C h a n g e | Jikook mini fic

2

Jungkook'un cephesi...

☆

Klik klak'tan bang bang'e
Sen ve sen
Çabalamadan hiçbir şeye ulaşılmayacağını bildiğim için minnettarım
Hayatta bir yere gelememiş olmanın suçlusu neden ben olayım?
Böyle silik yaşamaya devam et
Üzgünüm ama ben daha da çok para kazanmaya devam edeceğim
O yüzden lütfen sağ kal ve beni izle!

Ah! Bu dünyada BTS'ten iyisi yok.

Müzikleri bir taşam tarzı,sözleri ve içindeki anlam derinliği adeta üniversitelerde okutulması gereken ders niteliğinde.Ama kimine göre gürültücü,baş ağrıtıcı bir ses topluluğu...Özellikle karşı penceredeki Park için.Yani belki bir kere tam anlamıyla dinlese o da sevebilirdi.Ama önyargılarını kırması lazımdı.Ve ben bu her akşam bunu seve seve yapıyordum.

Hava sıcak olduğu için tişörtümü çıkartmış ve sadece altımdaki şortumla odanın içinde cypher pt4 keyfi yaşıyordum.Karşıdan gelen tiz sesli bağırışlara bakılırsa Jimin'de müziğimin tadına bakmış olmalıydı.

Onu sinir etmeye tam anlamıyla bayılıyordum.Sinir olduğunda küçük burnunu kırıştırır,yanakları hararetten kızarır ve o akıcı ve nazik konuşması bozulurdu.Aslında tam anlamıyla huysuz bir köpek yavrusuna benziyordu.

Müziğin sesini kısmak karşılığında poposunu göstermesini istemem de bu yüzdendi.Onu kızdırıp biraz eğlenmek istemiştim.Ama evrenin bana yardım etmesi tahmin ettiğim bir şey değildi tabi ki.Hırsla pencereyi kapattığında tişörtü kısmış ve arkasını döndüğünde de yırtılmıştı.Böylece altına giymiş olduğu pembe külodunu da görmüş olmuştum.Pekala inkar edemezdim,poposu gerçekten çok güzeldi!

O gecenin sabahı akan salyamın yastığımda oluşturduğu ıslaklığı hissederek uyanmıştım.Dersler konusunda bir iddiam olmasa da okulun Amerikan Futbolu takımının kaptanıydım.Bu yüzden vücuduma her zaman dikkat ederdim.Her sabah yataktan sürünerek çıksam da mutlaka ayılmak için şınav çeker,kaslarımdaki seğirmeleri hissedikçe güne daha güçlü başlardım.

Bu sabah da öyle olmuştu.Temizlenip anne ve babamın yanına indiğimde gözüm ilk mutfaktaki hafif dumana takılmıştı.

"Siktir yine yandı!"

Tavadaki siyah şey -ki bu muhtemelen sabah kahvaltımızdı- her neyse güzelce yanmışa benziyordu.Omega annem(Jungkook'un iki ebeveyni de erkek) bir güzel sövmüş ve yanmış tavayı lavaboya fırlatmıştı.

"Evet beyler bugün güne soğuk sandviçle başlıyoruz.Üzgünüm az önce domuz pastırmalarını yaktım"

"Ah işte benim sevdiğim adam!"

Babam, motor yağı dolu beze ellerini silerken anneme şapırtılı bir öpücük bırakmış ve kendini masaya atmıştı.Şimdi diyorsunuzdur ki sabahın köründe motor yağı ne arasın?

Evin hemen arkasında babamın kendine ait küçük bir oto tamir dükkanı vardı.Otomobiller,bizden sonra onun tüm hayatıydı.Hatta annemle bile tanışmalarının sebebiydi.Bu sebeple o küçük dükkan hem onun hem de bizim için çok değerliydi.

"Ewww lütfen odanıza gider misiniz,bu yaştan sonra kardeşle falan uğraştırmayın beni"

"Seni de göreceğiz kaptan,hele bir omegan olsun-"