3. Bölüm

1.7K 73 134
                                    

Yazarın Anlatımıyla

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Yazarın Anlatımıyla

Adam, hedefindeki her yeri saatlerdir didikliyordu ve en ufak hareketlilikte aşağıyı bilgilendiriyordu. Kulağının biri telsizden gelecek en ufak sesteyken ötekisi Sanat'ın bulunduğu odaya yerleştirdiği telsizdeydi. Saatlerdir bir sessizliği dinliyordu fakat içinde bir iç savaş çıkmıştı genç adamın. Soğuk bir iç savaş...

Kafasının içini dinliyordu kaç zamandır. İçi içini kemiriyordu durmadan. Tetikte bekleyen işaret parmağı titriyordu ilk kez. Nefesi darlıyordu kendisini ama yaşadığı stresi yönetmeyi başarabiliyordu. Çünkü Lotus askeriydi...

Karşıda yer alan binayı süzdü keskin gözleriyle. Karanlık binada gece görüşüyle bile baksa hiçbir hareketlilik mevcut değildi. Ortalık az öncekine göre fazlasıyla sakinlemişti. Gökyüzünde uçan tek şey yangın yerlerine su götüren helikopterlerdi. Savaşın en şiddetli kısmı geçmiş miydi yoksa bu genç adam için yeni mi başlıyordu her şey, muammaydı. Tek bilinen şey, artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı idi.

"Havada durumlar nasıl Albayrak 6?" Telsizden gelen cızırtılı ses, Özgür'ün silah arkadaşı Çağatay'a aitti. Özgür bir kere daha göz attı etrafa. Son bir saattir hastane ve çevresi oldukça sakindi.

"Temiz. Aşağısı ne durumda Albayrak 4?"

"Temiz Albayrak 6."

Özgür şükredercesine gözlerini saniyelik olarak kapattığında dahi o vahşet dolu anı hatırladı. Sanat'ı bu silahın dürbününden gördüğü o ilk an başından aşağıya kaynar sular dökülmüştü sanki. Birisi canlı canlı kesmişti sanki adamı da nefes alamamıştı acıdan, sıkıntıdan. Sanat oradayken fark etmese de kafasına dayanan silahı, Özgür kilometrelerce öteden fark ettiğinde bir anda beyni boşalmıştı. Kendini toparlaması çok kötü şeylere mal olmuştu. Bir kriz geçirircesine nefes alırken geç kalmıştı tetiğe basmakta. Üç saniye ile kaçırmıştı her şeyi. Eğer dikkati dağılmasaydı o üç saniyede belki de Yavuz Alp yaşıyor olacaktı.

Şimdi alnını sıyıran bir kurşun sebebiyle ameliyata alınmıştı Başkan.

Omuzlarına yüklenen sorumlulukla gözlerini açan Özgür, kararan bakışlarının arasından geceyi süzmeye devam etti. Bu gece bir tim kurulmuştu. Anka Timi. Bu gece bir darbe olmuştu. Kaynağı belirsiz bir terör örgütü Payam'ın içine kadar sızmış ve Türkiye birçok sivil şehit vermişti. Daha bugün Sanat ile el ele gezdikleri, onun kokusunu içine çeke çeke öptüğü yerde, Sanat'ın ona en kırılgan bakışlarından atıp öylece bıraktığı yerde bir hesaplaşma yaşanmıştı. Bir bomba patlamıştı ve çoluk çocuk demeden sayısız kurşun sıkılmıştı. Kimdi bu hainler bilmek istiyordu.

"Albayrak 4, Albayrak 6 konuşuyor."

"Dinlemedeyim Albayrak 6."

"Ülkede durum nedir? Bir gelişme var mı?" diye sorduğunda birkaç saniye sessizlik oluşmuş ama çok geçmeden o telsizdeki cızırtıları işitmişti.

Yavru Vatan Payam: İstiklâl SavaşıWhere stories live. Discover now