The General's Vampire Omega [Türkçe BL MTL] ✔

Bölüm 8: Bir Alfa Seç

"Ama Chen Sihan'ı görmekte haklısınız, General Chu komutan, ama bu kişiyi kışkırtmak kolay değil." Lin Fan söyledi.

Sonra sesini alçalttı ve şöyle dedi: "Amiralliği bizzat başkan tarafından verildi ve başkan ona çok saygı duyuyor."

"Babamın özel olarak onu amiral olarak atamanın iki anlamı olduğunu söylediğini duydum." Lin Fan iki parmağını kaldırdı.

"Birincisi, tüm ekibi gizli görevlerde öldü ve sadece bir tanesi hayatta kaldı, bu da bir takdirname olarak kabul edilir."

"İkincisi ise ordunun diğer güçlerle mücadele edebilmek için herhangi bir geçmişi olmayan yüksek rütbeli bir subaya ihtiyaç duyması. Bayardo'nun sivil bölgesinde büyümüş biri olarak, General Chu'nun varlığı sıradan insanları da yatıştırdı."

Luo Zhouzhou'nun şaşırmadığını gören Lin Fan durumu ona şöyle analiz etti: "Gerçekleştirdiği görevin içeriğini kimse bilmiyor ve takım arkadaşının ölüm nedeni de henüz açıklanmadı. Ayrıca, geçmişi yüksek olmamasına rağmen burada. Ordudaki hiç kimse onunla savaşmaya cesaret edemedi."

"Şimdi anlıyor musun?" Lin Fan fısıldadı, "Bu kişi çok karmaşık ve yöntemleri sert, onunla başa çıkamayanların icabına bakılıyor."

"Luo Zhouzhou, Chen Sihan seçiminizin doğru olduğunu düşünüyorum. Amiral Chu sadece uzaktan bakabilir, yaklaşmayın." Lin Fan omuz silkti.

Sonra pişman oldu: "Bu nedenler olmasaydı, diğer omegalar gibi onun peşine düşerdim."

Lin Fan konuşmaya devam ederken Luo Zhouzhou'nun düşünceleri yayılmaya başladı.

Chu Feng'i bir kenara bırakarak, ilk kucaklaşmasında yine kaçırdığı hayal kırıklığına dalmıştı.

Görünen o ki Chen Sihan'a yaklaşabilmek için Enesia'da şansını denemenin yanı sıra Bayardo polis karakoluna gitmeyi de düşünmek zorunda.

Bayardo polis karakolunu düşününce aklıma şerifin ofisinin tuvaletindeki koku geliyor.

Kokunun ne olduğu belli değildir ama ruhunun titrediği hissi hafızasında tazeliğini korumaktadır ve Luo Zhouzhou'nun tekrar titremesine neden olur.

Askeri binanın 79. katı.

Amiral Chu Feng'in odası.

"Başka bir deyişle, öldürülen omegalar birbiriyle örtüşmüyor veya benzerlik göstermiyor mu?" Chu Feng, iki uzun bacağı sehpanın üzerinde üst üste duran büyük deri kanepeye yaslandı ve kapandı. Dikkatle sordu.

Gümüş bir çakmak tuttu, avucunun içinde hafifçe çevirdi ve zaman zaman başparmağıyla çakmağın kapağını açarak keskin bir ses çıkardı.

"Evet, bu yüzden katilin doğaçlama bir suç işlediğini ve suçu işlemeden önce belirli bir kişi olmadığını düşünüyorum." Chen Sihan masaya yaslanarak cevap verdi.

"Bu omegaların hepsi yaşamları boyunca ihlal edildi. Biyokolaks zorla açılmış ve düğümlendiğine dair işaretler var. Belli ki katil bir alfa. Ancak menide feromon yok ve gen bankasında buna karşılık gelen bir gen dosyası yok." Chu Feng başını kanepeye yaslayarak mırıldandı.

Her ikisi de sessizliğe gömüldü ve odada sadece çakmağın kapağı keskin bir şekilde çaldı.

"Sihan, o kişi, boynunun arkasından bezlerin çıkarıldığını gördüm." Chu Feng aniden sesini alçaltarak konuştu.

Chen Sihan ayağa kalktı ve şaşkınlıkla ona baktı, "Bezleri alınan alfa mı?"

"Kazadan sonra onun tuttuğu kasayı kaldırdım ve teslim etmedim." Chu Feng elindeki çakmağa baktı ve şöyle dedi: "Üzerinde hiçbir feromon tespit edilemiyor ve çıkarılan DNA'da buna karşılık gelen hiçbir bilgi bulunamıyor. "