇÜNCÜ DE SINAVA TAKILIP DÜŞER!

84 14 14
                                    



"Ya nasıl ya? Nasıl yani? Abi bu nasıl olur? Kabus mu bu ya? Abi nasıl dedim size nasıl?"
"Zehra bir kere daha nasıl dersen vallahi sınav sonucunu gırtlağına sokup susturucam seni!"

Vedat'ı duymazdan geldim. Aslında gerçekten de duymuyordum. Çünkü önümde duran sınav sonucu kalp krizi geçirmeme neden oluyordu.

"Ay ben bayılacağım sanırım!"
"Zehra saçmalama!"
"Bak Ceyhun zaten sana kılım bana saçmalama falan deme vallahi paralarım hepinizi!"

Ben sınav sonucuma bir kez daha inanamayarak bakarken herkes sessizce beni izliyordu.
Okulun ikinci haftasındaydık. İlk hafta yapılan denemede neredeyse sonuncu olmuştum.

Evet ben, ben ben Zehra!
Ben sonuncu olmuştum.
Çünkü bir aptal gibi kaydırma yapmıştım.
Ve bu kabul edilemezdi.
Benim dikkatim hiçbir zaman böyle dağılamazdı.
Ben en iyi olmak zorundaydım.
Anneme babama söz vermiştim.

"Bak kanka bu kadar korkulacak bir şey değil. İlk defa başına geliyor. Kötü zamanlar geçirmiştin. Olur böyle şeyler."

"Efsun ya normal sınavda da böyle olursa? Ya emeklerim boşa giderse!"
"Kankacım inan bana öyle bir şey olmayacak!"

Efsun'a inanmak istiyordum ama içimdeki olumsuz taraf sürekli dehşet içerikli olasılıklar sunuyordu bana.

"Uzatma Zehra. Hepimiz seni biliyoruz. Hadi kalk kendini topla. En azından şu an yaşadın ve artık kendini toplayacaksın."

Vedatın tatlı sert yorumuna karşı üzgün üzgün başımı salladım.

"Öğle arasını boş geçirmeyelim de gidip bir şeyler yapalım!"
"Siz gidin" dedim Efsun'a "Ben mahsene gidip ders çalışacağım."
"Ama kanka olmaz ki!"
"Olur Efsun valla. Lütfen ısrar etme biraz kafam dağılır zaten."

Baktılar ki ben oldukça ciddiyim gitmek zorunda kaldılar.

Ceyhun önce bir kaç mırın kırın etse de onu istemediğimi belli etmiştim.
Gerçekten kendimi toplamaya ihtiyacım vardı.

Kitaplarımı ve çantamı toplayıp aşağı inmeye başladım. Aylardır o küçük köşeme kaçamamıştım. Çok özlemiştim aslında. O yüzden gerçekten bu bana iyi gelecekti.

En aşağı inip eski ama tatlı koltuğuma oturur oturmaz başımı geriye attım ve nefesimi sesli bir şekilde verdim.

"Zehra sen ne yaptın be kızım!"
Kendi kendime söyleniyordum.
"Ulan bitirdik be kendimizi, kendi kendimizin topuğuna sıktık..."
Çantamdan bir test kitabı çıkardım oldukça hevessiz bir şekilde.
"Biz bu hallere düşecek biri miydik? Yıllardır emek emek işledik. Şimdi şu halimize bak."

Gözlerim dolunca şaşırdım çünkü ben öyle ulu orta ağlayan birisi değildim.

"Topla kendini kızım."

Gözyaşlarımı sildim ama yerine yenisi geliyordu. Annemle babam bu sonucu öğrenince çok üstüme geleceklerdi. Ayrıca annem doğuma bu kadar yakınken onun üzülmesini istemiyordum.

Kendi başarısızlığıma kendim için üzülemiyordum. Beni asıl korkutan çevremdekileri hayal kırıklığına uğratmaktı.

Önümde ki matematik sorusunu çözmeye başladım. Kafam allak bullaktı ve sebebi dersti ama bu yaştaysanız ve sınav öğrencisiyseniz üzülseniz bile o sınava çalışmaya devam etmeniz gerekiyordu.

Gerçekten acımasız bir sistemdi.

Bir yandan ağlarken bir yandan da soruyu çözüyordum. Aslında gözyaşlarımdan sayfayı bile zor görüyordum ama kendi kendimi teselli şeklim buydu sanırım.

RAMAK KALAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin