Dershane Hocam

Amerika

....

Dilan elini kaldırıp kapıya vurduğunda içimde büyüyüp ve beni fazla heyecanlandıran hisse karşı gelemiyorum.

Her ne yaparsa yapsın sanırım insan birine gerçek anlamda aşık olunca tek sözüne kanacakmış gibi aptal biri olabiliyor.İçimdeki o aptal şahısa söz geçirebilseydim eğer şu an ellerim heyecandan titremiyor olurdu.

"Abime ilk ben sarılayım mı?"

Kollarımı göğüsümde bağlayıp gözlerimi kıstım.

"Abine ilk yumruğu ben atarsam neden olmasın."

İki kız vardır bu dünyada.Sanırım şu an şahit olduğunuz diyaloglardan bunu anladınız.

"Tamam kabul ama yavaş vur tamam mı?" Diyen Dilana döndüm.

Tatlım sence hiç bir şey söylemeden kilometrelerce uzağa giden birine şakacıktan vurmayacağım herhalde.Böyle elimin dolusu vuracağım. Feleği şaşacak feleği.

"Tamam hadi çenesini çıkaracak derece sert vurmam." Ela gözler irice açıldığında "Ha sen birde çenesini çıkaracak kadar sert vuracaktın?" Bakışlarımla e yani derken yüzündeki o karmaşık ifadeye son veren açılan kapıydı.

Gördüğüm adam Demirden bir kaç santim kısaydı.Sarışın olan adamın ela irisleri benim üzerimde dururken yüzünde hiç bir mimik ifadesine yer vermeyen adam altıgen gözlüğünü alnına doğru itti.

"Abi."

Dilan adama doğru atılıp sıkıca sarıldı. Yalnız arkadaşlar bir dakika lütfen.Bunların hepsi esmerken Rüzgar neden sarı? Ayrıca Güngörlere hiç benzemiyor? Lan yoksa-

"Senin geleceğini bilmiyordum ve haber vermek bu kadar zor olmamalı değil mi Dilan?"

Tamam ikna oldum.Bu benimle telefonda konuşan şahıs.

Dilan suçlulukla kendini geri çekerken ona sarılmamış olan adam kaşlarımın çatılmasına neden oldu.

Ne kadar insancıl bir abi.Ben Fırat abime kurban olurum be. Nefessiz kalana kadar bana sıkıca sarılır başımın üzerini öper,yanaklarımı sıkar,burnumu yerinden kopartır.Bu abiyse benim Fıratım ne oluyor?

"Özür dilerim, haber vermeliydim ama her şey çok ani gelişti.Kendimi burada buldum birden ve inan nasıl oldu anlamadım bile."

Ben olsam böyle abiye abi bile demem.Sen kalk taaa nerelerden gel buraya.O ise sırf ona haber vermemişsin diye kızıp sana sarılmasın.Abilikten men etme kararı burada devreye girer abicim.

"Peki buraya geldiğinden bizimk-"

"Selamün aleyküm."diyerek artık giriş yapma vakti geldi de geçiyor bile.Bu ne ya ben buraya dışarıda beklemek için mi geldim? Demirim nerede?

Elalar beni bulduğunda elimi kaldırıp el salladım." İçeriye mi geçsek? Hani biz böyle apar topar gelince buranın soğuk olacağını hiç hesaba katmadık."

Üzerimde incecik kıyafetlerle kışa meydan okuyorum.Buraya gelene kadar onca insan montla gezerken bizim üzerimizdeki ince kıyafetlere şaşıranlar çoktu.