yazar'dan
ahu karşısında heybetli acımasız duran adama alev saçan gözleriyle baktı.
bu adamın derdi neydi?
bu tanışmak değildi adam onun olmasını açıkça dile getirmişti tüm kararlığıyla.
ahu buna boyun eğemezdi.
hayatı boyunca kimseye ait olmamıştı ahu çetin.
hiç bir zaman da olmayacaktı.
bu adama haddini bildirmeliydi.
ahu karşısında duran adama konuşmak için küçük dolgun dudaklarını araladı ve sinirle çıkan sessi mekanda dikkat yaratacak kadar sessli çıkmıştı.
" bana bak Savaş Kara karşında bir eşya yada bir mal yok haddini bil adam gibi çık karşıma."
karşısında onu istediğini açıkça dile getiren savaş kara ya ağzından çıkanı kulağı duymayacak Şekilde saydırmak istiyordu fakat kendine hakim olmalıydı.
haddini bilmez adama duyduğu sinir inanılmaz derecede kabarmış
gözleri gözlerinden ayrılmaz iken ona bakan karanlık gözlerini bile umursayamıyordu
ona bilinmeleyen bir derinlikle bakan adam ahu'nun gözlerine bakmakla yetindi onu istiyordu?peki neden iki yıl içinde belki yarım saatini harcadığı bir kızı mı istiyordu ahu ona sinir ve anlamazlıkla bakarken aslında savaş ne istediğini biliyordu.
ahu onun olmalıydı.
"seni istiyorum ahu"
savaş aslında ona diyecek bir şey bulamıyordu daha o bile çözememişti karşısında sinirli kahveleriyle uzun saçı ve uzun diliyiyle bakan ahuyu neden istiyordu?
ona ne diyebilirdi nasıl bir açıklama yapabilirdi ahu onunla hayatında iki kere karşılaşmıştı.
"benimle böyle konuşamazsın!ne demek seni istiyorum."
Ahu'nun da savaştan pek bir farkı yoktu? karşısında onu isteyen adama korkutucu gözlerle bakıyordu bu normal olamayacak kadar tedirginlik yaratan bir duyguydu?
hayatında iki kez karşılaştığı bir adam haddini bilmez bir şekilde onu istediğini söyleyip tekrarlıyordu ne yapabilirdi ne diyebilirdi? nasıl düşüne bilir di?ahu sağlıklı düşüne bilir miydi
bu durumda her şey yerini koca bir bilinmezliğe bırakırken saat durmuş mekan sessizliğe bürünmüş iki çift gözler bedenlerin de eşlik ettiği derin bir bilinmezlik içinde kaybolmak üzereydiler.
şimdi ne yapmaları gerekiyordu? kadın mı yoksa adam mı mantıklı konuşacaktı?kim bu kuyuya ip uzatacaktı? hangisi bu kuyuya düşecekti?
ahu ne diyeceğini bilmiyordu saniyelerini dakikalarını,bu adamın gözlerine bakarak harcamışken artık konuşmanın manasız olduğunu düşünüp harekete geçip adamın gözlerine son kez sinirle bakıp arkasını döndü bi hışımla.
daha bi kahve bile içmemiş iken geride bıraktığı adamla çıktı mekândan.
yüzüne çarpan soğuk havayla yaşadığı olay bir kez daha çarptı yüzüne.
atığı her adımda ondan uzaklaşıyordu fakat ona yaklaşıyordu da.
adamın gözleri her aklına geldiğinde ileriye gitmek yerine geriye gidiyormuş gibi hissediyordu kendini ahu.
bu adam ona nasıl böyle hissettire biliyordu?kimdi bu adam.
ahu ne yapacaktı bir daha karşısına çıkar mıydı?onu istediğini söyleyen savaş kara ondan bu kadar çabuk vazgeçe bilir miydi?
