2.

51 2 1
                                    

Beni rahatsız eden bazadan dolayı uykumu alamadan gözlerimi açmaya çalıştım. Dur baza? Ben kaçmamış mıydım yurttan!? Sonrasında o adam! Rüya mıydı bunlar. Gözlerimi ovalayıp yattığım yerden doğruldum. Gözlerimi açtığımda gelen fazla ışıkla bir kaç kez açıp kapayıp ışığa alışmaya çalıştım. Sonunda açabildiğimde etrafa bakındım. Ne? Bura asla benim yurdum değildi. Burnuma gelen ağır rutubet kokusuyla yüzümü buruşturdum. Oldukça eski olan yerde beton duvarların rengi aşınmıştı. Kapı yerineyse demir parmaklıklar vardı. Onlarda buradaki rutubetten dolayı paslanmıştı. Kalbimin hızlanmasıyla gözlerimi kapayıp içime derin bir nefes çektim. Korkuyordum...

Dolmuş olan gözlerimi ince kazağımın koluyla sildim. Düzgün düşünmeliydim buradan kaçamazsam sonum muhtemelen iyi değildi. En son o katili görmüştüm. Aklımda kalansa o karanlıkta görünen gülümsemesinden başka bir şey değildi. Ya sonrası ne olmuştu birden nasıl buraya gelmiştim...? Bayılmış mıydım acaba? Muhtemelen öyle olmuştu. Ama şuan bunları düşünmenin sırası değildi. O gelmeden açık olan demir parmaklıklardan kaçmalıydım.

Yataktan doğrulduğumda ayaklanamadan yüz üstü yere düştüm. Sağ bileğimi tutan bir şey vardı ve bu kalkmamı engellemiş beni yere düşürmüştü. Hızlı çekmemden dolayı bacağımı tutan her neyse bileğimi incitmişti. Fazlasıyla ses çıkardığımdan hâlâ duymadığına ümit ederek sessizce kafamı kaldırıp bileğime baktım. Bileğimi zincirle bağlayıp duvara tutturmuştu. Bileğimiyse demirden dolayı kesmiştim. Derindi galiba elimin üstü hep kan olmuştu bileğimle beraber. Ağrısı arttığından elimi bileğime bastırdım. Tabi adam kaçmam için getirmemişti buraya önlemini alacaktı. Korku filmlerinden bir parçaymış gibi görünen odada tek başımaydım. Elim ayağım hatta tüm vücudum titriyordu. Biraz sakinleşmek için odayı daha detaylı incelemeye başladım. Odanın içinde küçük bir oda daha vardı. Gelen su sesi muhtemelen oranın lavabo olduğunu gösteriyordu. Görmek için biraz sağa kaydım. Dur...sarı uzun saçlar görmemle biraz azalan korkum katlanarak tekrar geldi. Kız saçımıydı o? Canlı mıydı ki? Gözlerim tekrar dolmaya başlamıştı. Titreyen ellerimi sıkıp tırnaklarımı avuç içime bastırdım. İçimden sakinleşene kadar saymaya başladım. Korktuğum veya stres olduğum zamanlar yapardım bunu. Biraz sakinleştiğimde oradaki şeyin canlı olup olmadığını görebilmek için biraz daha sağa kaydığımda gördüğüm manzarayla midemdeki bir kaç parça yemeğide çıkarmam bir oldu. Midemi iyice boşaltıktan sonra tekrar cesede döndüm. Yakın zamanda ölmediği belliydi. Sarı uzun saçları epeyce yolunmuştu. Göğsünde duran bıçakla öldürülmüştü muhtemelen. Onu alma tenezzülünde bile bulunmamıştı bunu yapan orospu çocuğu her kimse. Kurumuş kan etrafa epeyce yayılmıştı. Bedeninin bazı yerleriyse mordu muhtemelen ilk işkence etmiş en son öldürmüştü. Dolan gözlerimden yaşlar akmaya başladı. Titreyen vücudumu bazaya yasladım otururken bile dik durmaya halim kalmamıştı. Tekrar dönüp cesede baktım. Benimde mi sonum böyle olacaktı...?

         "Vay tanışmışsın oda arkadaşınla." Duyduğum ses tüm vücudumu ürpertti. Kafamı çevirip sesin geldiği açık kapıya baktım. Oradaydı...altında gri bir eşofman üstündeyse siyah bir hırka vardı sadece. Onuda yarısına kadar çektiğinden göğüs kısmı çıplaktı. Sol omuz tarafında yılan dövmesi vardı. Sağ tarafındada vardı fakat onu seçememiştim. Yüzüne taktığı maskeden ağız kısmının görülmesini engellesede gülümsediğine emindim. Elindeki tepsiyle odaya girip yanıma doğru yaklaştığında kendimi daha fazla yer varmış gibi sağa yanaştırdım. Belime gelen duvarla durup tekrar ona döndüm. Yanıma çömelip tepsiyi bazaya indirdi. Şuan korksamda yaptıkları yüzünden yüzüne tükürmemek için zor tutuyordum kendimi. "K-kimsin sen." Mavnin açık tonlarında olan gözlerini cesetten çekip bana çevirdi. Gözlerimiz buluşunca ürpersemde korktuğumu belli edemezdim ona. "Bi önemi var mı?" Şarkıcı felan mıydı acaba mükemmel bir ses tonu vardı? Ya da yok manken? Yapılı vücudu ve yüzünün tamamını göremesemde fazlasıyla yakışıklı olduğunu tahmin edebildiğim bir yüzü vardı. "Niye yapıyorsun bunu insanlara?" Yürek felan yemiştim galiba sorduğum sorular ölümüme sebep olabilirdi belkide her an. "Fazla konuşuyorsun." İçimde bir nebze sinir oluşsada bu korkumun önüne geçemezdi. Elini bazama koyup tepsiyi tekrar eline aldı. Tepsideki pilavı alıp kaşıkla karıştırırken bakışlarını tabaktan ayırmadan "Burada benim sözüm geçer. Dediğim bir şey dışına çıktığın an orada yatan kızdan farkın olamayacak." Gözlerim tekrar doldu. Yetimhaneden kaçıp daha beter bir yere gelmiştim. Tek istediğim özgür bir yaşamdı çok muydu?

Suçlu BxBWhere stories live. Discover now