10.Bölüm

65 12 1
                                    


Ve sonunda hiç tanımadığım insanların olduğu bir ortamda üniversitedeydim. Burhan Bey, geride bıraktığı parasıyla oğlunu iyi sayılabilecek bir özel okulda okutmayı başarmıştı. Beyniyle en iyi okulu kazanabilecek seviyede olan ben, sınavda bildiğim soruları sallamış ve ortaya hiç ummadıkları bir sahne çıkartmıştım. Gerçi bu durumun kimsenin umurunda olduğunu da düşünmüyordum.

Okumak istemediğim halde rahmetli sayesinde okuyacaktım. Yaz tatilim hayatımın içine sıçarcasına geçmişti. O günden bu yana tek başıma kalmıştım. Annem kelimenin tam anlamıyla beni gözden çıkarmış, şu sıra ülkenin neresinde olduğunu bilmediğim bir yerinde tatil yapıyordu. Güya bu onun kafasını dağıtmaya çalışma girişimiydi. Ama bu açıklama tamamiyle yalandan ibaretti. Çünkü eminim ki, biricik oğlu, uğruna herkesi karşısına alıp korumaya çalıştığı canı oğlundan(!) yani benden kaçıyordu. Kelimenin tam anlamıyla korkağın tekiydi. Ben ona ne yapmıştım ki sadece sevmiştim hem de çok. Peki ya ben ne yapıyor olabilirdim tabikide, her zaman olduğu gibi yalnızları oynuyordum. 

Bu hayata suçlanmak için getirilmiş olmakla birlikte elime sayısını bilmediğim miktarda olan para destesi tutuşturulmuştu.

"Al bununla ne yaparsan yap!"

İnanabiliyor musunuz? Ben, KORHAN GÜNGÖR. 

Metresin oğlu muamelesi görüyordum. Hem de bunu öz annem denen o kadın yapıyordu. Parayı bile yardımcısı yardımıyla bana yolluyordu. Anlamıyorum o kadar mı görmeye tahammülün yok. Al bunu ve gözden kaybol ne demek. Yok ya çok beklersiniz. Şimdilik tatilini yapsın bakalım. Elbet o tatilin bir geri dönüşü olacak, olmasa bile olması sağlanacak hiç şüpheniz olmasın.

...

Lanet saatin sesini duyduğum an hızla yerimde doğruldum. Sabahın körüne koyulmuş olan derse gidecektim. 1 aya yakındır bu işkenceyi çekiyordum. Madem ihtiyacın yok ne diye çekiyorsun diye soracaksınız değil mi? Ben de bilmiyorum belki de kendime işkence çektiresim vardır.

Adımlarımı banyoya doğru yönelttim ve kendimi soğuk suyun altına deyim yerindeyse fırlattım. Duş sonrası elime aldığım rastgele tshirt ve pantolunu giyip odamdan çıktım. Kahvaltı alışkanlığım rahmetliyle gittiğimiz atış gününden bu yana yok olmuştu. Yalnız yemek yiyemiyordum. Yediğim vakitlerde ayak üstü atıştırmalar olurdu. Bu sebeple mutfağa uğramadan direk dış kapıya doğru ilerledim. Portmanto'da bulunan anahtarı alarak evden çıktım. 

...

Aracımı okulun  otoparkına çektikten sonra okul turnikelerinden geçerek yürümeye başladım. 

Bahçede yürürken bir şey fark ettim. İzleniyormuş hissine kapılmıştım. Hadi ama, okuldasın herkes aynı yöne yürüyor olabilir diye düşünebilirsiniz ancak ben öyle düşünmüyordum. Bu his uzun zamandır var ve ben umursamıyordum ancak bugün uğraşasım vardı.

Ana binaya doğru ilerledim ve dönen kapıdan içeri girerek sağ tarafta bulunan kolidora doğru yürümeye başladım. Yangın çıkışının olduğu kısma girip beklemeye başladım. O sıra gelen kişinin kolundan tutup hızla duvara yapıştırdım. Bir anlık yaşadığı acıyla "Ahh" diye bir inleme çıkarmıştı.

"Sen de kimsin?"

"Ben mi? Iıım.. şey ben Lena. Peki ya sen?"

"Komik mi bu? Sırıtma!"

"Bence komik. Ayrıca çok somurtkan bir şeysin biraz gül istemiştim."

"Saçmalamayı kes ve çabuk söyle. Beni neden takip ediyorsun."

"Ahh ne takip mi? Kim ben mi? Ha ha ha güleyim bari. Bilmem farkında mısın ama burası bir okul ve ben de sınıfa doğru yürüyordum."

"Demek sınıfına gidiyorsun? Peki ama neden bu kolidordasın. Bu katta görevli odaları dışında bir şey yok. Sınıflar üst katta bilmem farkında mısın burasının okul olduğunu bilen şahıs(!)"

"Şey evet biliyorum üst katta. Şaşırmış olamaz mıyım. Ayrıca ben tuvalete gidiyordum. Aha işte wc orada. Şimdi beni bırakırsan eğer tuvalete gideceğim."

"Öyle olsun bakalım. Pek inandırıcı olmasa da inanmış gibi yapacağım.Sınıfını bulamazsan eğer söyleyebilirim. 302 nolu sınıf. Merdivenlerden çıkınca soldaki ilk kapı.  Haaa unutmadan bir daha, beni bir daha takip etmezsen sevinirim. Tamam beğenilen biriyim ancak ilgimi çekmedin. İlk günden beri peşimdesin. O gün söylemedim ancak şimdi söylüyorum. Klişe kitap düşürme sahnesiyle tav olacak biri değilim. Şimdi yoluna git hadi."

Hızla kolidorda ilerlemeye başladım. Arkamda söylenen bir adet kız bırakmıştım. Az önce yaşadığımız klasik bir sahne gibi gözükse de bana göre öyle değildi.

...

KORHAN !! Senn ahh senn.. Ne küstah, ne bencil, ne öküz ne laf anlamaz bir herifsin. Ve ben Lena ah ben salak Lena, sana aşığım hem de ilk gördüğüm günden beri. Ve bu aşk beni yiyip bitirmek üzere.

Ne diye okulun ilk günü benle çarpıştın ki. Halbuki ben dikkat çekmek için yapmamıştım. Tamam şuan dikkatini çekmeye çalışıyorum ancak o gün dikkatini çekme gibi bir düşüncem yoktu ki. Ben de her genç gibi normal bir şekilde ilk gün,ilk heyecanım diyerekten turnikeden geçmiş ilerliyordum. Sonra biri hızla koluma çarptı ve ben de kitaplarımla beraber yere düşmüştüm. Ve çarpan kişi geriye doğru döndü. O kişi sendin. Geriye döndüğün an "Beni yerden kaldırıp,özür dileyecek heralde" demiştim. Ancak sen bir bakış atmış ve gitmiştin ve ben o bakışla yerime çivilenmiştim. Yanımdan geçerken gülenleri ise hiç dikkate almamıştım. Aklım çünkü sendeydi. Bu bir kötü çocuk hikayesi değildi ancak sen oldukça kötüydün. Olsun ne olursan ol, benim de adım Lenaysa seni elde edeceğim ve o gün sana şuan ki yaşadıklarımı tek tek anlatacağım ve beraber güleceğiz. Yakında görüşeceğiz KORHAN Bey.



Katilim Sensin [ASKIDA] DüzenleniyorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin