Hazan Vakti| 36

36.3K 2.2K 1K
                                    

🖇️Herkese selamlar, nasılsınız?

🖇️ Umarım severek okuduğunuz bir bölüm olur, keyifli okumalar dilerim..

🖇️Satır arası yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın lütfen..

🖇️Bu bölümü -Agena- ithaf ediyorum..

36.Bölüm

Omzumu duvara, başımı cama yaslamış bir biçimde Alparslan'ı izlemeye devam ediyordum. Sabah olmuştu ama Alparslan hala uyanmamıştı. Hala güzel kahverengi gözlerini açıp bana aşkla bakmamıştı, o gözlerini açmadıkça kahroluyordum. Sabaha kadar gözümü ondan ayırmamıştım. Kan değerleri az da olsa düzelmişti. Solunumu, nabzı iyiydi. 

"Aç gözlerini artık, bitsin bu hasret. Yetmedi mi canımın içi. Sen özlemedin mi beni?" akmayı yeni bırakan gözyaşlarım yeniden akmaya başlarken derin bir iç çektim. 

Funda teyze ve Osman amcayı gecenin ilerleyen saatlerinde Semra ablalara göndermiştim. Burada durdukça iyice hastalanacaktı Funda teyze. Sabah erkenden geleceğini söyleyerek gitmişti hastaneden. Fırat onları bıraktıktan sonra hastaneye tekrar dönmüş ve benimle beklemeye devam etmişti.

Sürekli aynı yere bakmaktan ve ağlamaktan acıyan gözlerimi elimle ovalayarak bakışlarımı Fırat'a doğru çevirdim. Oturduğu yerde gözlerini kapatmıştı. Düzenli nefes alışverişinden uyuduğunu anlamak zor değildi, üstelik hakkıydı da. Ayların yorgunluğu vardı üzerinde. 

Ses çıkarmadan bakışlarımı Alparslan'a çevireceğim sırada koridorda duyduğum ayak sesiyle bakışlarımı sesin geldiği yöne çevirdim. Eren bana doğru gelerek elini omzuma koydu ve camdan Alparslan'a baktı.

"Değerleri iyiye gidiyor biliyorsun, sende azıcık dinlensen ya." dediğinde başımı iki yana salladım. "Onu yalnız bırakmak istemiyorum, benim onu beklediğimi bilsin. Bilsin ki daha çok çabalasın." dediğimde Eren konuştu. "Biliyor Hazan, sen onun yanında olmasan bile hisseder o seni."

Eren'in dediği şeyle burukça Alparslan'a baktım. Eren ise tekrar konuştu. "Bundan sonrası daha zor biliyorsun, tedavi süreci uzun olacak. Belli bir süre hastanede kalacak, ardından da evde istirahat edecek. Tüm bunlarda yanında sen olacaksın, güç toplaman lazım." dediğinde yutkundum. "O gözlerini açsın da ben zaten güçlenirim, yeter ki gözlerini açsın."

"Açacak, tüm kalbimle inanıyorum buna." dedi Eren. Bakışlarımı ona çevirdiğimde güldüğünü görerek kaşlarımı çattım. Eren ise konuştu. "Siz gerçekten birbirinize çok benziyorsunuz." dediğinde merakla onu anlamaya çalıştım. Eren ise konuştu. "Sen yaralandığında Alparslan'da hiç başından ayrılmamıştı. Bir dakika bile ayrılmamıştı, oysa aranızda daha bir şey yoktu o zamanlar. Aynı senin gibi dalıp dalıp gidiyordu."

Benim yaralanmam bizim bazı şeyleri anlamamız için isabet olmuştu. Her şer de bir hayır vardır denen olayı yaşamıştık biz. Birbirimize daha fazla geç kalmamız gerektiğini anlamıştık. Bu olayın ardından da iyi şeyler yaşamayı umuyordum. Belki o olay olmasaydı biz duygularımızı bile birbirimize açamayacaktık bir süre.

"Ama bak sen iyileştin, siz nişanlandınız. Bu olaydan da sonra da mutlu olmaya devam edeceksiniz, sen sakın umudunu yitirme olur mu?" diyen Eren'e gülümsedim. "Sağ ol Eren, buna ihtiyacım vardı." dediğimde Eren konuştu. "Ne demek arkadaşım, her zaman. Ayrıca yoğun bakıma girmek istersen, biliyorsun her şeyin yerini."

Hazan Vakti| Asker&DoktorOn viuen les histories. Descobreix ara