9.Bölüm-Bursa

172K 12K 24.6K
                                    

******

"İnanmıyorum Dila ya. Nasıl olabilir böyle bir şey?"

"Gökçe sen ciddi misin? Zaten biliyorduk Bora Abi'nin eşiyle barıştığını."

Karşıdan gelen ağlamaklı sesle gülmemek için dudaklarımı sıkıca birbirine bastırdım.

Firar eden ufak kıkırtıya engel olamadığımda telefonu kulağımdan uzaklaştırmıştım.

"Ama boşanmadıklarını bilmiyorduk. Benim hayalim Ece Erken olmak değildi ama Bora aşkımı yenemezsem sonum öyle olacak söyleyeyim. Gecenin bir yarısı dikiz aynalarını kırmaya gidersem bu kez sen beni mahpuslardan kurtarırsın."

Gür bir kahkaha attığımda daha fazla kendimi tutamamıştım.

Ciddi ciddi yanıktı adama.

Yatağın üzerinde dizlerimi karnıma çekmiş katıla katıla gülerken kapının açılmasıyla bakışlarım oraya döndü.

Annem kaşlarını çatmış kafayı yiyip yemediğimi tartıyor gibiydi.

"İyi misin kızım sen? Kimle konuşuyorsun?"

Yattığım yerden doğrulurken Gökçe'nin yüksek sesi yüzümü buruşturmama neden oldu.

"Nerede o kutsal terliklerin Zeliha Teyzem, bu dalga geçiyor benim kara sevdamla!"

Bora sevdanla...

Ellerimi telefon ekranına kapattığımda yeniden anneme döndüm.

"Yok bir şey anne, Gökçe'yle konuşuyordum."

"Ay kızım kazık kadar oldunuz hala ergen kızlar gibi telefonlarda kikirdeşiyorsunuz. Nasıl yuva kuracaksınız acaba siz?"

Zeliha sultan yüksek desibelli 'ck'lamaları eşliğinde odadan çıktığında konuyu yine nasıl yuva kurmaya getirdiğini sorguluyordum.

Kadın bu konuda bir dünya markasıydı resmen.

"Diloş?"

Gökçe'nin sesiyle bakışlarımı kapıdan ayırabilmiştim.

"Gökçe?"

Sesindeki eğlenceli ton yerini hafiften bir endişeye bırakmıştı.

"İyisin değil mi?"

Sesli bir nefes verdiğimde yüzümde ufak bir gülümseme vardı.

Dün yayından sonra arabaya atlamış düşüncelerimle boğuştuğum yolculuğun sonunda gece yarısı Bursa'ya varmıştım. Yol boyunca Barış o kadar çok aramıştı ki en sonunda engellemek zorunda kalmıştım.

Daha söyleyecek bir şeyim kalmamıştı.

Yayını izleyen babam ise tabi ki de beni aramıştı. Ardı arkası kesilmeyen sorularını sıraladığında yolda olduğumu söyleyip bu açıklama işini eve erteleyebilmiştim.

Yorulmuştum.

Dik durmaya çabalamak o kadar yormuştu ki beni.

Babamı karşımda gördüğüm ilk an omuzlarım düşmüş ayakta duramayacağımı anladığımda kollarımı boynuna sımsıkı dolamıştım.

Israrla Barış'ın ters bir şey yapıp yapmadığını sorduklarında bir şekilde geçiştirmiş, ufak bir izne ayrıldığımı söylemiştim.

Yalan değildi.

Cengiz Abi defalarca aramış ve adamı kalpten götürmeye niyetim olmadığından ben de açmak durumunda kalmıştım.

Tüm yapma, gitme ısrarlarını bir şekilde geri çevirdiğimde en son "Tamam kızım sana süresiz izin, git ailenin yanına dinlen, kafanı toparla. Döndüğünde hala aynı fikirde olursan biz feshederiz sözleşmeni." demişti.

SAHTE DOKUZWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu