Canın Cehenneme

21.6K 1K 207
                                    

"Hoş geldin torunum!"

Ben bir hışımla evden içeriye girerken dedemin varlığını ancak sana seslenmesiyle idrak edebilmiştim. Ben birkaç saniye dedeme bakarken Dedem bastonundan güç alarak ayağa kalkarak bana elini uzattı. Bende iç çekerek dedeme doğru yürüdüm. "Hoş geldin Dede!" Pek hoş geldim edasında durmuyordu. Zaten benimde bunları düşünecek zamanım yoktu.

Dedemin uzattığı eli öperken elimi başına koymuş doğrulunca hiç beklemediğim bir anda beni kendine çekerek sarılmıştı. Atilla Kalyoncuoğlu ve sarılmak. Dedem anlaşılan yaşlılığını kabul ederek torun sevme evresine geçmişti. Dedemle yaşadığım küçük kucaklaşmadan sonra dedemden bir iki adım uzaklaşmıştım ki içeriye giren çifti gördüm.

"Dede!" İkisi aynı konuşunca dedem bana yaptığı gibi elini uzatarak "Gelin buraya bakalım önce elimi öpün sonra da hesap vakti!" Oldu o zaman ben kaçar diye içimden geçirmiştim ki dedem bu yaşına rağmen bana gözdağı vermekten hiç çekinmemişti.

"Dedecim hoş geldin..."diyerek dedeme doğru hızlı adımlarla yürüyen Bengü den gözümü alarak ağır çekimde gelen muhterem şahsa baktım. "Güzel kızım iyi misin?" Dedem rahatça konuştuğuna göre ya olanları biliyor ya da olayların her saniyesinden haberi var ki bence var... Ayakta durmaktan bunalınca kendimi koltuğa bırakıp ayak ayaküstüne attım. Muhterem şahıs de dedemin elini öpünce kenara çekilip tam karşıma oturdu. Dedem ve Bengü de yan yana oturunca Bengü'nün kızaran dudaklarını gördüm. Belli ki eve kadar sabrememişlerdi. Eskinden olsa bunu epey alay konusu ederdim tabi eskiden olsa...

"Dede gelmen gerekmiyordu. Ben zaten Bengü'yü yanına alıp getirecektim."dediğinde Dedem başka alemlerdeydi aynı zamanda Bengü'nün elinden tutmuş ben buradayım edasında güç vermeye çalışıyordu.

"Şuan ki tek mesele gelinim hangi sebepten ötürü kaçırıldı. Öncelikle bana bunun açıklamasını yapın hem de hemen beyler... " Abim bana bende ona baktım. Arada yengem olmasaydı asla onun söylediğini yerine getirmezdim. Asla ve katiyen değil beni bulmak iletişime dahi geçemezdi. Yani ağabeyciğim bu kabadayılıkların bana sökmez. Dedemin elinden kurtulduğum ilk anda attığın yumruğun hesabını soracaktım.

"Bu konuyu Emin Bey açıklayacak. Ne de olsa kaçırılma olaylarında kendisi bilirkişi değil mi küçük kardeşim."diye gönderme yaptığında dişlerimi sıkmakla kalmayarak ellerimi de yumruk yapmıştım.

"İki günlük gönül eğlencemin hesabını size vermek zorunda değilim. Özellikle de kendilerini bir haltım sanan birilerini o yüzden hesap sormak yerine şükür et eğer kaçırılan yengem değil de sen olsaydın katiyen şartları yerine getirerek kızı vermezdim."

"Şimdi ben senin..." Ozan Bey delirmiş gibi ayağa katlığı anda Dedem bastonuyla Ozan Bey'in önünü kesip bana ulaşmasına engel oldu. "Haddinizi bilin burada ben varken haddinizi bilin..." Bu bir uyarı değil direkt tehditti. Ozan Bey tekrardan yerine oturmak yerine elini yengeme uzatarak "Yirmi dört saati aşkın süredir uyumuyorum gidip uyuyacağım. Sende bu evden hemen def olup git uyandığımda seni gözüm görmesin."

"Hay Hay..."diyerek ayaklanmıştım ki hiç beklemediğimiz anda dedem de ayaklanarak kızarmış pancar gibi olmuştu. Aynı zamanda kapıda duran güvenlik şefine bağırarak konuşmuştu.

"Bu evden bunlardan üçü hiç fark etmez kim olursa olsun adımlarını şu eşikten dışarıya attıkları anda sıkın ayaklarına duydunuz mu beni hiç acımadan sık eğer sıkmazsan ben senin kafana sıkarım. Ben aksini söylemedikçe de sözüm hüküm niteliğindedir... Sen de gelin..." O sırada abimle ve göz savaşı yapıyorduk. "Şimdi kaybolun gözümün önünden..."

Dedem son sözünü söylediğinde eski yerine oturmuş. Abim ve Bengü el ele tutuşarak sol taraftaki merdivenlere yönelince bende sağ merdivenlere doğru yöneldim. Dedem emir buyurduysa üstüne söz söylemeye kimsenin hakkı yoktu. Kendi mafya sanan abimin bile... Hızlı adımlarla odama geçerken onlar da odasına geçmişti.

AŞKIN YÜZÜ 🚬 BİZE SEN KALA 4Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin