Kalp'e Dayalı Aşk

Acı yok, Kazanç yok.

  Biz sadece duygularımızdan doğuyorduk, kimimiz öfke, kimimiz sevgi, kimimiz ise daha farklı duygular ile geliyorduk bu hayata . Bir insan öfkeyi her an hissedebilir di ama önemli olan sevginin nasıl bir duygu olduğunu bilmek ti ve eğer birini seviyorsanız o kişi için herşeyinizi ortaya koyabilirsiniz. Ve eğer birinden nefret duyuyorsanız herşey için o kişiyi ortaya koyabilirsiniz. Ve gerçekten gönül gözüyle bakarsanız bir insana işte o zaman anlarsınız sevgi ne demek.
 
  Karakoldan ben , Ufuk, Hakan ve Elçin birlikte çıkmıştık ve aklımı kurcalayan asıl şey  Hasan komiserin  benim ifademi aldıktan sonraki sorduğu sorudaydı, gerçekten merak mı etti yoksa öylesinemi sordu diye düşünürken Ufuğun sesi beni düşüncelerimden uzaklaştırdı, " Sen nereye gitmek istersin veya yemek istediğin bir şey var mı?"  diye sordu gözlerimin içine bakarak. Olumsuz manada kafa salladım oda karşılık olarak güldü ve " Bir kere sadece bir kere bir şey iste benden olmazmı?" dedi altında yatan hüzün bir ton ile. Gözlerimi kaçırdım çünkü biliyorum ben ne zaman bir şey istesem tam tersi olur ben ne zaman bir şey istesem dünyam başıma yıkılırdı bu benim için yazılmış bir kaderdi. Çok geçmeden bir mekanda oturduk ve burasının çok elit olduğunu anladım ama üstümde mekan çok ters düşen kıyafetler yoktu altımda beyaz tenis eteği üzerimde toz pembe tonunda bir crop vardı. Çok geçmeden yemeklerini sipariş ettiler ve garson son olarak bana döndü benim ağzımdan çıkacak bir cevap bekliyordu Hakan bana döndü ardından benim yerime " Pizza lütfen, küçük boy ve mozerella peynirli üstünde başka bir şey olmayacak." dedi bana gülümseyip. Bende gülüşüne karşılık verdim yemek seçmezdim ,zaten genelde öyle bir şansım olmazdı ama sadece mozerella peynirli pizzaya bayılırım. " Sen çok seversin güzellik pizzayı." dedi Elçin. Elçin gerçekten çok güzel bir kızdı kısa ama sarı saçları küçük bir burnu, mavi gözleri ve güzel bir yüzü vardı. Benden yalnızca bir yaş büyüktü 22 yaşındaydı Elçin Mutlu.

Elçin mutlu. 22 yaşında. Eva'nın en yakın arkadaşı.

Bazen ben bile kıskanırdım güzelliğini duru bir güzelliği vardı elçinin yoldan geçerken bütün herkesin dönüp tekrar tekrar bakmasını sağlayacak kadar güzeldi. Ve biricik sevgilisi Hakan ona çok büyük bir aşk ile bağlıydı aynı şekilde Hakan' da ona aralarında 2 yaş vardı ve aramızda en büyük olan Hakan' dı. Hakan ile çok yakışıyorlar. Hakan ise esmer ve boyu yaklaşık 1.86 yada daha uzun bilemiyorum ama ikisinin arasında pek bir boy farkı yok elçin 1.70 olmalıydı çünkü benden daha uzun.

Hakan Sarpoğlu. 24 yaşında.

Ufuk Sarpoğlu. 22 yaşında. Hakanın kardeşi ve Evaya aşık.

Eva Baktır. 21 yaşında. Anakarakter işte, konuşamıyor ( çok güzel  yaaa).  

Yemeklerimizi bitirdik ve sonrasında kahve faslına geçtik ama benim aklım tamamen farklı bir yerdeydi aklım, komiser Hasan'ın bana sorduğu soruda kalmıştı ve sanırım o soruyu sorduğunda ufak çaplı bir mutluluk krizi geçirdim.Aslında tam bir soruydu diyemeyiz bir teklifti.

Biraz sonra kahvelerimiz bitti ve Hakan hesabı ödedikten restoranttan çıktık. Hemen eve gidip bir güzel hazırlanmam lazımdı. Onun gözünde güzel olmalıydım.

  " Geldik güzelim, veda etmiycekmisin? Biliyorum sen vedaları sevmezsin." dedi sadece baktım ama üzüldümde kafa salladım beni öpmek istiyordu bende izin verdim. Güldü çenemi tuttu hafifçe yukarı doğru kaldırdı ve yanağıma doğru ilerledi fakat bir an durdu sonra hiç beklemediğim bir anda dudağıma yapıştı, tepki veremedim ne olduğunu anlayamadım sonra farkına vardım ve elimi göğüs kafesine koyup yavaşça ondan ayrıldım. Hayır Eva birşey deme onunda bir kalbi var sakın Eva bağırma onunda bir gururu var sakın Eva onu isteme şeninde bir kalbin var. Bana gülümsemesini umursamadan son derece lüks arabasından indim ve kapıyı kapattığım an bir daha arkama bakmadan eve doğru çıktım.

Üzerime beyaz mini bir elbise giydim elbisenin etek kısmı biraz kabarıktı ve oldukça şık bir elbiseydi. Ayakkabı olarak ufak topuklu yine beyaz bir topuklu ayakkabı giymiştim bakır rengi saçlarımı özenle düzleştirdim ve sadece bir maskara, allık ve hafif kırmızı tonlu bir ruj sürdüm. Sanırım güzel olmuştum. Biraz sonra aşşağıda beklemeye başladım ve yine son model bir BMW ile gelmişti rengi siyahtı. Arabaya doğru yürüdüm ve yüzümdeki gülümseme ile kapıyı açtım az önce Ufuk'a böyle davranmamıştım oysaki. Koltuğa yerleştim ve Hasan komiserin yüzüne baktım bana olan bakışlarında bir ifade sezdim ve sonunda gülümsedi benimde ona sıcak bir gülümsememi yolladığımı görünce " Güzel olmuşsun dilsiz güzel." dedi başka birisi olsa bana dilsiz demesine sinirlenebilirdim ama o sanki bunu bir hakaret değil de iltifat olarak söylüyor gibiydi. Birşey söylemediğimi fark etti ve " Konuşabilirsin dilsiz güzel dudaklarını okuyabilirim." dedi. Gerçekten her konuştuğumda dudaklarımı izleyecekse ben dayanamayıp bir sapıklık yapabilirdim bana güven olmazdı. Çok geçmeden dudaklarımı hareket ettirerek " Teşekkür ederim bayım, aynı şekilde sizde çok iyi olmuşsunuz." dedim.

  Siyah bir takım elbise giymiş ve saçlarına özenle dalgalı bir şekil vermiş kravat takmamıştı. Gülümsedim ve sanırım neye güldüğümü anladı dudakları aralandı " Benim kravatımı bağlarmısınız sayın Eva Baktır, ah isminle seslendim duyuyormusun ne büyük kötülük" dedi gülerek elimi ona uzattım ve elime bir kravat bıraktı elime baktım siyahtı. Siyahı çok seviyor olmalıydı kravatını dizime doğru yaklaştırdım ve yapmaya başladım bakışları bacaklarımı buldu  iyice inceledi ah hadi ama gözlerini biraz daha bu şekilde bacaklarıma dikerse kendime hakim olamam. Kravatı biraz sonra boynundan geçirip bağlamaya başladığımda yüzlerimiz arasında bir karış bile mesafe yoktu, yutkundu ve gözlerini dudaklarıma çevirdi tekrar yutkundu. Veee hiç beklemediğim anda bugün ikinci bir öpücüğü aldım ama arda pek çok fark vardı. Hasan beni yanağımdan öptü ve daha samimiydi ayrıca sanırım ben bunu daha çok sevdim...

(Daha fazla bölüm olması için bölümleri kısa yazıyorum!!!)
Umarım beğenirsinizzz.
Kalp kalp kalp