45. Bölüm - Ve Rüzgar Sadece Esiyor

767 67 34
                                    


18 Nisan 1978 - Salı

Sirius'la konuşmuyordu. Ve konuşmamakta da kararlıydı. Günlerdir karşılaştıkları her yerde birbirlerine sadece bakışlar atıyorlardı. Lily ile kütüphanede çalışırlarken yanlarına geldiklerinde bile ona bakmadı. Sirius inatçıysa o da inatçıydı.

Sülüklerin kanını sıkarken o keskin bakışlar üstündeydi. Ve içindeki hırsı, tüm sülükleri onun suratına yapıştırmasını söylüyordu.

"Alice," Jane yanından fısıldadı. Seneler sonra Adrian artık onu kendine laboratuvar partnerini olarak seçmemişti. Jane'de, Walden'a bir saat daha katlanacak hali yoktu. "o sülük kanının daha işe yarayacağını sanmıyorum."

Alice irkildi ve taş kaseye baktı. Dilinden bir küfür döküldü ve asasını sallayarak kaseyi temizledi. "Tamam." dedi sadece ve yeniden sülük kanı süzmeye başladı. Ancak dalgınlığı dikkatini dağıtıyordu.

"Ee" Jane usulca onun ellerine dokundu. "sanırım ben yapsam daha iyi olur." gülümsedi ama gözlerinde tereddüt vardı. "Neden sen biraz daha örümcek tozu getirmiyorsun?"

Şişe yarı yarıya doluydu ama biraz hareket ona iyi gelecekti. Başını salladı ve boş şişeyi eline alıp dolaplara yöneldi.

Ellerini tozlu raflarda gezdirirken yanına sokulan nefesin gayet farkındaydı.

"Hala benimle konuşmamakta kararlı mısın?"

"Seninle konuşuyorum." örümcek tozunu bulmuştu ama gitmek istemiyordu. Söylediğinin aksine günler sonra ilk kez Sirius'la konuşuyordu.

"Bana bakarak söylersen inanırdım belki." ellerini geri çekerek geri döndü ve doğruca gözlerine baktı. "Seninle konuşuyorum, Sirius."

Gri gözleri dingindi ama öfkenin kırıntıları vardı. "Sen iyi bir yalancısın Alice, daha iyisini yapabilirsin."

Derdi laf sokmak veya onu aşağılamak değildi. Başka zaman olsa aldırmazdı belki ama son kavgalarının üstüne söyleyince birisi sokma laneti atmış gibi Alice irkildi. Ela gözleri koyulaştı, maskesi kaydı ve o soğuk Slytherin ifadesi yüzüne yerleşti.

"Ah evet ne de olsa bir Slytherinim değil mi? Yalan benim işim." son kelimelerini neredeyse tıslayarak söylemesine engel olamamıştı.

Öfke Sirius'un gözlerinde de yeşerdi. "Öyle bir şey söylemedim."

"Ama ima ettin!"

"Derdin ne?" Sirius ona yaklaştı, sabrının sonlarında olduğu açıktı. "Merlin adına Alice, ne yapmaya çalışıyorsun?"

"Hiç bir şey!" Alice gitmek için hareketlendi ama Sirius onu yakaladı. "Bırak beni."

"Sürekli sana gelip, aramızı düzeltmeye çalışıyorum Alice!"

"O zaman sürekli özür dilenecek şeyler yapma!" Sirius hırçınca onu bıraktı. Yüzünde inanamayan bir ifade vardı.

"Gerçekten çok sıkıldım!"

"Güzel!" Alice raftan örümcek tozunu aldı ve alayla sırıttı. "Keyfine bakabilirsin artık."

"İyi."

"Tamam."

Sirius ile aynı anda masalarına yöneldiler.

Sınıfın havasına etkileri tesir etmiş, gerilimlerini herkes hissetmişti. Marie alttan alta gülüp Eliza'ya eğildiğinde Lily ikisini de uyardı. Jane ise yanı başında hırsla çalışan kıza baktı. Uzun bir ders olacaktı.


20 Nisan 1978 - Perşembe

"Bu haftayı teorik olarak işledik ama kalan tüm derslerimiz artık uygulama olacak." Profesör Grey sıraların arasında dolaşırken son sınıflar notları yazıyorlardı. "Sınavlara daha vakit var diye düşünmeyin, inanın zaman çabuk akıp gidecek."

Slytherin PrensesiWhere stories live. Discover now