Aptalın Biri (GirlxGirl)

15.2

-Vote vermeden yorum yapmadan geçerseniz sizi öldürürüm-

<<<<<<<<

Biraz sonra tekrar konuşmaya başladı. Sesi daha duygulu çıkıyordu.

"Duman'a karşı beni koruyor ama çocuk sevgili misiniz diye sorduğunda cevap veremiyor. Sana yemin ederim, orada evet öyleyiz deseydi sesimi çıkarmazdım. En sonunda sinirlendim ve kızları sevdiğimi söyledim. Gerçi geçmiş hayatıma bakacak olursa buna kimseyi inandıramazdım ya, haliyle inanmadılar da. Hem bahanem olduğundan hem de fırsatı kaçırmak istemediğimden dedim Gökçe'yi öpeyim ben. Sonra kızsa da affeder zaten. Bir daha olsa bir daha öperdim ama konumuz bu değil." Sırıttıktan sonra devam etti.

"Bir süre konuşmadık hiç çünkü kendisi mesajlarıma cevap vermedi. Kızgın olduğundan normaldir diyerek geçtim. Toplu bir araya gelmelerimiz dışında yüzünü gören cennetlik. Tuğçe'nin masaya geldiği gün, siz erken kalkıp gittiniz ya. Bana da Gökçe'yi bırakmamı söyledin giderken. Eğer kalsaydın masada herkese karşı yarıştığımı, kızı eve götürmek için kırk takla attığımı görürdün."

"Neyse sonuç olarak benim arabaya bindi. Ama görsen nasıl mutsuz. Allah'ım dedim, ben çok yanlış yaptım galiba. Yüzü biraz gülsün diye şekilden şekle giriyorum ama nafile. En son çektim arabayı müsait bir yere. İnceldiği yerden kopsun dedim. Konuştuk bir süre. Oğuzhan'dan Emirhan'dan falan. Yapmayalım Damla dedi. Ben karşı koyamıyorum çünkü sana, böyle devam edeceksen konuşmayalım dedi. Ne hissedeceğimi şaşırdım o sırada. Bende tamam, yapmayacağım dedim. Konu kapandı normaliz şu anda. Bana ilgisi var ama istemiyor. Ne yapayım şimdi ben?"

Bir ara uyuyakaldığımı sansam da sonuna kadar dinlemiş oldum. Yarım saat geçti anlatırken be.

"İstemiyorsa yapacak bir şey yok."

"Senin vereceğin tavsiyeyi sikeyim ya. İnsan der ki hallederiz kanka konuşuruz bir şekilde. Oldururuz. Yazıklar olsun."

"Ne yapayım mal? Kıza gidip Damla'yı sevsene mi diyeyim?"

"Desen güzel olur. Dinler o seni eski kaptanısın sonuçta. Hayır, hayır Sıla konuşsun. En yakın arkadaşı o, ikna eder. Sen Sıla'yı ikna et sadece."

"Sıla hayatta yapmaz. Geçen gün Elif'le Aslı'ya karışacaktım ama yaptırmadı."

"Ya iki aşna fişneye ikna edemez misin? Hanımcı olmuşsun gerçekten." Dedikten sonra kollarını göğsünde birleştirip trip atar moda geçti.

"Allah'ım sen sabır ver." Deyip sabırla uçuşun bitmesini bekledim. Zaten Sıla'dan ayrı geçireceğim günler yüzünden geriliyordum. Arkama iyice yaslanıp rahat bir pozisyon aldıktan sonra gözlerimi kapattım. Yoksa cidden bitmeyecekti bu yol.

Ama tabi ki uyuyamamıştım. Uçağın sallantısından mı yoksa Sıla'nın olmayışını aklıma taktığımdan mıdır nedir, rahat hissetmiyordum. Servis edilen içeceklerden birkaç tane aldım. Damla az önceki konuşmayı tamamen unutmuş bir şekilde bana döndü.

"Berfin meselesini halledebildiniz mi?"

"Bula bula bunu mu buldun yani konuşacak? Sıla az sonra benim olmadığım okula gidecek ve orada Berfin olacak. Sence bu beni nasıl hissettirdi Damla?"

"Sıla'ya hiç mi güvenmiyorsun salak?"

"Mal ben Sıla'ya güveniyorum o Berfin malına güvenmiyorum. Dibinden ayrılmıyor Sıla'nın. Yangın merdiveninde çekiverip öpse Sıla kendini savunana kadar iş işten geçmiş olur. Sonrasında iyi bir dayak yer ama orası kesin."

"O kadar da değildir."

"O kızda o potansiyeli görüyorum ben. Tam bir iki yüzlü, Sıla'nın yanındayken melek ama normalde şeytan."

"Bu kadar kıskanç olduğunu düşünmezdim." Diyerek güldü.

"Sıla benim ve bana ait aksi düşünülemez. O Berfin benim olana bir dokunsun hele, bak ne oluyor sonrasında."

"Iyyy, kırolar gibi ne konuşuyorsun, bir de Sıla eşya değil aptal."

"O anlamda mı söylüyoruz. Aitlik hissi diye bir şey var. Sen şu an hissetmediğinden bilemiyor olabilirsin tabi." Diyerek sırıttıktan sonra devam ettim. "Ben Sıla'nın her şeyiyim, o da benim her şeyim. Biz birbirimiziniz. O yüzden diyorum ki o bana ait, onun dudakları, onun elleri, onun saçları hepsi benim, sadece ben dokunabilirim."

"Vıcık vıcık aşk kokmaya başladı yine buralar. Neyse kızın öyle bir salaklık yapacağını sanmıyorum. Seni karşısına almayı göze alamaz. Dediğin gibi sinsiyse Sıla'nın sana olan fikirlerini değiştirmeye çalışır yavaş yavaş işleyerek."

"Allah razı olsun ya şu an çok daha iyi hissediyorum. Çok teşekkürler canım arkadaşım!" diyerek önümdeki kahveyi kafama diktim.

Damla sonra bir şey demedi, bunun sebebi onu öldürecek gibi baktığımdan olabilirdi.