Eve girer girmez kendimi odama attım . Berbat bir gündü . İğrençti . Kendimdende hayatımda da igreniyorum .
Tek isteğim normal bir hayat yaşamaktı . Neden böyle oluyor ? Neden ya neden ? İnsan gibi işime gidip , okulumu okumak istiyorum ben artık . Her şey çok yordu , her şey çok yoruyor .
Derin derin nefesler alıp verdim . Kapının dibindeki duvara çöküp , başımı dizlerime yasladım . O piç kurusu Kenan bu gün çok ileri gitmişti . Peki ya Poyraz ? Onun öyle ünlü bir adam olduğunu nerden bilebilirdim ? Madem o kadar zenginsin niye sokak arası kavgalardasın ? Beynim zonkluyor artık . İki elimi sertçe başıma vurdum . Ben artık hiç bir şey düşünmek istemiyorum .
Kendime gelmek adına ayağa kalkıp odamdaki camı açtım . Tamam şu an çok daha iyi hissediyorum . Sanırım Zeynep evdeydi . Ve o evdeyken bu şekilde davranmam doğru olmaz . Kendimi dizginlemem lazım .
Odamdan çıkıp mutfağa adımladım . Mutfak boştu . Telefonumu ada tezgahın üzerine bırakıp , kendime bir kupa kahve yaptım . Zeynep buralarda olmadığına göre odasındaydı . Onada bir kupa yapıp , odasının önüne geldim . Kapıyı dirseğimle açıp içeri girdim .
" Kahve getirdiimm . "
Gülümseyerek girdiğim odada , gülümsemem yüzümde soldu . Zeynep yatağında bitkin bir şekilde uzanmıştı . Rengi solmuş ve dudakları kurumuştu . Hızlıca kupaları yatağın baş ucundaki sifonyere koydum .
" Zeynep , iyi misin güzelim ? "
Yere oturup , ateşine baktım . Yanıyordu !
" Zeynep , yanıyorsun . Kalk hastaneye gidelim . "
Zor çıkan sesiyle konuştu .
" I- ıh gerek yok...iyiyim... "
" Ya nasıl iyisin saçmalama . "
Onu yataktan doğrultup üstünü çıkardım . Ilık bir duş ona iyi gelirdi . Banyoya sokup duşa kabinin içine oturttum . Suyu ılık dereceye aralayıp yıkamaya başladım . Güzelce yıkadıktan sonra havluya sarıp odaya geri aldım . Tabii ki bu süre zarfında milyon itirazını ve nazını çekmiştim . Güzelce üstünıde giydirip , mutfaktaki koltuklara oturttum .
Tekrar zeynep ' in odasına geldigimde , hasta olduğu için ona temiz bir ortam yaratmam gerekiyordu . Camı açıp içeri havalandırdım . Yatak örtüsünü değiştirip yerde duran bir kaç kıyafetini dolabına yerleştirdim . Zeynep ' i alıp tekrardan yatağına yatırdım .
" Güzelim aç mısın ? Çorba yapayım mı sana " elim anlındayken konuşmaya devam ettim . " Hani çok sevdiğin bir çorba vardı , her hasta olduğunda babam yapardı sende gemencicik iyileşirdin . Yapmamı ister misin ondan ? " Ateşi az da olsa düşmüştü .
Şimdi hasta olduğu için tabii kide iştahı kapalıydı . Ama ona yemek yedirip ilaç icirmem gerekiyordu . Ateşi iyice düşsün diye .
" I - ıh istemem . "
" Aa itiraz kabul etmiyorum güzelim . Yemek yiyip ilaç içip iyice ateşini düşürmek lazım . Yoksa katillerin eline düşersin bak . "
Yüzünde oluşan halsiz tebessümle bana baktı .
" Katil mi ? "
" Evet , doktorların diğer adı işte . "
Yorgun bir kıkırtı kaçtı tekrar ağzından . Onun bu hâlin bende gülümseyip , çorbayı yepmak için mutfağa gittim . Çokta hamarat biri değilim açıkçası . Fakat o çorbayı yapmak alışkanlık olduğu için tarifini adımdan iyi ezberlemiştim . Babam , biz her hafta olduğumuzda yapardı . Ertesi gün şıp diye iyileştirdik . Tabii o öldükten sonra bu iş bana devredildi . Hasta olduğumda kendi çorbamı kendime ben yapardım . Bana bakacak kimse yoktu ve bencil olup bunu kardeşimdende isteyemezdim . Tezgahta ki telefon gözüme çarpınca alıp cebime koydum .
YOU ARE READING
GECE
General FictionKendi ve kardeşinin geçimini sağlamak için kafes dövüşlerine giren kız ve hayatında yer alan mavi gözlü çocuk . Beraber gizem ve aşkı aynı anda yaşayan tatlış bir çift ! Poyraz Keskin artı&Gece Işık Yılmaz _-_-_-_ Hâlâ kolidorda yürürken aniden kolu...