2. Bölüm:Mağaradan Çıkış

22 2 0
                                    

1796

Kraliçe Alette son mumuda yakınca elindeki kibriti söndürmüş ve kutuyu bir kenara koymuştu.Kenardaki İncil'i eline almış ve duasını okumaya başlamıştı.14 yıldır sürekli bunu yapıyordu,Anais ve annesi Patrice'in iyi olması için hergün Meryem Ana'ya ve oğlu Yüce İsa'ya dua ediyordu.Duasını okuduktan sonra İncil'i göğsünden çekmiş ve mumların önüne koymuştu.Karşısındaki Meryem Ana'nın tablosuna bakmış ve elini istavroz işareti yapmıştı.Ve titreyen sesiyle konuşmuştu.

"Selam sana,Allah'ın en sevgili kulu Meryem.Rab seninledir.Kadınların en mübareği sensin ve mübarektir senin oğlun İsa.Aziz Meryem,Allah'ın annesi.Biz günahkarlar için şimdi ve ölüm saatimizde dua eyle.Amin."

Bakışlarını tablodan çekip İncil'a bakmış ve birkaç sayfa çevirerek bakışlarını tekrardan tabloya çevirmişti.

"Ey şefkatli bakire Meryem, Sana sığınan, yardımını dileyen ve aracılığını isteyen hiç bir kimsenin, Senin yardımını görmeden geri çevirilmediğini hatırla.Bundan cesaret alarak Sana koşuyorum.Ey Mesih İsa'nın annesi ve benim şefkatli Annem, Sana geliyorum ve günahlarım yüzünden çektiğim acılarla ayaklarına kapanıyorum.Ey kurtarıcımız Mesih'in annesi, dualarımı reddetme, onları dinle ve kabul et.Amin"

Birkaç tane daha dua etmiş ve ardından İncil'i kapatmıştı.Bakışlarını masanın üstündeki yanan mumlardan birkaç saniye sonra ayırmış ve odasının camının önüne gitmişti.Eşi Kral Louis bir süredir bir seferdeydi ve bu sayede Kraliçe Alette istediğini kolayca yapabiliyordu.Tabi arada oğlu Andray ona sorun çıkartıyordu ama Kraliçe Alette çok takılmıyordu buna.Saat neredeyse ona gelmişti.Birazdan oğluda yemek salonuna geçerdi.Kraliçe Alette her kahvaltıdan sonra o 14 yıl önce gittiği mağraya gidiyordu.Orada Anais ile bir süre vakit geçiriyor,ona dersler veriyordu,birkaç saatin sonunda tekrardan krallığa dönüyordu.Bugünde aynısını yapacaktı o yüzden kahvaltıyı kaçırmamalıydı.Son kez dışarıya gözlerini gezdirmiş ve odasından dışarı çıkmıştı Kraliçe Alette.Şuan otuzlarının sonunda bir kadındı ama buna rağmen hala çok güzeldi ve yaşına göre çokca güzel olan vücudu onu harika gösteriyordu.Yemek salonunun önüne geldiğinde muhafızlar onu selamlayarak kapıyı açmıştı.Kraliçe Alette içeri girdiğinde kraliyet sözcüsü ile konuşan oğlu görüş açısına girmişti.Yavaş adımlar yemek masasına yaklamış ve ardından yerine oturmuştu kraliçe.

"Bonjour mon fils(iyi sabahlar oğlum)"

Oğlu kafasını kaldırıp hafifçe gülümsemişti annesine karşı.

"Toi aussi ma reine(sizede kraliçem)"

Hizmetliler kraliçenin tabağına yiyeceklerini koyarken Alette yemeğini yemeye başlamıştı.Andray birkaç dakika sonra yanındaki adamı göndermiş ve yemeğine başlamıştı.Uzun bir süre iki taraftanda ses çıkmamıştı ve sessizce yemeklerini yemişlerdi.Birkaç dakika sonra prens Andray konuşmuştu.

"Bugün bir planınız varmı kraliçem?"

Kraliçe Alette oğlunun kendiyle böyle mesafeli konuşmasını sevmesede ses çıkarmıyordu.Ağzınaki lokmasını yutmuş ve bakışlarını tabağından kısa bir süre oğluna çevirmiş,ardından tekrardan önündeki yemeğiyle ilgilenmişti.

"Dışarıda birkaç işim var prens Andray."

Prens Andray biraz şüphelenmiş olacak ki elindeki çatal ve bıçağı tabağın kenarlarına bırakmış,arkasına yaslanmıştı.

"Her gün dışarıda bir işiniz var kraliçem.Bu işinizi artık bize bahşedecekmisiniz?"

Kraliçe Alette sinir bozucu bir kahkaha atmış ve bakışlarını karşısındaki oğluna çekmişti.

Karanlık Kraliçe(Karanlığın  Meleği)Where stories live. Discover now