2- Yara Bandı

3.9K 72 5
                                    

   
   Bu fici baya önceden yazmıştım... 15. bölüm yayınlamadan. Düet sonrası sahnedeki yara bandı muhabbetini arabaya taşıdım ben.. iyi okumalar

    Genç adam arabayı durduktan sonra bakışlarını yanında uyuyan kadına çevirirken yüzünde belli belirsiz bi tebessüm oluştu. Alaz uzunca asiyi izlerken yüzündeki tebessüm git gide büyümüştü. Asi'nin acı dolu hali onunda içinin acımasına sebep olurken sıkıntılı bir nefes verdi. Koltukta tamamen Asiye doğru dönüp iyice yüzünü izlemeye başladı. Yüzünü kapatan bukleleri yavaşça geriye itip saçını okşarken asi yerinde kıpırdandı. Alaz hızla elini geri çekerken asi yayıldığı koltukta kendini düzeltip etrafa baktı. "Neredeyiz biz?" diyip hala etrafa bakarken alazda ona bakıyordu. "Eve götürecektim ama uyuyakaldın... götürmek istemedim bende." Asi ağrıyan başını ovarken alaza baktı. "Başım çok ağrıyor..." Alaz hafifçe güldü. "Çok içtin çünkü... kendine gelebildin mi biraz?" Asi kafasını sağa sola salladı. "Ben uzunca bi süre kendime gelemem artık!" Asinin yeniden gözleri dolarken alaz sıkıntılı bir nefes verdi. "Geçicek, her şeyin geçtiği gibi.." Asi tepkisiz önündeki denizi izliyordu. "Sesin ne güzelmiş senin.." Alaz'ın konuyu değiştirme çabası asinin yüzünde tebessüme neden olmuştu. Tüm gece adamın onunla ilgilenmesi hoşuna giderken bunu belli etmemek için yoğun bir çaba sarf ediyordu. Adamın beklenti dolu bakışlarında kaybolurken aklı yaklaşık bir saat önce yaptıkları düetteydi. "Seninde çok güzelmiş." diye mırıldanırken alaz güldü. "Sahnede o kadar savunmasızdın ki.. bakışların o kadar derindi ki, seni ilk kez böylesine güçsüz gördüm." Alaz'ın cümlesi ile asi derin bir nefes verdi. "Ben güçsüz olamam.. böyle bi lüksüm yok." Alaz kafasını salladı. "Neyse... tüm gece ilgilendin benimle sağol, biraz da olsa kafamı dağıttım sayende.. ama gerçeğe dönme vakti alaz oğlan.." Asi akan gözyaşlarını hızlıca silerken yerinde kıpırdandı. Alaz hala ona dönük bir şekilde otururken kadının sulu gözlerine baktı. Uzanıp gözünden daha yeni akan gözyaşını silerken asi de ona bakıyordu. "Ben hep yanındayım biliyorsun değil mi? Ne zaman ihtiyacın olursa ben hep yanında olucam, nereye bakarsan bak ben hep orda olacağım.." Alaz'ın eli hala asinin yüzündeyken, asi de adamın gözlerinin içine bakıyordu. Alaz'ın söylediği her bir cümle asinin kalbine işlerken bakışlarını adamın dudağına kaydırdı.

   Asi ani bir hamle ile uzanıp adamın dudağına yapışırken alaz zaten asinin yüzünde olan elini iyice bastırıp karşılık verdi. Asi ellerini adamın ensesine ve boynuna kenetleyip mümkünmüş gibi daha çok kendine bastırırken tutkuyla öpüşmeye başladılar. Alaz nefes almak için ayrıldığında asi fırsat vermeden yeniden dudaklarına kapanırken alaz öpmeye devam etti. "Asi..." Alaz nefes nefese asinin adını sayıklarken asi tutkuyla öpmeye devam ediyordu. "Asi.." Alaz her ne kadar buna devam etmek istese de durmasını gerektiğini bilirken zorda olsa asinin dudaklarından ayrıldı. "Bu kadar göz yaşı cehennemi bile söndürür, dur artık." Asi'nin gözlerinden yaşlar birer birer süzülmeye başladı. "O zaman senin cehenneminin pek ateşi yokmuş!" Alaz'ın da tıpki asi gibi gözleri dolarken kafasını sağa sola salladı. "Ateş yokta, fena yakarım diyorum asi kız." Asi hayal kırıklığı ile kafasını salladı. "Bende siktir git diyorum, alaz oğlan." Alaz gözünden akan yaşı aldırmadan Asiye'ye uzunca baktı. "Benden yara bandı olmaz, ben kapattığım yerden daha çok yara açarım." Alaz'ın cümlesi ile asi sinirle karışık güldü. "Ateş olsan culmün kadar yer yakarsın lan!" Asi cümlesini söyledikten sonra kapıyı açmaya yeltenirken alaz hızlıca kolundan tuttu. "Nereye gidiyorsun?" Asi kolunu alazdan kurtarmaya çalışırken bir yandanda konuşuyordu. "Gidicem, bırak." Alaz hala asinin kolunu tutarken kafasını sağa sola salladı. "Hayır bırakmıcam, bırakamam." Asi kolunu çekmeye çalışırken siniri gittikçe şiddetleniyordu. "Alaz bırak diyorum bak ikinci kafa geliyo." Alaz alaycı bi gülüş attı. "Ne gelirse gelsin, ben seni bu halde ve bu saatte hiçbir yere bırakamam." Asi'nin siniri artarken ani bir hamle ile kolunu alazdan kurtarıp arabanın koluna uzandı. Alaz da aynı hızla arabanın kapılarını kitlerken asi hızla kapının kolu çekmeye devam etti. "Alaz aç şu kapıyı bak çok sinirliyim, bu halimi görmek istemezsin inan." Alaz kafasını yana eğip asinin yüzüne baktı. "Ben senin her halini gördüm asi, en savunmasız anını bile." Asi alaz'ın dediklerini takmadan sinirle etrafa bakındı. "Sen şimdi bu kapıyı açıyor musun açmıyor musun?" Alaz asinin her ne kadar sinirli oldığunu görsede en az onun kadar inatçıydı. "Açmıyorum asi, bırakmıyorum seni." Asi yandan bi gülüş atıp kafasını salladı. "Peki." diye mırıldanıp elini cebine götürürken Alaz dikkatle onu izliyordu. Asi cebinden çıkardığı kelebeği sallayıp açarken hızla alaz'ın boynuna yöneltti. "Şimdi tekrar soruyorum, açacak mısın şu kapıyı?" Alaz da tıpki asi gibi yandan bi gülüş atarken boynundaki kelebeğe bir bakış attı. "Açmıcam asi kız.." Asi zaten çatık olan kaşlarını iyice çatarken alaza yaklaştı. "Alaz benim şakam yok, gayet ciddiyim." Alaz asi'nin daha da yaklaşmasıyla kokusunu içine çekerken bakışları gözlerinden çok dudaklarındaydı. Birkaç saniyelik iç geçişinden sonra kendini toparlayıp asi'nin gözlerinin içine baktı. "Bunu yapmayacağını ikimizde biliyoruz asi... o gün de yapmayacağını biliyordum, şimdide." Asi alaz'ın her ne kadar haklı olduğunu bilse de ona zafer kazandırmamak için kelebeği hafifçe boynuna itti. Ellerinin titremesine engel olamazken alaz hala yakıcı bakışları ile Asiye bakıyordu, asinin en derinine...

AsLaz ❤️‍🔥Where stories live. Discover now