3. Bölüm

33K 2.1K 92
                                    


'Mustafa amcaya, cildinin çok solgun göründüğünü bir doktora gitmesi gerektiğini söyledim. Sonraki görüşmelerimizde talebimi tekrarladığım halde beni ciddiye almadı. Karaciğer rahatsızlıklarıyla ilgili vurgular yaptım, hiçbir işe yaramadı.

27 Nisan 2014 – Aradan bir ay geçti, Mustafa amcanım aurasındaki koyuluk iç organlarına doğru yayılıyor. Doktora gitmesi için ilk defa ısrar ettim, önce terslendi sonra bakarız diye geçiştirdi.

29 Mayıs 2014 - Mustafa amcanın hastalığı çok hızlı ilerledi, artık yapılacak bir şey olduğunu zannetmiyorum. Birkaç gündür kendisini kötü hissettiğini, doktora gideceğini söyledi. Sustum, hiç bir yorum yapamadım. İyileşeceğine dair umudum yok, inşallah ben yanılıyorumdur.'

"Söylediğin halde sana inanmadı! Çok ilginç bir hikâye, adam gerçekten hasta mıymış?"

"Evet... Hikâye değil canım, gerçek. Devam edersen akıbetini öğreneceksin."

"Hiç yanıldığın oldu mu, Duru?"

"Keşke, çok isterdim ama maalesef hep haklı çıktım. Yine de bir ümit, Mustafa amca için öyle olmasını arzuladım. Uzun yıllardır tanıdığım ve sevdiğim, temiz kalpli bir komşumuzdu."

"Anlıyorum, zamanında sana inanmaması kötü olmuş!" Yaşamak zorunda kaldıklarını düşünüp Duru adına üzülen genç kız, haklılık yanını kabul ederek ne söyleyeceğini şaşırdı. Yüzünde acı bir gülümseme bulunan dostuna bakarken, bir insanın bu kadar ağır bir yükü taşımasının çok yıpratıcı olduğunu aklından geçirdi. Yaşlı adamın akıbetini merak ettiği için deftere tekrar eğilip kaldığı yerden okumaya devam etti.

'05 Haziran 2014 – Bugün Mustafa amcaya kanser tanısı konduğunu öğrendim. Sinsi bir türüymüş ve belirti göstermeden bütün iç organlarına yayılmış. Kemoterapi için iki gün önce hastaneye yatırılmış. Ailesine, keşke Duru ilk hasta görünüyorsun dediği zaman doktora gitseydim diye dert yanmış. Çok üzgünüm Mustafa amca, sana yardımcı olamadım. Maalesef senin için çok geç olduğunu düşünüyorum...

30 Temmuz 2014 - Dün gece rüyamda, Mustafa Amca beni ziyaret etti. O gitti, hakkın rahmetine kavuştu, son nefesinde benimle vedalaşmak için gelmiş...'

"Neee? Aa-aaa, ama nasıl..."

"Devam et Merve."

"Ay kafayı yiyeceğim ya! Ooofff Duru, peki!.."

'Israrla üzülmemi istemediğini söyledi. Yaşananlarda benim suçum olmadığını, acılarının dindiğini için artık çok daha iyi olduğunu anlattı. Mustafa amcanın son yolculuğuna çıktığını biliyorum, muhtemelen bugün vefat ettiğini öğreneceğim.

Sonuç; Mustafa amca, dün gece uykusunda vefat etmiş. Allah rahmet eylesin, huzur içinde uyu amcacım...'

"Allah'ım, destur bismillah! Durucum, ne olur bana yanıldığımı söyle... Yoksa sen ölüleri de mi görüyorsun?"

"Çok şükür, hayır... O kadarını kaldıramazdım herhalde. Merve, garip gelecek biliyorum ama rüyalarımda bazen olacakları görürüm."

"Nasıl yani, geleceği mi? Aa-aaa!"

"Evet... Nasıl olduğunu sorma ben de bilmiyorum. Gördüklerim yaşanan duruma göre bazen şey çok değişken olabiliyor. Mustafa amcanın rüyamda beni ziyaret etmesi gibi, sevdiğim bir insanla uykum esnasında vedalaşabiliyorum. Böyle garipliklere alıştım Merve, artık sorgulamıyorum. Sadece biliyorum, ama nasıl, niye işte orası meçhul..." derken arkadaşıyla kendi gerçekliğini paylaştıkça, rahatladığını ve huzur bulduğu fark ederek ilk defa yaşadığı bu deneyimden dolayı içinden şükretti. "Ben... Merve, ben bunları daha önce hiç kimseye anlatmadım!"

Yüzü Olmayan AdamWhere stories live. Discover now