Güneş tam tepedeydi, sonbahara rağmen hava ciddi anlamda sıcak olduğundan Roy Milward ceketini çıkarıp koluna asmayı tercih etti. Belki de yapacağı konuşma onu az çok geriyordu. Gömleğinin cebindeki mendili çıkarıp alnında biriken terleri sildikten hemen sonra Rollingstone binasının döner kapısından geçerek danışma yazısını aradı.
"İyi günler, size nasıl yardımcı olabilirim?"
Saçı gergin ve düzgün topuz yapılmış kadına gözlerini dikmiş, öylece bakıyordu. Kendine gelmesi biraz zamanını almıştı.
"Adım Roy Milward ve Bay Malik ile bir randevum vardı, saat on bir için."
"Hemen bakıyorum Bay Milward," önündeki devasa defterin sayfalarını çevirirken boğazında düğüm sayısı arttı, o kadar çok randevu vardı ki, Bay Milward doğru mu yapıyorum acaba? diye düşündü.
"Haber verdim efendim, arkadaşım Jackson size eşlik edecek."
"Teşekkürler bayan," yaka kartında yazan soyadına çaktırmadan göz attı. "Bayan Bullock."
Jackson adı verilen korumanın arkasından cam asansöre bindirildikten sonra kapıların kayışını izledim. Her bir katı görebilen asansörün camlarından binanın iç dizaynını izleyerek bir an önce geçip gitmesi için vakit öldürdüm ama bu pek de kolay olmadı. Şirket dört katlı bir alışveriş merkezinden bile büyüktü. Sonunda asansör durduğunda derin bir nefes aldı.
"Bu taraftan."
Jackson büyük bir kapıyı çaldıktan sonra içerden onaylayıcı bir mesaj aldı.
"Girebilirsiniz efendim."
Mendilimi cebime tıkarak devasa kapıdan içeriye girdi, tam tahmin ettiği gibi, odasının ortasındaki masada harıl harıl çalışmakla meşguldü.
"Bay Malik?"
Bakışlarını kaldırıp gülümsedi. "Bay Milward," ayağa kalkarak elini sıkmak için masanın etrafını dolandı. "Hoşgeldiniz."
"Hoşbulduk."
"Buyrun, oturun lütfen."
Deri koltuklardan birini işaret ettikten sonra hemen karşıma oturdu. "Size nasıl yardımcı olabilirim?"
"Geçen gün babanızla görüştüm." Bu gayet normal bir durumdu aslında, çünkü babası Bay Milward'ın başında olduğu yetimhane için elinden gelen yardımı sağlıyordu. "Senin henüz evlenmemenden yakınıyordu."
Güldü, "Haklı aslında. Ama çalışmaktan dolayı buna vakit ayırabileceğimi sanmıyorum."
"Ya da aşık olmaktan korkuyorsun, yeniden?"
Çok sevmişti Zayn, sevdiği kızı da bir kazada kaybetmişti. Yıpranmış ve yılmıştı belki ama zaman olayların üzerini kapadığı için artık daha güçlü hissediyordu.
"Korkmadığımı söylemek yalan olur, sanırım biraz daha zamana ihtiyacım var."
"Ben de tam bunu konuşmak için gelmiştim."
Zayn bakışlarını Roy'un gözlerine dikti, nasıl bir konuya çekildiğini bilmediğinden daha çok geriliyordu.
"Daha açık konuşur musunuz Bay Milward?"
"Bir kız var," dedi yutkunarak. "Yakında yurttan çıkarılması gerekecek. On yedi yaşlarında, uzun boylu güzel bir kız."
"Yani?"
"Dışarıda kendi başına idare edemez Zayn, senden tek bir isteğim var. Ona sahip çık. Onunla evlen, kağıt üzerinde bile olsa.."
Bakışları ciddileşti, başını iki yana salladı. "Oradan yardım fonu gibi mi duruyorum Bay Milward?"
İç çekti yaşlı adam, bunu yapmaya mecbur hissediyordu kendini. "Onu seveceksin, sorun çıkaran tiplerden biri değildir."
"Bakın, Bay Milward, size olumlu bir cevap veremem. Anlıyor musunuz?"
"Sadece düşün," ihtiyar adam ısrarcıydı. "Sana bir dosyasını getirdim." Dosyayı usulca aralarındaki masaya bıraktı ve genç adamın tereddütlü bakışları arasında yerinden kalkarak yetimhaneye dönmek üzere binadan ayrıldı. Genç adamsa öfkeliydi, dosyaya bakmaya gerek duymadan onu çöp kovasına gönderdi. Ama bilmediği bir yanı vardı, meraklı tarafı işin içine girince ister istemez dosyayı tekrar aldı, önündeki masaya açtı ve incelemeye koyuldu. Kızın özgeçmişi hakkında elbette fazla bir bilgiye ulaşamazdı ama, sayfanın sonunda gördüğü fotoğrafıyla iliklerine kadar ürperdi. Kız o kadar masumdu ki, bu gözlere kimse hayır diyemezdi. Yine de, düşünecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ufaklık | zm
Fanfiction"'Koca' kelimesinin ne anlama geldiğini biliyor musun?" Sessizce düşündü, alt dudağını dişledikten sonra bakışlarını gözlerime çevirdi. "En azından kocaman olmadığını biliyorum." Hayran Kurgu içinde #10