Chapter 16: Arzunun Tebessümü

4.1K 447 312
                                    

🎶

Hotel - Montell Fish

Love Is a Bitch - Two Feet

🎶

Aniden karşımda beliren babam ile kötü bir iş üstünde yakalanmışım gibi olduğum yerde donup kaldım. Bir yandan büyük bir şaşkınlıkla suratını incelerken bir yandan da kafamın içinde Aren'in arabasından indiğimi görme ihtimalini hesaplamaya çalışıyordum. Babam benden bir tepki almayı beklercesine yüzümü taradığında Güneş de hemen arkasından gelerek babamın yanında durdu.

Bakışlarımı babamdan çekip Güneş'e çevirdiğimde onun da benden pek bir farkının olmadığını gördüm. Babamın habersiz bir şekilde gelmesi onu en az benim kadar hayrete düşürmüş olmalıydı. Neler olduğunu anlama amacıyla Güneş'e kaş göz yaptığımda omuzlarını silkerek olanlardan bir şey anlamadığını belirtti.

"Ne o? Beni özlemedin mi yoksa?" diyerek bana laf çarpıtan babamla birlikte daha fazla olduğum yerde beklemeyerek aramızdaki kısa mesafeyi kapattım ve kollarımı boynuna doladım. Babamı özlememem mümkün değildi, sadece hiç beklemediğim anda geldiği için şaşkınlığım diğer duygularıma oranla daha ağır basmıştı.

Kollarımı boynuna sımsıkı dolarken babam da, oldukça uzun boylu bir adam olduğu için, bana sarılmak için eğilmek durumunda kaldı. Güçlü kollarının beni sırtımdan sarıp sarmaladığını hissettiğim an iliklerime kadar güven duygusu dolmuştu. Sarılmaya devam ettikçe onu ne kadar özlemiş olduğum gerçeği yüzüme çarpmıştı. Son zamanlarda anneme de ona da çok vakit ayıramasam da onlar benim bu dünyada sahip olduğum en değerli şeylerdi.

Babam, sırtımı koşulsuz şartsız dayayabileceğim yıkılmaz dağım; annem ise ne yaşarsam yaşayayım her zaman sığınabileceğim limanımdı.

Babam kendini geriye çekmeden önce saçlarımı koklayıp üstüne bir öpücük kondurdu. "Özlemez olur muyum? Hoş geldin, babacığım." diyerek nihayet konuşmayı başardığımda babam elini omzuma atarak beni kendine doğru çekti. Onu çok özlemiştim kabuldu fakat onun özlemi benden de çok gibiydi.

"Az önce de dediğim gibi asıl sen hoş geldin canım kızım. Hayırdır, nereden bu saatte?" dedi bana yandan bakışlar atarak. Gerçekten dakika bir, gol birdi. Laf sokmaktan asla çekinmezken beni Aren'in arabasından inerken gördüğünü kafamda kesinleştirdim. Yekta Belinda gibi işinde oldukça başarılı bir avukatın böyle detayları atlamasını beklemek de salaklık olurdu.

"İlk dakikadan sorguya mı çekiliyorum şu an?" dedim gözlerimi kısıp doğrudan ona bakarak. Yüzündeki mimiklerin değişimini saniye saniye izliyordum. Birlikte salona doğru adımlarken, "Yok canım ne sorgusu? Mila Hanım istediğini yapabilir, bize bir şey söylemesine gerek yok biz eşek başıyız sonuçta." dedi. Güneş de hemen arkamızdan bizimle salona gelirken babamın sözlerini duyunca kıkırdadı.

Babamın bana laf sokması onu fazlasıyla eğlendiriyor gibiydi. Tabii bunun sebebi onu her fırsatta Berkin'le olan ilişkisinden dolayı annesine şikayet etmemden kaynaklı da olabilirdi. Onunla daha sonra saç baş kavga etmeyi aklıma not ederek tekrardan babama döndüm. "Ya baba inanamıyorum sana ya, sanki gizli saklı iş çeviriyoruz. Daha geçen telefonda konuştuk." dedim gözlerimi abartılı bir şekilde devirerek.

"Ben onun üstüne bir telefon görüşmesi daha yaptım, merak etme. Telefonunu açtı da kendisi, hem de sabahın köründe."

Geçenlerde Aren'in evinde kaldığımda Aren'in Aşkım yazısını görüp dayanamayarak telefonu açtığı andan bahsediyordu. Bunu unutacağını zaten düşünmüyordum fakat Aren konusunu bu kadar hızlı açması beni daha şimdiden bunaltmıştı. Bahsi geçen kişi babam bile olsa Aren'le olan ilişkimiz sadece bizi ilgilendirirdi, başkasına bu durum hakkında açıklama yapmak gereksizdi.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: 20 hours ago ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

ANKAWhere stories live. Discover now