Sır

794 64 6
                                    

Medya:Büyük Saray
Not:Catrin'lerin sarayından ortadaki bahçe görünmüyor.

-Neler oluyor?
  Cevap vermedim. Çünkü bende bilmiyordum. Luna benim yerime cevap verdi:
-Çoğaltıcı ve şekil değiştiriciler. John Catrin'i koru!

  Benim korunmaya ihtiyacım yoktu. O sırada ileride iğrenç bir canavar belirdi. Ve bana asit gibi bir şey fırlattı. Düşündümde fikrimi değiştirdim. John koru beni! Baktığımda John'da yakalanmıştı. Oppss. Şimdi battım. Bir ağacın arkasına saklandım. Zihnimde tek ses şunu söylüyordu.

"Luta'yı çağır!"

Bu ses Coroline'nın sesine benziyordu. Ama Coroline bana niye yardım etsin ki? Hızla hiç düşünmeden bağırdım.
"Luta'yı çağırıyorum." Yaslandığım ağaç asit nedeniyle erimişti. Hani nerde şu meşur Luta. John bana bağırdı."Luta kim lan? Kaçsana!" Ama geç kalmıştım. Asit fırlatan canavar beni yakalamıştı. Elini kaldırdı ve bana vurmaya hazırladı. Gözlerimi kapattım. Az sonra ölücektim galiba. Sonra bir uluma sesi duydum. Ve ormandan bir şey hızla üzerimdeki şeye yapıştı. Baktığımda beyaz bir kurt pis canavarla savaşıyordu. Ormandan bir sürü kurt geldi. Canavarları yok ediyorlardı. Luna ve John kurtulmuştu. Canavarlar yok olmuştu. Hızla kurta yaklaştım. Luna bana yaklaştı ancak ona bakmadan kurtun göz hizasına çöktüm. Ben bu kurtu bir yerden tanıyordum. Sonra geçmişim aklıma geldi. Hayali hayvanım bir kurttu. Adıda Luta'ydı. Kurt gözlerimin içine bakıp sanki hatırla beni diyordu. "Luta!" diye haykırdım ve ona sarıldım. Yumuşacık tüyleri vardı.

John olanları anlamamıştı. Ona herşeyi anlattım. Luta sürüsüyle birlikte gitti. Luna'da gitti. Bizde John'la okula geri geldik. Okul çoktan bitmişti. Sylvia,Emily,Alex ve Anna bizi arıyordu. John'u tembihledim. Bunları kimseye söylemiycekti. Gülerek daha doğrusu o gülerek bahçeden bizinkilerin yanına gittik. Canavarların yanında nasıl kaçtığımı anlatıp benle dalga geçiyordu. Sylvia bizi öyle görünce yüzü düştü. Alex de aynı haldeydi. Onlara bişeyler uydurduk. Ben odama çıktım. Balkonumda oturdum. Burdan büyük saraya bakıyordum. Acaba ortada bir bahçe var mıydı?
İçeri geçince duvardaki notu görünce durdum. Notu okudum.

   Sevgili Cat. Lütfen gösterdiğim yere elini koy. Sonra odanı dekore et.
                         Sevgiler Emily

Okla duvarı işaret ediyordu. Elimi duvara koydum. Duvardan bir panel çıktı. Üstünde oda dekorasyonu yazıyordu. Odamın şimdiki hali vardı ekranda. Ekranın köşelerinde eşyalar. İlk olarak boyayı değiştirdim. Beyaz bir renk seçtim. Sonra siyah içinde yer yer beyaz sim olan komidin ve dolabı seçtim. Çalışma masam tam tersi beyaz renk yeryer siyah sim olan bir masaydı. Masanın üstüne bir dizüstü bilgisayar ve gerekli yardımcı kitapları seçtim. Halım lacivert gibiydi. Sonra yatağımı krem başlık ve siyah yorgan yastık kılıfı gibi şeyleri seçtim.Benim zevkime göre oldu. Yada iğrenç bir zevkim var. Kaydettikten sonra arkamı döndüğümde seçtiğim herşey yerli yerindeydi. Eskisine göre daha iyi. Ya da değildi of işte yaptım bir şeyler. Sonra yemekhaneye çıktım. Akşam yemeğine 1 saat vardı ve ben öğle yemeğide yememiştim. Asansörle yukarı çıktım. Yemekler yavaş yavaş hazırlanıyordu. Görevli kadının yanına gittim. Kadın bana tip tip bakınca yumruğumu suratına çakmak geldi içimden. Yinede iyimser tarafımla "Kahve alabilir miyim?" dedim. Kadın tipini bozmadan bana "Böcekçillere yemk dışında bir şey vermek yasak!" dedi. Bekle kadın bana böcekçil mi dedi? Kadına döndüm ve "Tekrar söyle."dedim. Kadının yüzünde bir sırıtma oluştu. Bana yaklaştı ve "Böcekçil!" diye tısladı. Sinirlerim üst seviyeye ulaştı. Ona döndüm ve " Demek böcekçil ha. Al sana böcekçil!" dedim. Ve kadının suratına en güçlü yumruklarımdan birini yapıştırdım. Burnundan kırılma sesini duydum. Kadını ayağa kaldırdım ve bir yumruğumu daha suratına geçirdim. " Bunak karı!"diye bağırdım ve hızla asansöre bindim. Koruyucuların katına gittim. Emily'nin kapısını var gücümle çaldım. Emily kapıyı açtı. Sylvia' de ordaydı. Beni görünce yüzündeki öfkeyi gördüm. Sonra ikisininde gözleri elime inince korkuyla bana baktılar. Emily kolumdan tutup beni içeri çekti. Kapıyı ardımızdan kapattı. Doğru ya bunak karının kanı elime sürülmüştü. Emily bana resmen cırladı"Eline ne oldu!" Tam birşey söyliyeceğim sırada bir anons yapıldı.
   

      Catrin Clari Perez Danışmaya! Catrin Clari Perez Danışmaya!

Harika! Kendimi alkışlıyorum. Sylvia bana baktı ve yumuşak bir sesle"Catrin ne yaptın?" Cevap verdim "Yemekhanedeki bunak karıyı dövdüm." İkiside bir anda "Ne!"diye cırladı. Olayı onlara anlattım. Emily "Böcekçil mi?"dedi. Anons tekrarlandı.

       Catrin Clari Perez! Derhal danışmaya!
 
Ofladım. Elimi yıkadıktan sonra asansöre bindim. Danışmaya inicekken asansör durdu. Alex içeri girdi. Hah bi sen eksiktin tam oldu. O da asansöre bindi. Bana döndü ve "Ne yaptın?" dedi. Ona bakmadan " Seni ilgilendirmez." dedim. Evet onu ilgilendirmezdi. Hemde hiç!

   Seni düşünüyor bencil!

    O zaman düşünmesin. Bana baktı baktı. Sonra "Pekala. Öyle olsun." dedi. Danışmaya gelince hızla asansörden indim. Danışmada Kral Roy vardı. Harika! Tam anlamıyla harika!

   Şimdi yedin ayvayı!

  İç sese katılıyordum.  Adımlarımı yavaşlattım. Ama sonunda danışmaya vardım.  Ürkekçe Kral'ın karşısına geçtim. Bana tepeden bir bakış attı ve şöyle dedi:
-Catrin,Catrin,Catrin. Demek dövüşebiliyorsun. Bu iyi bir şey...
 
      Dedi ve sustu. Sonra kaşlarını çattı ve:
-Ama bir görevliye bunu yapamassın!

      Diye kükredi. Korkmadım dersem çarpılırım. Sinirle bana baktı ve:
-Ama sana yenisin diye hafif ceza vericem. 4 gün yemekhanede yemek yiyemessin.

      Son cümleyi ruhsuzca söyledi. Karşı çıkmak istedim:
-Ama bu haksızlık. Bunu yapama...
-Cezan 1 haftaya uzatıldı.

     Daha fazla konuşmadım. Cezamı bu hıyar herif 2 haftaya uzatabilirdi. Sonra kral hızla uzaklaştı. Ofladım ve asansöre bindim. Hızla odama gittim. Duvardaki panel açılmış benim kimliğimin bilgisayar kaydı vardı. Kimliğin altında cezalı yazıyordu. Sonra saate baktığımda yemek vakti gelmişti. Yukarı çıkıp İzzy'le konuşucaktım. Yukarı çıktığımda bir kargaşayla karşılaştık. Sonra bir kız " Bu yemeklerde kristal tozu var. Biz doğacıllar bunu yiyemeyiz."dedi.
   Görevli"Sizin boğazınız beni ilgilendirmez. Ben bize ne gelirse onu veriyorum. Hadi şimdi toz olun."
   Herkes yavaşça dağılırken İzzy'i buldum ve bir kenara çektim. Ona döndüm ve "Toplaya bildiğin kadar doğacılı topla bir planım var." dedim. Kafasını salladı ve gözden kayboldu. Bende odama gittim. Açlıktan ölüyordum. Ayrıca kahvaltıca yok. Kral senin ben....  Of sıkıldım. Yatağıma uzandım ve İzzy'i beklemeye başladım. 10 dakika sonra kapım çaldı. Yavaş bir şekilde yataktan kalktım. Kapıyı açınca karşımda 15 kişiye yakın doğacıl vardı. İzzy karşımda merakla bana bakıyordu. Onlara benimle gelmelerini işaret eden bir hareket yaptım. Asansör yerine merdivenlerden inmeye başladım. Allah'ın dön dön bitmedi bu merdivenler. Sonunda bitince hızla yürüdüm. Dışarıya varınca durdum ve gruba döndüm. Şunları söyledim:
-Artık orda neler döndüğünü öğrenmeliyiz. Size ve bana kral garip davranıyor. Ordaki doğacıllara bakıp durumları aynı mı değil mi öğrenmeliyiz.

     Herkes beni onaylamıştı. Çünkü kral burdaki herkese kötü davranıyordu. Bana niye öyle davranmıyor merak ediyordum. Sonra kraliyet sarayının arka camının yanına gittik. Bir erkek basınçla camı patlattı. Bir kızda kalkan yapıp camın sesini engelledi. Ama ikisi çok yorulmuştu. Hem 1. sınıftık hem de onlar başkandı. Biz de onları geride bırakıp camdan içeri girdik. Bura boş bir odaydı. Grupla yemekhaneye gitmeye başladık. Nere olduğunu tabeladan bulduk. Yemekhanenin önünde ilk ben içeri girdim. Onlara işaret verince girmelerini söyledim. Yemekhanede Kral Roy ve Kraliçe Uleyna ordaydı. Kral Roy:
-Diğer saraydaki doğacıllara kristal tozu vermeye devam etmeliyiz. Onlar güçlerini kaybederseler Glamor Krallığı elementçilleri yenebilir. Bu sarydakilerin çoğu buze inanıyor. Akılsızlar. Burdakileri ben hallederim.
-Ama Catrin üzerindeki büyü geçerse herkesi öldürür. Bu bizim sırrımız biliyorsun dimi Roy.

Ne!
Nee!
Neee!

   Ben size bir şey demeliydim. Ben,17 yaşımdan öncekine ait geçmişimi hatırlamıyordum. Yanlızca 17 yaşım ve sonrasını hatırlıyordum.

Bu lanet yerden hemen çıkmalıydım. Hem de hemen!!

  Arkadaşlar biliyorum çok uzun zaman oldu. Ama ancak zaman bulabiliyorum. Bana anlayış gösterin. Sonraki bölümü bu kadar geç atmıycam.

Ayrıca facebook'dan kitaba ait sayfa açılmıştır. Sayfa adı Element Koruyucuları. Sayfayı mümkünse beğenebilir misiniz? Bir sonraki bölümde görüşmek üzere.
   

Element KoruyucularıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin