21. BÖLÜM-KRALİYET BALOSU

33 12 0
                                    

Finalden önceki son bölüm! Çook heyecanlıyım! :) Birçok açıdan kilit bir bölüm olduğundan tepkilerinizi merak ediyorum. Lütfen yorumlarınızı ve oylarınızı esirgemeyin. Final bölümü umarım ki haftaya gelecek. Azıcık motivasyonla daha çabuk da gelebilir tabi :))))))

Keyifli okumalar. Görüşmek üzere. :)

🔥

Baloları severdim.

Rahlia'daki baloların Dünya'da katıldıklarımdan bir tık farklı olduğuna emindim ancak yine de hazırlanmaları, koşuşturmaları, telaşları aynıydı. Bu yüzden aslında şu an hissetmem gereken en belirgin duygu heyecan olmalıydı.

Değildi.

Aslına bakarsanız gün oldukça sıradan başlamıştı. Victoria uzun zaman sonra Kraliyet kahvaltısına katılmış, belki de son aile yemeğimiz oldukça sakin geçmişti. James bana kötü hiçbir laf etmemişti. Kate'in dondurucu bakışları bile ısınmış sayılırdı. Eh, en azından artık daha az dondurucuydu. Çiçekler, masalar taşınıyor; ortalıkta sürekli görevliler koşturuyordu. Babam birilerine emirler verip duruyordu. Dedim ya... Her şey oldukça sıradandı.

Balo saati yaklaştığında ve Saray görevlilerin beni hazırlaması sona erdikten sonra aynadaki yansımamla göz göze geldiğimde içimde bir şeyler patlak verdi. Stres, endişe ve gerginlikle yoğrulmuş korkunç bir şeyler... Avuç içlerim terliyor, kalbim göğüs kafesimi yırtmak istercesine çarpıp duruyordu.

Gri, saten, uzun kollu elbisemin; göğüs kısmında altın işlemeleri ve oldukça parlak bordo taş detayları vardı. Belimden aşağısı genişleyerek iniyor, etekleri yerleri süpürüyordu. Victoria benim için özel seçmişti ve ben de her detayına bayıldığım için seve seve giymeyi kabul etmiştim. Gösteriş bağımlısı olduğumu zaten hiç inkâr etmemiştim.

İyice uzamış olan sarı, dalgalı saçlarımı kendi haline bıraktım. Elbisemin güzelliğini saçlarımın hareketliliğiyle gölgelemek istemiyordum.

Aynadaki yansımamla vedalaşıp başımda dikilmiş beni izleyen iki kadına baktım. Beklenti dolu gözlerini fark edince benden herhangi bir komut istediklerini anlamıştım. "Teşekkür ederim." Diye mırıldandım zorlukla çıkan sesimle. "Gidebilirsiniz." Beni başlarıyla selamlayıp hızlı adımlarla odamdan çıktıklarında kapının kapanmasını beklemeden pencereye doğru ilerledim. Temiz hava almaya ve sakinleşmenin bir yolunu bulmaya ihtiyacım vardı. Kapının kapanma sesini duyunca ofladım. Ardından bunun yetersiz olduğuna karar vererek defalarca kez daha ofladım ancak bir sonuç elde edemedim. Gram rahatlamış hissetmiyordum.

"İlk balon olduğu için mi gerginsin bu kadar?"

Yalnız olduğumu sandığımdan olsa gerek, duyduğum sesle yerimden sıçrayıverdim. Zaten zar zor ayakta duruyordum. Kalan son gücümü de neredeyse kaybedecektim.

"Korkuttum mu?" diye sordu Kate endişeyle. Vücudumu aceleyle ona çevirip, gülümsemeye çalıştım. "Yo, hayır. İyiyim." Değildim ama Kate bundan bahsetmek istediğim son kişi olabilirdi. Yüzünde belli belirsiz bir gülümseme belirdi. "Sana minnettar olduğumu söylemek istedim." Dedi alışık olmadığım kadar samimi bir tınıyla. Ardından Victoria'nın odasında görüp özenerek aldırttığım mor, kadife koltuğumu işaret etti. "Oturabilir miyim?"

Kısa bir baş hareketiyle onu onayladım.

"Toparlanmış görünüyor. Açıkçası bu kadar çabuk atlatabileceğini düşünmemiştim. Ona iyi geliyorsun belli ki." Sohbetimizin düşündüğümden daha uzun süreceğine kanaat getirerek ben de yatağın ucuna çöktüm. Ben Kate'in üzerindeki kabarık, zümrüt yeşili, saten elbisenin adeta bedeninin bir parçasıymış gibi uyumlu duruyor oluşuna hayranlıkla bakarken devam etti. "Seninle ilgili çok fazla önyargılı davrandım." Dedi.

Kainat Bekçileri-MELEZ LANETİ (1.KİTAP)Where stories live. Discover now