3. ARTÇI DEPREMLER

86.8K 5.4K 7.4K
                                    



🕯️



MARE

3. ARTÇI DEPREMLER


Anathema, One Last Goodbye


Serin çarşafların arasında, aralanmış bir pencereden içeri sızan ıslak toprak kokusu ciğerlerini doldururken öylece, hiçbir şey yapmadan; hiçbir şey düşünmeden yağmuru dinlemek. Eskiden, yağmuru dinlerken dünyayı unuturdum; şimdi kafamın içindeki düşünceler o kadar gürültülü ki, başka hiçbir şey duyamıyorum.

Uyandığımda gökyüzü, öğlen saatine göre fazla karanlıktı çünkü bulutlar oldukça koyu renkliydiler. Avuçlarımın üzerinde, ne zaman gelip yattığımı hatırlamadığım yatakta doğrulduğumda duvara bakıyor ve saati algılamaya çalışıyordum. Cam açık olmasına rağmen oda fazla sıcaktı. Bir ara uyanıp camı aralamış olmalıydım.

Gözümün önüne gelen saç tutamlarımı kulaklarımın arkasına sıkıştırırken fark ettiğim, sargısı kalınlaşmış elime değdi bir an gözlerim. Avucum acıyordu ama görene dek fark etmemiştim. Keşke bazı acılar böyle dindirilebilseydi, gözlerimizi kapardık ve görmediğimiz sürece yok sayardık. Bir şekilde kandırırdık kendimizi ve hissetmezdik böylece. Kör olmaya bile razı gelirdi bazı insanlar.

Onlardan biri olabilirdim.

Tüm yaralar gözle görülebilir olsaydı eğer.

Hatırlamadığımı söylemeyi çok istiyordum kendime, ama her anını hatırlıyordum küvette geçirdiğim krizin. Sargıyı açıp avucumda iyileşmeye başlamış yarayı gördüğümde, E harfinin izi kalacak diye, Karayel'in dişiyle boydan boya defalarca kez bir de kendim parçalamıştım elimi. Her kim temizleyip pansuman yaptıysa, uyuşturmuşa da benziyordu çünkü hak etmediğim bir şekilde sızlamıyordu avuç içim. Kunt bunu tek başına yapmış olamazdı. Profesyonel birini çağırmış olmalıydı.

Onun odasındaydım. Bir pencere hariç odadaki tüm camların perdeleri kapalıydı. Başımı biraz sağıma çevirdiğmde, odanın aralık kapısından içeri koridordaki günışığının sızdığını gördüm. Kapının aralık olmasından nedense huylanmıştım.

Nemli saçlarıma sarılmış havlu yatağa düşerken üzerimde yalnızca bornoz olduğunu yeni fark ediyordum. Uyku sersemi olduğum için dengesiz attığım adımlarım beni bu evde kalıyorken eşyalarımı koyduğum odaya götürdüğünde aşağıdan televizyon sesi geliyordu.

Kot bir pantolon ve siyah bir kazağı üzerime geçirdikten sonra art arda gelen hapşuruklarımın arasında saçlarımı kurutmak için banyoya geçtiğimde, etraf fazla derli topluydu. Ayşen abla temizlemiş olmalıydı. Ne düşünmüştü acaba? Ayşen abla ne kadarını biliyordu olayların, merak ediyordum ama onunla değil konuşmaya yüzyüze gelmeye bile cesaretimin olmadığını yeni fark ediyordum o geceden beri. Eskiden, Karyeli evinde çalıştığına göre Behzat Karyeli'nin nasıl bir adam olduğunu çok iyi biliyor olmalıydı yine de.

Kasıklarımdaki keskin ağrının sebebinin regl olmamdan dolayı olduğunu anlamam çok uzun sürmemişti. En son ne zaman olmuştum sahi? Abimin maçından önce mi? Hatırlamıyordum. Sorgulamamıştım da. Travmatik olayların ardından yemeden içmeden kesilirdi insanlar, kadınların adeti de kesilebiliyordu duygusal durumlarıyla bağlantılı olarak.

Sağlıksızdı. Kadın doğuma gidilmeli ve kontrolü yapılmalıydı. Ama böyle bir durumun içinde, daha az umursayamazdım bu doğrusu.

Ped almak için aşağı indiğimde mutfağa uğramadım bile, çünkü Ayşen ablanın salonda televizyon izliyor olduğuna o kadar emindim ki. Başka kim Kunt Vidar Karyeli'nin evinde sıkılıp da koltuğuna yayılarak televizyonunu açabilirdi?

SİYAM MAREHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin