Karanlık Kraliçe(Karanlığın Meleği)

1.Bölüm:Yıllar Önce

1782

"Yakalayın şu iblisi!"

Arkadan gelen yaşlı erkek sesini duyunca hızını dahada arttırmıştı Patrice.Kucağındaki bebeği tekrardan ağlamaya başladığında bakışlarını kısa süreliğine ona çevirmişti.Bakışlarını tekrardan karşısındaki ormana çevirdiğinde arkasındaki insan bağırma sesi dahada yakınlaşıyordu ve bu Patrice'in kalp atışlarını dahada hızlandırıyordu.Sonunda bir ağacın arkasına geçmiş ve derince soluklar almaya başlamıştı.

"Lütfen sus Anais,lütfen bebeğim."

Anais sanki annesinin bunu demesini bekliyormuş gibi susmuştu.Yaşlı gözleri ile annesinin ne yapacağını izlerken Patrice derin soluklar alıyor bir yandan da etrafa bakınıyordu.Peşlerinden gelen insanların sesleri her geçen saniye dahada artıyordu.Patrice bir süre etrafa bakmış o sırada gözleri karşısındaki ormanın biraz karşısında olan mağaraya takılmıştı.Kendini kurtarmasının imkanı yoktu ama en azından bebeğini kurtarabilirdi.Son kez derin bir nefes alıp hızlıca dağa doğru koşmuştu.O sırada peşlerinden gelen birkaç köylü ve muhafızlardan biri onu farketmişti.

"Şurada,çabuk yakalayın!"

Adamın sesiyle diğerleride hızlıca o yöne gelmişti.Patrice üstündeki eteğinin izin verdiği kadar hızlı koşmaya çalışıyordu.Ama sürekli takılıp tökezlemesi onu yavaşlatıyordu.Bir süre daha o şekilde koşmuştu.O sırada biri kolundan tutup onu aniden biryere çekmişti.Peşindeki köylüler görmeden dümdüz giderken Patrice korkulu bakışlarını karşısındaki kadına çevirmişti.Üstündeki kıyafetlerden krallığın bir üyesi yada en azından bir soylu olduğu belliydi.Kadın,Patrice'in korkmuş olduğunu anlamış olacak ki hızlıca konuşmuştu.

"Lütfen beni lafımı kesmeden dinle,fazla zamanımız yok.Seni artık istesemde kurtaramam ama en azından bebeğini kurtarmama izin ver."

Patrice bir süre anlamaz bir şekilde kadına bakmıştı.Sonunda etrafdakilerin sesini duymuş olacak ki konuşmuştu.

"Nasıl yapacaksın?Adamlar her yerde."

"Onu bana ver,ben onu yukarıdaki mağaraya çıkaracağım.Sende köylülerin ve muhafızların dikkatini dağıt,kaç onlardan."

"Peki sana nasıl güveneceğim?Belliki bir soylu veya kraliyet üyesisin."

Kadın ona güven vermek istercesine kolunu Patrice'in omzuna koymuştu.

"Benimde bir oğlum var ve başka bir annenin evlad acısı çekmesini istemem.Lütfen yalvarırım sana."

Patrice bir süre düşünceli bir şekilde karşısındaki kadına bakmıştı.Ardından dolu yeşil harelerini kucağındaki kızına çevirmişti.Kadına ne kadar güvenmesede buna mecburdu.Tek başına giderse köylüler bebeğiyle beraber yakalardı onu ve bebeğinide yakarak öldürürlerdi ve buna göz yumamazdı.Kafasını bebeğinin boynuna yaklaştırmış ve derince boynunu koklamıştı.Sanki bunun kızının kokusunu son kez ciğerlerinden içeri çektiğini hissetmiş gibiydi.Son kez kızının alnına ufak bir öpücük kondurarak onu karşısındaki kadına vermişti.Kadın bebeği kucağına alıp onu üstündeki battaniyeye iyice sararken Patrice son kez bakıp hızlıca kayanın arkasından çıkmıştı.Onu gören insanlar tekrardan bağırarak peşinden giderken az önceki kadın kucağındaki bebeğe dönmüştü.

"Güzel kızım.Başına bunların gelmesini istemezdim ama sen tüm krallığın korktuğu,o kehanetteki lanetli bebeksin.Bebekken annesinden ayrılmaya zorlanan bebek,kısa bir süre sonra ona kavuşacak ve içini intikam ateşi saracak.O intikam ateşi duyduğu sözlerle gitgide harlanırken bütün krallıktan öcünü alacaktı.O zaman herkes karanlıklar prensesinin karşısında selam duracaktı."

Kadın kafasını yukarı kaldırmıştı.Gözünden bir damla yaş düşerken konuşmuştu.

"Yüce Meryem,sen oğlunla sınandın ama oğluna kavuştun.Sana yalvarırım,sende o bebeğin annesini koru ve bağışla.Bir kadının daha evlat acısı çekmesine izin verme."

Ardından sağ eliyle istavroz*¹ hareketini yapmış ve elini kalbinin üstüne koymuş,bebeğe bakmıştı.Sağ elini kalbinden uzaklaştırıp bebeğin üstünde gezdirmişti.

"Yüce İsa seni korusun karanlıklar prensesi."

O sırada Patrice adamları oldukça uzağa çekmeye çalışıyordu.Elinden koşmaktan başka birşey gelmiyordu çünkü birkaç gün önce krallığın büyücüleri güçlerini ondan çalmışlardı.Şuan onlar gibi aciz hissediyordu kendini ama bebeğini korumak için başka şansı yoktu.Hızlı adımları sonunda ucu bucağı görünmeyen kanyonun ucuna gelince durmuştu.Derin nefesler alırken arkadan gelen seslerden yolun sonuna geldiğini anlamıştı.Gözlerini kapatmış ve hafifçe mırıldanmaya başlamıştı.

"O partigiano portami via(Partizan,götür beni buralardan)
O bella ciao, bella ciao, bella ciao ciao ciao(Hoşçakal güzelim,hoşçakal güzelim,hoşçakal,hoşçakal)
O partigiano portami via(Partizan,götür beni buralardan)
Che mi sento di morir, ir, ir-(Çünkü ölümün yaklaştığını hissediyorum)"

"İşte orada,yakalayın!"

Arkadan gelen sesle hızlıca arkasını dönmüştü.Kendine doğru gelen siyah ateşi görünce tüm kanyonu inleten bir çığlık çıkmıştı Patrice'in ağzından.O sırada sanki annesine olanları hissetmiş olacak ki,Anais büyük bir ağlayış sunmuştu mağaranın içine.O sırada kraliçe Alette bakışlarını mağaranın kapısına çevirmişti.Karanlık krallık ruhları hızlı bir şekilde mağara kapısından içeri giriyordu.Serbest kalmka istiyordu tüm ruhlar,yeni kraliçelerine ulaşmak istiyorlardı.O sırada hepsi toplu bir şekilde Anais'in göğsünden içine girmişti.

"Kehanet gerçekleşti.Şu zamandan sonra herkes gardını alsın.Tam 15 yıl sonra bugün,karanlığın prensesi aranıza dönecek.Annesinin ve krallığının intikamını en acı şekilde alacak.Ruhlar yeni varisini,geleceğin karanlık kraliçesini bulmuştur.Zaman bir su gibi akıp gidecek ama birgün kuruyacak,ölüler mezarlarından kalkacak,Krampus çocuklar için gelecek,Kraken tüm denizcileri öldürecek,Draugr'lar cehennem kapılarından çıkacaklar ve kraliçelerine boyun eğecekler,Broxa köyde hiçbir canlı bırakmayacak ve Dullahan bir gece karanlığında tüm köyü öldürecek.Hepsi herkesi öldürecek ama karanlık kraliçeye boyun eğecekler.Karanlıklar kraliçesi ya aşkını seçecek yada krallığını.Birini seçmezse kendi canıyla cezalandıracak.Eros bugün oklarını çekti,geleceğin kraliçesine ve aşık olacağı kişiye attı oklarını.Kader asıl şimdi yazılıyor."

Kraliçe Alette kehanetin son cümlelerini söylemişti.Kehanet bugün kaderi baştan yazmıştı.15 yıl sonra bugün,krallıkta çok büyük bir yıkım olacaktı.Ama sadece krallıkta değil kalplerdede olacaktı...