2. Bölüm

119 16 1
                                    

[monolog]

 Çocukluğuma dair hatırladığım anılarım pek yoktur ya da siliktir. Ailemden duyduğum kadarıyla annem ve babam için baya sıkıntılı zamanlarmış. İlk 5 yılım normalken 5 yaşından sonrası çok değişmişim. Güya onları canlarından bezdiriyormuşum. Her çocuk ya da çoğu çocuk zaten öyle değil mi? sanki bir tek ben böyleymişim gibi düşünmek saçmalıktan başka bir şey değil.



---5 YIL SONRA---

"Anne korkuyorum. Nereye gidiyorsun annee beni bırakmaaa..! "

Az önce çok kötü bir kabus gördüm. Hemen annemle babamın yanına gitmeliyim. Beni annem muhakkak korur.

"Annecim ben de sizinle uyuyabilir miyim? Lütfen çok kötü bir rüya gördüm. Sen beni bırakıp gidiyordun. Babam da senden sonra başka kadına gidiyordu."

"Bak sinirlenmeye başlıyorum. Kaç yaşına geldi hala bizimle beraber uyuyor. Bu yaştaki bir çocuğun ayrı yatması gerekir. Sen alıştırdın onu böyle çek bakalım sıkıntısını. Ayrıca bu çocuğun benle ne zoru var görende babası değilim sanacak densizin dediğine bak Sevil!"

"Küçücük çocuğa ne uyuyorsun Burhan, bu yaşta olur böyle şeyler. Yakında o da anlayacak olması gerekenleri. Hadi Korhan, artık uyuma vakti. Anne ve baban çok yorgun."

"Tamam anneciğim sen yanımdasın ya hemen uyuyacağım. Ama ben rahat edemiyorum. Biz ikimiz yatalım, babam benim odamda yatsın."

"Ya sabır. Yat uyu sıpa yoksa seni dışarı atarım."

"Çocukla ne biçim konuşuyorsun Burhan, hiç yakıştıramıyorum sana bunları. Çocukla çocuk oluyorsun resmen. Hadi uyuyalım artık."

Ertesi gün işe gitmek için uyanan Burhan Bey, yüzünü yıkamak için banyoya gittiği sırada yüzünün halini görünce tekrar odasına geri döner. Kocasının yüzündeki boya kalemiyle çizilmiş halini gören Sevil Hanım, gülmeden edemez. Korhan her zaman ki hınzırlığını yapıp babasını çileden çıkartmaktadır. 

"Kızma tamam hayatım. Ne yapayım ama suratın çok komik duruyor. Neyse oyalanma hadi işe geç kalacaksın. Sen duştan çıkana kadar kahvaltı hazır olur." 

...

Korhan, oyun zamanında sınıf arkadaşları oyun oynarken o ise bir köşede masasında resim çizmektedir. Öğretmeni ise onun hareketlerini ve süreçlerini gözlemlemektedir.  Bu hafta sonu veli toplantısında söyleyecekleri için dikkatle Korhan'a odaklanır. Ve onunla konuşmak için yanına doğru gider.

"Korhancığım, ne yapıyorsun?"

"Resim çiziyorum."

"Peki kimi çiziyorsun? İzin verirsen eğer kağıdına bakabilir miyim? Resmin çok hoş. Bana anlatır mısın bu resimdekiler kimler?"

"Bu benim, elimi tutanda annem. Biz yürüyüş yapıyoruz."

"Peki şu uzakta olan kim?"

"O babam. Onu kötü adam yaptım öğretmenim. Çok komik dimi hihihhihi"

"Neden böyle bir şey yaptın Korhan. Üçünüz birlikte yürüyüşe çıkabilirsiniz. Bence onu yalnız bırakmayın."

"Hayırrrrr.. O bizle gelemez. Ben onu istemiyorum. Annem sadece beni seviyor onu sevmiyor."

O sırada yanlarına gelen sınıf arkadaşı Ali, Korhan'ın kağıdını çekerek alır ve sınıfta koşmaya başlar. 

"Bakın Korhan'ın resmi çok çirkin. 

"Ver kağıdımı o benim ver onu. Annem sadece benim.."

"Aaa bebek gibi ağlamaya başladı. Bebek Korhan bebek Korhan bebek."

Olaya müdahale eden öğretmen sonunda Korhan'ı sakinleşmesi için yanına çağırır ve onunla oturup konuşmaya devam eder.

...

Ertesi gün evlilik yıl dönemlerini kutlayacak olan çift, akşam yemeği için dışarı çıkmak üzeredirler. Ancak Korhan da onlarla birlikte gitmek istemektedir.

"Anne ben de sizinle geleceğim."

"Hayır Korhan. Sen bugün anneannen ve dedenle birlikte vakit geçireceksin. Söz çok geç olmadan geri döneceğiz."  diyerek oğlunu öpen Sevil, aklı oğlunda kalmış bir şekilde evden çıkar. Gece yarısı eve dönen çift direk yatak odalarına geçerler.

...

Korhan o gece anneannesi ve dedesiyle güzel vakit geçirmiştir ancak aklı sürekli evin dış kapısındadır. Bir yanı geleceklerini bilirken diğer yanı onu bırakıp gittiklerini düşünüyordur. Bu kötü düşünceler daha 5 yaşındaki bir çocuk için oldukça ağırdır. Aslında babasını da çok sevmektedir hatta onunla uğraşmak çok hoşuna gitmektedir ancak anne denilince onun için farklı hisleri vardır. Ondan bir an olsun ayrılmak istemeyen biri için o gece çok ağır geçmiştir. Odasında içli içli ağlayarak uykuya dalar.

Sabah uyandığı an her zaman ki gibi anne ve babasının odasına doğru koşar ve hızla odaya dalar. Gördüğü manzara küçük olmasına rağmen  onda farklı duygular uyandırır. Anne ve babasının birbirine sarılarak uyuması onu içten içe sinirlendirir. Sanki onları daha önce böyle görmemiş gibi bir tepki verir. Halbuki bu görüntü ona hiçte yabancı bir durum değildi. Sanki biri oyuncağını almış saklamışta ona vermiyormuş gibi bir düşünceye kapılır.

İlk kez onda yer eden bu duygu, kıskançlığın en üst seviyesinde yer edinmiştir. Yerde gördüğü annesinin ve babasının kıyafetlerinden bir kaçını küçücük olan kucağına doldurup onları banyoya götürür. Küvetin içine fırlatıp küçük makasıyla onları tek tek parçalara ayırır. Sıcak suyu da açıp ıslanmalarını öylece izlemeye başlar. Daha sonra suyu kapatıp, kıyafetlerin üzerine odasından almış olduğu guaj boyasını da döküp duş kabininin kapağını kapatıp oradan uzaklaşır.

"Hem beni evde bırakıyorlar hem de birbirlerine sarılıp uyuyorlar. Ohh çok iyi oldu bu."

İlk defa yaptığı bu davranış onda tarifi imkansız bir haz uyandırmıştır ve artık işin bundan sonrası daha kötü süreçlere doğru ilerlemektedir. 


...

Yeni bölüm bu kadarcıktı. Sık aralıklarla yazmak için kısa yazıyorum. İnş aktarma da sıkıntı olmuyordur. Neyse şimdilik bu kadardı. İyi Akşamlar :)) 


Katilim Sensin [ASKIDA] DüzenleniyorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin