6.2

10.2K 1K 421
                                    

Sunhee Chanyeol'un adresini verdiği dükkandan içeri girer girmez kasada duran yaşlı adamın yanına yaklaşıp "Park Chanyeol." dedi nefes nefese kalmış halde. "Park Chanyeol buraya gelmemi söyledi. Onu tanıyor musunuz?"

Yaşlı adam bir süre düşündükten sonra "Hayır." diye yanıtladı.

Sunhee Sehun'un yazdığı notu okuduğu an öyle bir telaşla evden çıkmıştı ki otobüsün gelmesini bile beklemeden onca yolu koşarak gelmişti. Yorgunluktan ölüyordu ve üstüne adamın Chanyeol'u tanımadığını söylemesi tüm sinirlerini tepesine çıkarmıştı.

"Ne demek hayır? Bunca yolu bunun için mi geldim ben? Biraz daha düşünün lütfen."

"Maalesef hatırlamıyorum."

Sunhee'nin sinirinin yerini hayal kırıklığı alırken yaşlı amcanın aniden "Bekle yoksa şu yakışıklı ve uzunum diye ortalıkta gezen zürafadan mı bahsediyorsun?" demesiyle yeniden bir umut doğdu. 

"EVET! Evet o."

"Güya ünlü bir grubun üyesiymiş. Peh hiç sanmıyorum."

"Kendisi ünlü falan değil ama öyle olduğunu söylemek hoşuna gidiyor."

"Anlamıştım zaten. Kesin indirim almak için uydurdu ama yemezler. Bir kere çocuk ünlü olmak için çok sıska. Bizim zamanımızda idol dediğin kaslı maslı olurdu."

"Hı-hı evet. Şey artık bahsettiğimiz çocuğun buraya niye geldiğini söyleseniz?"

"Ah evet... Bir kaç hafta önce gelip gitar aldı buradan. Gitarın burada kalmasını ve birinin gelip alacağını söyledi ama kimse gelmedi."

Sunhee içinden kendi salaklığına söylenirken "Artık buradayım." diye yanıtladı. "Gitarı almaya geldim."

"Pekala biraz bekle getiriyorum."

Yaşlı amca çok geçmeden elinde bir gitar kutusuyla geri döndüğünde Sunhee gitarı son derece dikkatli bir şekilde kutusundan çıkarıp incelemeye koyuldu.

 "Çok kaliteli bir modeldir. Normalde elimizde bu renkten kalmamıştı ama genç oğlan özellikle ısrar edip gelecek olan ilk beyaz gitarı ayırmamı söyledi. Kendisinin bununla çift bir siyah gitarı varmış."

Yaşlı amca Sunhee'nin kendisini dinlemeyip sadece hayranlıkla gitarı incelediğini fark edince bir kaç kez sahteden öksürdü. Sunhee'nin yeniden kendisine dikkat kesilmesiyle "Bir de sana bunu vermemi istemişti." diyerek bir zarf uzattı. "Merak etme açıp okumadım."

Sunhee başını onaylarcasına sallayıp dükkanın kuytu bir köşesine çekildi ve büyük bir merak içinde mektubu okumaya başladı.

"Sevgili Sunhee,

Evet evet biliyorum artık bu devirde mektup yazan kalmadı. Çok mu gerikafalı kaldım? Klişeliğimi mazur gör. Ama sen de biliyorsun ki sana bu güzel gitarı hediye etmişken üstüne kuru bir mesaj atmam hoş olmayacaktı. Bu yüzden mektup yazmayı seçtim. 

Her neyse, eğer sana bu gitarı neden hediye ettiğimi merak ediyorsan... Şey işin doğrusu her ne kadar bunu hoşlandığın çocuk için yapıyor olsan da gitar çalmayı öğrenecek olman beni mutlu etti. Sana bizzat gitar dersi verecek kişi olamasam da en azından bu gitarı hediye etmek istedim. Umarım beğenirsin. Renginin özellikle beyaz olmasını istedim. Sana bu rengi saflığın, masumiyetin simgesi olduğu için seçtim ayakları yapmayacağım. Bu rengi seçmemin sebebi en sevdiğim rengin siyah olması. Ve siyaha en çok yakışan renk nedir bilirsin; beyaz. 

Bilmiyorum belki orada çalışan amca sana söylemiştir ama yine de söyleyeyim bende de aynı gitarın siyahından var. Yani eğer ben siyahsam, beyazım sen olmalısın diye düşündüm. 

Ayrıca ikisinin de üzerine birer gülen yüz stickerı yapıştırdım. Çünkü bilirsin ben grubumun neşe kaynağıyım, etrafa mutluluk saçan happy virusum. Senin ismin ise neşe, mutluluk anlamına geliyor. Ikimiz için bundan daha uyumlu bir sticker olamazdı. Umarım her zaman etrafımıza neşe saçmaya, daha da önemlisi birlikte eğlenceli vakit geçirmeye devam ederiz. ~~

Eh artık hediyemi açıkladığıma ve iyi dileklerimi sunduğuma göre asıl önemli kısma geçebilirim sanırım?  

Senden hoşlanıyorum Sunhee.

Belki böyle direk yazmak yerine sana olan hislerimi uzun uzun, süslü kelimelerle anlatmamı tercih ederdin ama istesem de bunu beceremem. Çünkü ben oldukça basit cümleler kuran sade bir adamım. Bu yüzden olabilecek en kısa ve öz şekilde itiraf ediyorum ki senden hoşlanıyorum. 

Üzerinde herhangi bir baskı hissetmeni istemiyorum bu yüzden bil ki cevabın ne olursa olsun durumu kabulleneceğim. Hislerime karşılık vermezsen üzülmeyeceğim. Tamam belki biraz üzüleceğim. Ama emin ol beni en çok üzecek olan şey reddedilmek değil, bu mektubu hiç okumaman olur. Çünkü onca ısrarıma karşılık bana buraya geleceğini söyleyip de gelmediysen senin gözünde fazla bir değerim yok demektir. Ve bu başından beri bana hiç şans vermediğin, beni zaten seçmeyecek olduğun anlamına gelir... Bu yüzden umuyorum ki bu gitarı almaya gelmişsindir Sunhee. Umarım bana bir şans vermeye gelmişsindir.

Ugh beklenmedik bir şekilde duygusala bağladım. Bu bana yakışmıyor. En iyisi beni bildiğin gibi ukala, vurdumduymaz Chanyeol olmak ve son olarak şunları söylemek;

Sana benim gibi yakışıklı bir dünya starıyla çıkma şansını veriyorum. Kaçırmasan iyi edersin. ;)

Dipnot: Beni bir kez kabul ettin mi iade hakkın yoktur. Hayatın boyunca katlanmak zorundasın. "















kakaotalk 4 // chanyeol. ✓Where stories live. Discover now