6.1

10.7K 1K 426
                                    

Sunhee Chanyeol ile çıkmaya başlayınca mutlu olacağını sanmıştı ancak sonuç beklediği gibi olmamıştı. Jung Chanyeol ile birlikteyken yanlış hissettiren bir şeyler vardı. Sunhee eskiden olduğu gibi o çocuğun yanındayken kalbinin hızla attığını hissetmiyordu. Eskiden varolan hislerinin yerini bir boşluk almıştı sadece. Elbette ilk kez Chanyeol ile konuştuğunda ya da çıkma teklifi aldığında heyecan yapmıştı ancak bu his kısa bir süre sonra geçmişti. Bir şekilde Jung Chanyeol ile birlikteyken kendini mutlu hissetmiyor aksine sıkılıyordu. Çünkü onun aklında ki Chanyeol, Park Chanyeol'dan başkası değildi.

İşin doğrusu Sunhee Chanyeol'a olan hislerini uzun süre önce fark etmişti ancak kabullenmek istememişti. Çünkü Chanyeol bir ünlüydü, Sunhee'nin onunla birlikte olmak gibi bir şansı yoktu. Çıkmaya başlasalar bile Chanyeol'un yoğunluğundan dolayı muhtemelen ayda bir kez görüşebilecek, paparazilerden köşe bucak kaçmak için bir sürü çaba sarf edecek fakat sonunda bunu sürdüremeyeceklerini fark edip ayrılacaklardı. Sonunda mutlaka Sunhee'nin kalbi kırılacaktı. Bu yüzden Sunhee zorla Jung Chanyeol'a olan hislerini devam ettirmeye çalışmış fakat bunu başaramayıp Park Chanyeol'a aşık olmuştu. 

Buna rağmen hislerini hep saklamış, Chanyeol şakadan da olsa ondan hoşlandığını ima etse onu görmemezlikten gelmişti. Ancak günün birinde Chanyeol'un ciddi bir şekilde hislerini itiraf etmesiyle Sunhee'nin tüm korkuları uçup gitmiş, birlikte olmamalarına dair fikri tamamen değişmişti. Evet belki sonunda ayrılacaklardı ama en azından kendilerine bir şans vermelilerdi. İlişkileri buna değerdi. Sonunda Chanyeol hislerini itiraf ettiğine göre artık Sunhee de hem kendine hem Chanyeol'a karşı dürüst olabilirdi ancak ortada ufak bir sorun vardı; Chanyeol Sunhee'ye hiç fırsat vermeden onu engellemişti. 

Sunhee'nin bu saatten sonra yapması gereken şey Chanyeol'un karşısına çıkmaktı. Onunla karşı karşıya gelme fikri Sunhee'yi korkutuyor olsa da buna mecburdu. Ona karşı hislerini yüz yüzeyken itiraf etmek ve Chanyeol'dan af dilemek zorundaydı. Yoksa Chanyeol onu asla affetmezdi ve bunda haklıydı da. Kısacası Sunhee'nin başka çaresi yoktu. Doğru olan şeyi yapıp Chanyeol ile yüzleşecekti. 

Haftalarca kendini o büyük güne hazırlamakla geçirmişti.

Ve sonunda o gün gelip çatmıştı.

Sunhee diğer bütün fanlar ile birlikte sıraya girmiş, EXO'nun imza gününe gelmesini bekliyordu.

Yarım saat süren bir beklemeden sonra sonunda EXO platformda belirdiğinde tüm fanlar çığlık çığlığa etrafı inletmişti. Üyelerin kısa süren konuşmalarından sonra ise fanlar masanın etrafında sıraya dizilmiş ve imza günü başlamıştı.

Sunhee upuzun kuyrukta kendisine sıra gelmesini beklerken gergin bir şekilde dudaklarını dişliyordu. Chanyeol onu tanıyacak mıydı? Tanıdığı zaman ona kızacak mıydı yoksa onu görmezden mi gelecekti? Tüm bu sorular aklını kemiriyordu. Bir an korkusuna yenik düşüp imza gününü terk etmeyi düşünmüş olsa da daha sonra bundan vazgeçip Chanyeol ile yüzleşmeye kesin olarak karar vermişti. Fakat önündeki sıra azaldıkça heyecanı gittikçe daha çok artıyor ve ayakta durmakta zorlanıyordu. 

Sunhee için bir ömür gibi süren sıra sonunda kendisine geldiğinde elindeki albümü bilinçsizce masanın başında oturan Lay'e uzattı. Lay albümü imzalarken Sunhee'nin tek yaptığı şey yan gözlerle masanın sonlarında oturan Chanyeol'un hayranlarla gülüp eğlenmesini izlemekti. Chanyeol'u izlerken kendini öyle kaptırmıştı ki ona seslenen Lay'i duymamıştı bile.

"Adın neydi? Şey bayan adınız neydi acaba? Korece konuşabiliyor musun? Yabancı bir fan mısın? Nerelisin? Dediklerimi anlıyor musun?"

Lay ardı ardına sorularını sıralarken bir türlü karşı taraftan cevap alamayınca yavaşça Sunhee'nin kolunu dürttü ve Sunhee sonunda gözlerini Chanyeol'dan alıp kendine gelebildi.

kakaotalk 4 // chanyeol. ✓Where stories live. Discover now