29.BÖLÜM "DEĞİŞİM."

329K 18.2K 10.3K
                                    

Merhaba. Çok yoğun bir dönemde olduğum için hiç burayla ilgilenemiyorum, sabahtan akşama kadar derse giriyorum, bir de geçen dönemden alttan aldığım dersler var. Öyle ki aynı saatte iki dersim bile olabiliyor, öyle bir temponun içindeyim ki çıldırmak üzereyim. On gün sonrada sınavlarım başlıyor ve ben daha tek bir şey bilmiyorum. Bir de son zamanlarda çok hastayım, kendimi tam anlamıyla derse bile veremiyorum. Hal böyle olunca burayı çok ihmal ettim, hepinizden bunun için çok özür dilerim. Ama bu süreç içinde çok güzel şeyler oldu, iki yayınevinden LAL'in kitaplaşması için teklif aldım. Benim eğlence için başladığım kitabın bu denli büyümüş olması beni çok mutlu ediyor. Destek olan herkese çok teşekkür ederim. 4 Milyon okunmayı geçtik bile. Her birinizi tek tek öpüyorum. AŞKIMSINIZ. :)

Ve lütfen yorum yapıp yıldıza dokunmayı unutmayın❤️❤️

29.BÖLÜM "DEĞİŞİM."

Karanlık.

Yalnızlık.

Soğuk.

Acı, ıstırap boyutunca bir acı. Şu an tek hissettiklerim bunlardan ibaretti, eh birazda çaresizlik yok desem en büyük yalanı söylemiş olurdum sanırım. Koyu bir karanlığın içinde bu duygulardan koşmak için çabalıyor ama hep başarısız oluyordum. Canım yanıyordu. Allah'ım deli gibi canım yanıyordu. Ölüm bu kadar acılı bir şey değildi, dimi?

Yapayalnızım... Kimsem yoktu, karanlığın içinde koşturuyordum ama kimse yoktu. Bana el uzatan bir kişi bile yoktu. Hafızam ne olduğunu sorgulamak istiyor, uyanmak istiyor ama üzerime karabasanlar çöküyordu.

Her şey en başından kendini bana hatırlattı. Anne ve babamın ölümü, amcamların velayetimi üstlenmesi, o evde işkenceyle geçen günler, en sonunda çalışmak için zar zor bana bulunan iş, orada tanıştığım Kuvars...

Kuvars'ı hatırlamak dilimi damağımı kuruttu.

Devamını hatırlamak için beynimi sorgularken karanlıkta onu bulmaya çabaladım ama yoktu, yapayalnızdım, tüm hayatım boyunca olduğu gibi... Bağırmak istedim, avazım çıktığı kadar gel buraya demek istedim ama gücüm yetmedi.

Kuzenimin bana şiddeti sonucu hapse girmesi, amcam ve yengemin beni zorlayarak karakola götürmeleri, Kuvars'ın gelmesi, bana bir umut olması, o aileden kurtulmam, amcamın hapse girmesi, yengemin bunun üzerine evi yakması...

Yangının kollarımda bıraktığı izler sızladı. Sonra ne olmuştu, o yangından kurtarılmıştım ben, şimdi niye karanlığın içindeydim?

Yangından sonra Kuvars'ın bana şifa oluşu, onunla Finlandiya'ya gidişimiz, dönüşümüz, onun benim borçlarımı kapatmak istemesi benim buna izin vermeyip taşınmak istemem... Sonra...

Sonra bir anda hatırladım.

Yengemin kardeşi, arkadaşlarıyla beraber evi basmıştı, ne çok vurmuştu öyle. Fiziksel üstünlüğü var diye bana kullanmış, beni şiddetle sindirebileceğini düşünmüştü. Polisler gelince de oradan kaçmamızı sağlayıp beni anne ve babamın mezarının hemen önünde bıçaklayıvermişti.

Ölmüş müydüm? O yüzden miydi bu yalnızlık?

Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım, benim daha yaşanacak çok şeyim vardı, daha üniversite sınavım vardı, daha mücadele vermem gereken bir konuşma terapim vardı... Daha Kuvars vardı.

LALDär berättelser lever. Upptäck nu