Ölmek için yalvaracaksın 0.2

190 77 73
                                    


- Hey sen! Ne halt yapıyorsun?

Sarışın çocuk etrafına bakındı başka birini arar gibi. Oysa en başından beri yalnız olduklarını biliyordu. 

- Oh, ben mi? 

- Tabii ki sen küçük! Burada senden başka biri mi var?

Sarışın olan uzun saçlarıyla oynayarak güvenlik görevlisinin yanına adımladı. Adam el fenerini sarışına tuttukça güzelliğinden gözleri kamaşıyordu. 

- Kimsin sen? 

- Kime benziyorum?

Adam onun bedenini süzmüş ve sırıtarak elini çocuğun uzun sarı saçlarına atmıştı. Elini kaldırmasıyla kolunun kırılması bir olmuştu. Çocuk hızlı davranmış ve o çığlık atamadan elini adamına ağzına kapatmıştı. 

- Ben kim miyim? 

Çocuk güvenlik görevlisinin kemerindeki silahı alıp tek eliyle susturucuyu takmıştı. Silahı ağzına alıp adamın boynunu kırmış ve cesedinin kollarından düşmesine izin vermişti.

- Sen kimsin mi? Ölmeden önce beni tanıman lazımdı aptal!

Çocuk silahı biraz incelemiş ve yüzünü buruşturmuştu.

- *Browing mi cidden? (eski bir tip el tabancası)

Çocuk hızlı adımlarla güvenlik kulübesinin önünden ayrılmış ve bankaya yönelmişti. Eldivenleri planı gereği yere fırlatmış yerdeki karları ayağıyla eldivenin üzerine atmıştı. Cebinden çıkardığı tüpün içindeki kendi kanını eldivenin üzerine dökmüştü. Kimse onun kanını test yaptırıp bulamazdı çünkü kayıtlarda onun adı yoktu.  Ailesi olmadığından onun için kimlik çıkartacak kimsesi de olmamıştı. Bu yüzden yaşayan ama aslında hiç var olmamış bir insandı. 

- Güzel. Şimdi bana bir kimlik çıkarsanız iyi olacak polis beycikler

Çömeldiği yerden ayağı kalkmış ve bankanın arka tarafına yönelmişti. Binanın en alt camına yönelmiş ve sırt çantasından aldığı sayaçlı bombayı etken hale getirip hızla cama atıp koşmaya başlamıştı. Cam kırıkları yere düşmeden hızlı koşuşuyla diğer cama yönelmiş ve iki bomba birden fırlatmıştı. Bombaların süresi 5 dakikaydı ve elini çabuk tutmazsa birazdan yıkılacak binanın altında kalma olasılığı yüksekti. Son cama geldiğinde hala yorulmamış gibi tek bombayı fırlatmış ve kalan tüm enerjisini kullanarak koşmaya başlamıştı. Bankanın olduğu sokağı sahte kazı çalışması tabelasıyla boşaltmış ve masum insanların ölmesini engellemişti. İnce bileğindeki saate yönelmiş ve kalan saniyelerini hesaplamıştı. 

- 1 dakika, sikeyim s-sadece bir dakikaa!

Nefes nefese kaldığı için konuşması daha da zorlaşmış ve bacakları iflas etmeye başlamıştı. Kalan saniyeleri onun için hayati önem sarf ederken vazgeçmiyor ve uzun sokakta deli gibi koşuyordu. Az önce bir seri katilin bankasına bomba atmış ve en büyük görevini gerçekleştirmişti. Duyduğu patlama sesiyle ayağı takılmış ve patlama yüzünden titreşimler yaratan yere düşmüştü. Düştüğü yerden hızla arkasına dönmüş ve gördüğü manzarayla bir zafer çığlığı koparmıştı.

- İŞTE BU LAN!!  SİKTİM SENİN TÜM HAYATINI!! 

Çocuk kahkahalarla gülerek ayağı kalkmış ve derin bir nefes alarak kendini yeniden yokuş aşağıya olan sokaktan koşmaya vermişti.

.

 Sokağı polis sirenleri doldurmaya başlamıştı bile... İtfaiyeler, ambulanslar ve sayamadığı kadar araç bankasının önüne akın ediyordu... Hayatındaki tüm birikimlerini bu bankaya yatırmış ve tüm birikimleriyle banka açabilecek kadar zengin olmuştu (Birikimlerinin adam öldürmek olduğunu saymazsak) Ta ki şimdiye kadar... O kadar yıkılmış ve şoka uğramıştı ki oraya gelen polislerin onu görebileceği gerçeğini unutmuştu.

- HWANG HYUNJİN!! BU SEFER KAÇAMAYACAKSIN!!

Hyunjin duyduğu sesle kendine gelmiş ve yaptığı aptallık yüzünden yüz kızartıcı bir küfür savurmuştu. Çöktüğü karlı betondan bir hışımla kalkmış ve caddeden aşağıya doğru koşmaya başlamıştı. Sarı saçlı çocuk kadar hızlı koşamasa da polisleri geçecek kadar hıza sahipti. Sonuçta onlardan çok daha ağır eğitimler almıştı. Polis arabaları arkasından gelirken yakalanacağını bildiği için son kozunu kullanmış ve kendini arabaların geçemeyeceği kadar küçük olan sokağa atmıştı. Polisler duramamış ve 5 araba aynı anda birbirine çarpıp zincirleme kaza yaratmışlardı.

- Aptallar, birde beni yakalayacaklar şunlara bak onları koşarak bile geçiyorum!

Hyunjin bankasına olan şeylerin sinirini söylenerek çıkarıyor aynı anda ise koşuyordu. Sokağın sonuna gelmiş ve telefonuna yönelmişti.

- Bulacağım seni ve tüm işkencelerimi üzerinde uygulayacağım! Ölmek için yalvaracaksın... 

Telefonundan bir numara tuşlamış ve hızla kulağına götürmüştü.

- SENİN BABANI SİKEYİM CHAN!! LAN BEN BİTTİM LAN BEN ÖLDÜM NERDESİN SEN? OROSPU ÇOCUĞU ÖLDÜN LAN SEN! SEN BANA MUHTAÇSIN APTAL BEN YOKSAM SENDE YOKSUN! VE BEN AN İTİBARİYLE BİTTİM!

Sinirini küfrederek çıkarırken ayağına takılan bir şeyle durmuş ve eğilmişti. 

- Çabuk araba gönder buraya. Ben seni sonra arayacağım.

Telefonu karşıdaki kişinin yüzüne kapatmış ve bulduğu şeyle yüzünde şeytani bir kıvrılma belirmişti. 

- Vay vay vay ajanımız kız mıymış? Beklemezdim.

Bulduğu küçük ama pahalı makyaj çantasına çok dokunmamaya çalışarak eline almış ve içini açmıştı. İçinde gördüğü makyaj malzemeleriyle tatmin olmuş ve pahalı görünen kırmızı ruju eline almıştı. İçini açtığında ise gördüğü şeyle yüzündeki sırıtma kaybolmuştu. Rujun içerisinden çıkan küçük jiletler beklenmedikti. Ruju bırakmış ve far paletini eline almıştı. Bu sefer cidden makyaj malzemesiydi ve bu Hyunjin'i oldukça mutlu etmişti. Paletin üzerindeki parmak izleri çok işine yarayacaktı...

- Çok kısa sürdü. Seni buldum bile?


İ.W

KAVANOZDAKİ KELEBEK -hyunlix-   *askıda*Where stories live. Discover now