25. Bölüm - Benimle Birlikte Yürüyebilir Misin?

4.3K 232 63
                                    

24 Ocak 1978 - Salı

Karmaşa ile başlayan haftanın ilk gününün ardından Salı günü de çok farklı geçmemişti. Rebecca korkusundan derslerde Slytherinlilere en uzak şekilde oturuyordu. Koridorda asla yalnız olmuyordu.

Alice'in bakışları ona ecel terleri döktürüyor olsa da bir atakla karşılaşacağını biliyordu tabii.

Slytherin evi ise dün gece gelen teklife balıklama atlamışlardı. Herkes bir isim seçmiş hatta çoktan uygulamaya bile koymuşlardı.

William, Barty ve Rabastan gibi.

Barty ve Rabastan'ın ilk kurbanı Joshua Flint olmuştu. Onu tüm Hufflepuff'a rezil etmişlerdi ama bu yetmemişti. Oğlan bir başka şeyle daha karşılaşacaktı.

William ise Marcus ve Walden ile Drew Waller, Charles Rosales'i yakalamıştı. Özellikle Waller'ı hastanelik etmişlerdi. Ve bundan hiç pişmanlık duymuyorlardı.

Slytherin ortak salonundaki saat on ikiyi vurduğunda, taş salona tiz ama güzel bir ses yayıldı. Alice, bakışlarını doğruca saate çevirdi.

Arkadaşlarının bir kısmı çoktan yatmaya gitmiş, Rodolphus ve Leonardo gibi uykusuz güne devam etmekte iyi olanlar şöminenin karşısına yayılmıştı. Bir de kendisi gibi yaklaşan FYBS sınavlarını fazlaca önemseyenler vardı ki bu sadece Severus'tu, odanın bir köşesinde ders çalışıyordu.

Alice'de deniyordu. Fakat aklı Sirius'taydı. Hala konuşmuyorlardı. O ne kadar öfkeliyse Sirius'a ona bir o kadar öfkeliydi. İki inatçı asla adım atmıyorlardı.

Ve o gecenin dolunay gecesi olması da bir şey değiştirmiyordu. Ancak Alice deli gibi onu merak ediyordu. Ve Remus'u. Zor bir gece olmalıydı. O küçücük animagusu ile Peter'ı da merak ediyordu. Kabul etmekte istekli olmasa bile o koca boynuzlu James'i bile merak ediyordu.

İç geçirip kitabını kapattı. Severus'un kendisine dönen bakışlarına aldırmadı fakat ayağa kalktığında o gözlere yerleşen merakı gördü.

"Çok bunaldım. Biraz hava alacağım."

"Yatma saati geçti Alice."

Alice sırıttı. "Daha iyi ya bütün okul bana kaldı." Siriusvari verdiği cevaba Severus yüzünü buruşturunca güldü. "Merak etme ben Okul Başkanıyım, en azından koridorları denetliyordum derim."

Snape buna çok inanmamış gibiydi. Hatta Alice'in sıkıntısını ve yapacağı şeyi bilir gibi bir hali vardı. Ancak Alice yanıldığını düşünüyordu. Sonuçta Severus, bu gece dolunay olduğunu için dışarıda olup kurt adam olan arkadaşlarına yardım eden dörtlüyü biliyor olamazdı.

Sessiz ama karanlık Slytherin, bir şey söylemeden başını kitaplarına çevirdiğinde Alice merdivenleri inip zemin kata ulaştı. O taş kapıya ilerlerken diğerlerinin bakışlarını sırtında hissediyordu.

"Alice!" Rodolphus gereğinden yüksek bir sesle bağırınca Leonardo kafasına vurdu.

"Beş metre uzağında sersem, seslensen bile duyar."

"Leo'ya katılmakla birlikte, " Alice oflayarak döndü. "ne var Rodolphus?"

Kafasını oluştururken "Nereye gidiyorsun?" diye mırıldandı.

"Tabii ya, her şeyi sorguladığınızı unutmuşum."

Leonardo'nun gri gözleri, çarpılan lafa aldırmadan sadece onun elalarına bakıyordu. "Saat on iki Alice."

"Ve hava almam lazım."

"Bizde gelelim!" Rodolphus çabucak ayaklandı, Alice'e karşı daha nazik olmaya çalışıyordu. Sirius'u hala onaylamıyordu tabii fakat işaret olayı yüzünden olan şeyi telafi etmek niyetindeydi.

Slytherin PrensesiKde žijí příběhy. Začni objevovat