189.Bölüm

164K 9K 8.2K
                                    

Sevgili Maça Kızı 8 Ailesi,

Nasipse, 2 Aralık Cumartesi günü, saat 14.00'de, Antalya Kitap Fuarı'ndayım.

Daha önce, imzalara özel sürprizlerimiz olacağını söylemiştim sizlere. İlkiyle başlıyoruz. Antalya'da, gelen ilk 100 kişiye Maça Kızı 8 defteri hediye edeceğiz.

Sürekli olarak, defterin tekil satışının olup olmayacağına dair sorular alıyorum. Şu an için böyle bir planımız yok. Ama elimizden geldiğince, size bu tarz sürprizler yapmaya çalışacağız. Bu Antalya'ya özel değil, önümüzdeki imzalarda da böyle sürprizlerimiz olabilir ve bunu yine önden duyuruyor olurum.

Gelebilen, müsait olan herkesi bekliyorum.

Keyifli okumalar dilerim. 🌻💛

♠️

"Teşekkür ederim..." dedi Bora, duru bir sesle.

Beyza başını teşekkür etmesini istemez gibi iki yana salladı. "İstediğin gibi olsun..." dedi, gözyaşlarını silmeye çalışırken. "Leo, okula gitsin... Ben de tedaviye başlayacağım..." Kaşları havalandı. "Ama öncesinde bilmen gereken önemli bir şey var."

"Söyle?" dedi Bora, bakışları kısılırken.

Beyza, konuşmak için güç toplamaya çalışır gibi derin bir nefes aldı. "Mehmet... En başta... Fizik tedaviye ilk başladığım zamanlarda... Yürümemi engellemeye çalıştı. Fizik tedavinin başarısız geçmesi için, belden aşağımı hissetmemi engelleyen bir iğneyle..." Bora'nın kapkara gözleri de aynı benim gibi şok içinde kocaman açılmıştı. "Zaten belden aşağımı hissedemiyordum ama olur da fizik tedavi esnasında bir gelişme olursa diye, bunu engellemeye çalıştı yani... Ki, bana attığı o özür mesajında... 'Nasıl ki ben sensiz yarımsam, sen de yarımsın artık,' gibi bir şey de yazmıştı. 'O herif sana ne kadar dokunursa dokunsun, bu sana zevk vermeyecek artık ve o sana dokunduğunda bile beni düşünmek zorunda kalacaksın,' da demişti." Bora, alt dudağını dişlerken Beyza derin bir nefes daha verdi. "Bu da benim ayağa kalkma motivasyonumu düşürdü. Yani bu sandalyeden kalkmazsam, yürümezsem, onun baktığı yerden söylüyorum eğer Aydın'la aramda bir şey olmazsa, biraz olsun rahatlar diye düşündüm." Başını iki yana salladı. "Ve siz bu adama, benim hamile olduğum haberini verdiniz."

"Nasıl anladınız bunu yaptığını?" diye sordum merakla.

"Belime bir iğne yapılması bana normal gelmedi. Ben de Gökhan'ın ağzını aradım. 'Bana neden iğne yapmıyorlar?' diye sorarak. O da zaten yapmamaları gerektiğini ama bu konuda uzmanlığı olmadığı için, içim rahat etsin diye profesörle konuşacağını da söyledi. Düşündüğüm gibi iğnenin yapılmaması gerekiyormuş. Aydın'la konuştum. Bir kez daha iğne yapılacağını anladığım sırada kadını etkisiz hâle getirdim ve Aydın gelene kadar zaman kazandım."

"Hareket edemiyorken, kadını nasıl etkisiz hâle getirdin?" diye sordu Bora şaşkınlıkla.

"Ellerimi hareket ettirebiliyorum," dedi Beyza, alelade bir şey söyler gibi. "Bana yaklaşmasını sağladım ve kafasını, koltuk altıma sıkıştırdım. Zaten üzerimde dinleyici vardı ve Aydın da çok geçmeden geldi." Bora, muhtemelen ablasının bu anlattığı şeyi yapmış olduğunu hayal edemiyordu ama ben edebiliyordum. Beyza Karabey'i ya da Annie Alexandra Morgan'ı benden iyi tanıyanlar olabilirdi ama Lion'ı en iyi tanıyanın ben olduğuma emindim. "Kadını aldı, götürdü, konuşturdu. Sonrasını bilmiyorum. Mehmet'in adamıymış işte. Bu konu Aydın'la aramızda bir sırdı şu an'a kadar. Başka kimse bilmiyor."

Maça Kızı 8 | Devam* Where stories live. Discover now