Hepimiz tekrardan odalarımıza da almıştık üstüme hafif uzun olan hırkamı giymiştim çünkü ben bizimkilerin yanına gitmeyecektim çantamdan kulaklıklarımı alıp aşağı indim yani annemlerin odasına kapıyı tıklattım ve anneme "ben sizinle olmayacağım denizin orada oturacağım" dedim tamam diyerek cevap vermesi üzerinden asansöre binmeksizin merdivenlerle 25 kat aşağı indim kaldığımız oteldeki bara gidip bir bardak biramı aldım ve sahile gitmek üzere olan tahta şehitlerin üstünden ilerleyerek sahile indim deniz çok dalgalıydı ay parlıyordu resmen telefondan şarkımı açıp bir yandan da biramı yudumluyordum. Yine de gözümün önüne Uras'ın gözleri geliyordu. Neden böyle olmuştu anlamadım aşık oluyordum sanki.Uçuşan Saçları ve mavi gözleri beni gerçekten çok etkilemişti.Kendimi çok değişik hissediyordum.
Sahilde oturalı 1-2 saat geçmişti artık canım sıkılmıştı ve telefonumun şarjı da azalmıştı bir anda telefonum çaldı arayan annemdi ve telefonu açtığımda ise annem korkmuş ve panik bir halde "uras senin yanında mı?!" dedi ben de hayır diye cevap vermiştim yoksa? yoksa?urasa bir şey mi olmuştu?ki ne olabilirdi ki? Anneme neler olduğunu ve size nereyd gittiğini sordum annem "senin yanına gideceğini söylemişti bizefakat senin yanında değilse nerede bu çocuk?!"ben de paniklemiştim yoksa ona bir şey mi olmuştu ölmüş müydü?
YOU ARE READING
Dolunay
Teen FictionAilelerinin arkadaşlıklarından tanışarak başlayan bu aşk belki de bir dolunay gibi herkesi kendine tutultacaktı...
