7

144 21 23
                                    


-

Sıkıldığımı hissederek elimdeki kitabı yan tarafıma bırakıp gözlüklerimi de çıkarmıştım. Genç bir kızın yaşadığı zorlukları anlatıyordu ama kitap beni sarmamıştı. Nedenini bilmediğim bir şekilde artık bu tür kitapları okumaktan çok sıkılmıştım. Hayatta zorluk çeken birini anlatan her kitap neredeyse aynı şeyi anlatıyordu.

Sehpadaki bitmiş kahve bardağımı alarak ayağa kalkmış ve mutfağa doğru adımlamıştım. Yalnız yaşadığım bu evde çok sıkılıyordum. Olayın üzerinden yaklaşık olarak iki ay geçmişti. O zamandan bu zamana Jungkookla ilgili hiç bir şey olmamıştı, sonunda ondan kurtulmuştum. Aslında o gün Jungkook bana kötü davranmamış hatta iyi davranmıştı ama ben o durumun içerisinde olmak istemiyordum. O günden sonra Bogumda oradan taşınmış ve benim evimin yakınlarına taşınmıştı fakat artık sevgili değil iki yakın dosttuk. O olaydan sonra kendime gelememiştim, Jiyong gözlerimin önünde ölmüştü ve ben yeni bir ilişkiye başlamak istememiştim Bogumda beni anlayışla karşılamıştı. Şu anda baya baya kendime geldiğimi hissediyordum ama Bogumla tekrar birlikte olmayı istememiştim, arkadaş olarak daha iyiydi.

Çalan kapı zili ile düşüncelerimden sıyrılmış ve mutfaktan çıkarak kapıya doğru yöneldim. Büyük ihtimalle Bogum gelmişti. Kapıyı gülümseyerek yavaşça araladığımda beklediğim bedeni değilde hiç beklemediğim birini görmemle gülümsemem solmuştu.

Jungkook gelmişti.

Bu adamda nereden çıkmıştı? Tam da ondan kurtuldum derken bir anda karşıma çıkıyordu.

"İçeri almayacak mısın?"

Derin bir nefes alıp ne yapmam gerektiğini düşünüyordum. İçeriye almak istemiyordum ama bırakmayacaktı, pes etmeyecekti. İlk başta onu evde öylece bıraktığım için sinirlenerek geldiğini düşünsemde Yüzündeki sakin ifadeye ve hafif sırıtmasına bakarsak zarar vermeye gelmemişti.

Pes ederek kapıyı biraz daha açarak geçmesi için geriye çekilmiştim. Jungkookta açtığım boşluktan içeriye girerek etrafı incelemişti. Bir şey demeden yavaş adımlarla salona geçmiş ve elinde tuttuğu büyük çantayı kenara bırakarak koltuğa oturmuştu. Bu adam valiziyle mi gelmişti yoksa bana mı öyle geliyordu?

Kapıyı kapatarak ardından salona girip onun yanına oturmuştum. Kendimi çok tuhaf hissediyordum resmen yanımda Jungkook oturuyordu.

"Neden geldin?"

"Seni özledim."

Jungkook'un sözleriyle halıda olan bakışlarımı yanımdaki adamın yüzüne çıkarmıştım. Dalga geçtiğini düşünmüştüm ama ifadesine bakarsak gayet ciddi görünüyordu.

"Jungkook amacın ne?"

Yanımdaki beden sorumu es geçerek bir şey söylememiş ve yan tarafına bıraktığı çantayı alarak ikimizin ortasına bırakmıştı. Meraklanarak çantada gözlerimi gezdirmiştim.

"Bu ne?"

"Aç ve bak."

Biraz tedirginde olsam merakıma yenik düşerek çantanın fermuarını yavaşça açmış ve içine bakmıştım. Bunlar benim kıyafetlerimdi. O gün Öylece evden kaçmam ile her şeyim evde kalmıştı ve şu an bütün eşyalarım buradaydı.

Baby Jeon' | TaekookWhere stories live. Discover now