E buonasera, signore e signori

784 35 51
                                    



        
                               

Multimedia: Mercan

Bölüm şarkısı: Somebody Told Me -Maneskin

İyi okumalar

..

"Biliyorsun bu kadar eşya almasaydın hem 210€ muz cebimizde olacaktı, hemde havaalanının önünde 5 valiz sürüklemiyor olacaktık!"

Ofladı ve tekeri takılan kırmızı valizini düzeltip bana baktı. " Mercan söylendiğin sürede valizi sürseydin şu an kalacağımız yere gitmiştik."

"Nida, önümüzdeki 5 gün yani ağrıyan ve orta yerinden kopmak üzere olan kollarımın ağrısı geçene kadar sesini duymak istemiyorum."

Bana gözlerini devirdi ve yürümeye devam etti. Olduğum yerde durdum ve nemden enseme yapışan saçlarımı iyice yukardan bağladım. Neyseki düzdü ve ordan burdan fışkırmıyorlardı.

Arkamdan valizini çeken birinin bana çarpması ile endişeyle arkamı döndüm. Havaalanının ortasında durarsan insanlar tabiki geçemez gerizekalı! Her gün kaç insan geliyordur Roma'ya mal mısın? Görmüyor musun kalabalığı?

"Özür dilerim. İyi misiniz?"

Adam suratıma tuhaf bir şeymişim gibi baktı. Ardından kaşlarını çatarak kendi kendine fısıldayarak konuştu. Yaptığına anlam veremesem de tanıştığım her insana yaptığım gibi adamı incelemeye başladım. Ensesinde kahverengi saçları vardı ve hepsi farklı bir yöne bakıyordu. Simsiyah boyanmış ela gözleri ve yay gibi kavisli kaşlarına eşlik eden düşük bakışları vardı. Sanki her an birini aşağılayacak gibi bakıyordu. Siyah göz kalemine uyum sağlayan simsiyah kıyafetleri vardı. Şey renkler de güzeldi ama siyah ayrı bir güzel gözükmüştü.

Hala adamı incelediğimi fark edince duraksadım. " Kusura bakmayın tekrardan."

Yere düşen beyaz valizimi ve Nida'nın pembe valizini alıp yürümeye başladım. Acaba adam sağır mıydı? Yüzüme tuhaf tuhaf bakmış ve kendi kendine konuşmuştu. Dediğim hiçbir şeye de yanıt vermemişti.

"Bekle bir dakika, bana adını söyler misin?"

Arkamı dönüp İtalyan aksanı ile konuşan adama dönüp kaşlarımı kaldırdım. Tamam agresif ve manyak bir insandım. Dengesizdim ama tanımadığım bir insana adımı söyleyecek kadar delirmemiştim.

"İyi günler."

"Dur! Ciddiyim. Sadece adını merak ediyorum." Arkasından gelen aynı onun gibi giyinmiş ve biri hayatımda gördüğüm en güzel kadınlardan biri olan üç kişi bize tuhaf tuhaf baktı.

"D. Hadi, geç kalıyoruz." Diye seslendi İtalyanca, siyah uzun saçlı olan.

"Bir dakika geliyorum." Bana döndü. "Lütfen?"

Derin bir nefes aldım ve kararsızca ona baktım. Niye bu kadar ısrar etmişti ki?

"Mercan."

Ağır İtalyan aksanı ile r harfine baskı yaparak birkaç kere adımı tekrar etti. Adım derin aksanlı sesine çok yakışmıştı. "Görüşürüz Mercan."

Kafamı salladım. Roma'da gerçekten her çeşit insan vardı. Arkadaşlarının yanına ilerleyip ona uzattıkları siyah valizi ve siyah gitar çantasını aldı ve bağırarak havaya kaldırdı.

" E buonasera signore signori, stiamo arrivando!"

Kaşlarımı kaldırdım. 'İyi akşamlar bayanlar ve baylar, biz geliyoruz!' Mu? Galiba şarkıcı falandı. Belki de ismimi adıma şarkılar yazmak adına öğrenmek istemişti.

CORALINEOnde histórias criam vida. Descubra agora