Bu gün güzel gündü. Hem Jungkook'la Nolane'in anne ve baba olmasını kutluyorduk. Hemde ben bu gün Hildaya evlenme teklifi edecektim.
Heyecanlımıydım?
Elbette. Sonuçta her gün sevdiğim kadına evlenme teklifi etmiyordum.
Ortam her dakika daha da kalabalıklaşıyordu. Benimse gözlerim sadece Hilda'ı arıyordu ama hâlâ gelmemişti. İşinin uzun süreceğini kendi geleceğini söylemişti.
Elimi cebime atıp zümrüt renkli kadife kumaşla kaplı kutuyu çıkardım. Kapağını açarak içindeki, beş kaşlı yüzüke baktım. Tam da Hilda'ın zevkindeydi.
* Bu gün, her şey güzel olucak.
Gülümseyerek kutuyu kapatıp cebime geri koydum. Elimi kaldırarak, garsonlardan birini çağırdım, bir-iki kadeh içip stresimi atsam iyi olurdu.
" Buyurun efendim? "
* Bana iki kadeh Tekila lütfen
Kafasını sallayıp gitmişti, zamanı öldürmek için etrafa bakarken, gözüme biri çarpmıştı. Valeria ..
Gözlerimi biraz üstünde dolaştırdım. Gümüşü renk, dizden yukarı, dar elbise giyinmişti. Derin bir göğüs dekoltesi vardı, göbeğinin üstüne kadar desek doğru olurdu. Elbisenin kolları yırtmaçlıydı, uzun saçlarına düz fön çekilmişti ve sade bir makyajı vardı.
İtiraf edeyim güzel kızdı ama tipim asla olamazdı, bu kızın kalbi olduğundan bile şüpheliydim. İnsanı donduran yapısı vardı, yanında biri düşse yoluna devam ediyordu, sevmeyi bilmediği kesindi. Belkide yanılıyordum ama ondan ne eş, nede bir anne ola bilirdi. Bence o komutan falan olmalıydı, yada polis.
" Efendim içkiniz. "
Garsonun sesini duyduğumda bakışlarımı ondan çekip, karşımdaki çocuğa çevirdim.
* Teşekkürler
İlk bardağı başıma diktim, ikinciyi daha yavaş içmeye başladım. Sonuçta çarpmasını istemezdim değil mi?
~~~
Aradan ne kadar geçmişti bilmiyorum ama, bende değişiklik olduğu kesindi. Görüş alanım bulanıklaşıyordu ve içimde garip bir sıcaklık vardı, en çok da kasıklarımda. Ayağa kalkıp ezbere bildiğim evde lavaboya ilerledim. Yüzümü yıkamalıydım , serin su iyi gelirdi.
Merdivenleri hızla inlerken, aniden önüme çıkan bedenle çarpıştım, kızın düşmemesi için bir kolumu beline doladım.
Gözlerim önce dekoltesinden gözüken, dolgun göğüslerinde dolandı, sonra belirgin köprücük keminlerinde, bir kaç tane benle süslü boynunda, dolgun, hafif çatlat dudaklarında ve bal rengi gözlerinde.
Valeria..
Gözlerini bir saniye bile gözlerimden ayırmadan öylece bakıyordu. Belindeki ellerim sıkılaşınca , onun da elleri yavaştan boynuma dolandı.
İçimde adlandıramadığım bir istek vardı. Şu an kollarım arasında ki kızı duvara yaslayıp, nefessin kalana kadar öpmek istiyordum. Fakat düşüncelerim yanlıştı, benim bir ilişkim vardı. Ama kendimi engelleyemiyordum, gözlerim tekrar dudaklarına kaydığında , ne olduğunu anlamadan dudaklarımız birleşti, ve birleştiği gibi ayrıldı.
○ Ben üzgünüm Taehyung.
Valeria kendini düzelterek gitmek için hamle yaptığından, ondan önce ben davranıp bedenini hızla duvara, kendimi de ona yaslayıp , dudaklarına kapanmadan önce fısıldadım.
* Bende üzgünüm Valeria, sert olacağım için
Ve o gece mühür açıldı, şehvet bizi içine aldı. Çıplak bedenlerimiz hiç ayrılmadı, ateş bedenimizi sardı, her dokunuş, her öpüş baştan çıkartıcıydı. O gece defalarca seviştik, defalarca bir birimizin ismini fısıldadık. İki farklı beden bir bütün oldu, bedenlerden birinin arzusu, diğerinin rahminde can buldu.
vote 💫
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
