3. Bölüm

19 2 0
                                    

Anais üstündeki elbisesini toplayarak dahada hızlı koşmaya başlamıştı.Etrafındaki insan bağırışları ve siyah ateşler onu korkutmaya çokca yetiyordu.Birde bunların her yerden gelmesi,fazla korkunçtu.Koşmaya devam ederken ayağı takılmış ve yeri boylamıştı Anais.Derin nefesler alarak korku içinde etrafına baktı.Saçları şuan olduğundan daha koyu bir pembe hatta tamamen  gri ile lila arası bir renk almıştı.Etrafındaki sesler iyice yaklaşırken onların acı çığlıklarını duydu Anais.Ne olduğunu anlamak için etrafa bakındığında bakışları sonunda kendine yaklaşan kadınla buluşmuştu.Kadının yüzünde fazlaca buruk ama bir o kadarda mutlu bir gülümseme vardı.Kadın Anais'e iyice yaklaşmış ve yavaşça yanına çökmüştü.Sağ elini Anais'in yanağına getirmiş ve yavaşça okşamıştı.

"Güzel bebeğim,çok büyümüşsün."

Anais  kadının ne dediğine anlam verememişti ama bir yandanda gözündeki yaşlara anlam verememişti.

"Siz kimsiniz?"

"Patrice ben Anais,senin annenim."

Anais duyduğu şeyle gözleri büyümüştü.Onundamı bir annesi vardı yani?Çocukken Kraliçe Alette'nin okuduğu masallardaki kızlar gibi onundamı annesi vardı?

"Beni iyi dinle meleğim fazla zamanım yok.Beni tekrar gerçek dünyaya getirmen lazım."

"Peki nasıl?"

"Bunu krallıkta yapabilirsin sadece bebeğim.Krallık kütüphanesinde biryerlerde bunun hakkında kitaplar var,o kitapları bulup bedenimi kralın odasındaki gizli tünelden çıkarmalısın.Böylece gerçek dünyaya geri dönebileceğim.Ama onlardan önce Anais,güçlerini öğrenmen lazım.Krallık kütüphanesinin en icra köşelerinde bunun hakkında kitaplar var bebeğim."

Anais karşısındaki kadının yavaş yavaş silikleşmesiyle gözlerini büyütmüştü.Gidiyor olamazdı değilmi?

"Gitme lütfen."

Anais kendi kendine sayıklanırken gözlerini açmış ve etrafa bakınmıştı dolu gözleriyle.Anais'inde gerçek bir annesi vardı ve annesi onu bulmuştu sonunda.Ama aklını kurcalayan sorular vardı elbet.Annesi nasıl o hale gelmişti ve ne gücünden bahsediyordu.Anais düşüncelerinden vücudundaki dokunmalarla atmıştı.Kafasını eğdiğinde karşısında kendisine bakan yılanı görmüştü.Hafifçe gülümsemiş ve iki parmağıyla yılanın kafasını okşamıştı.Bunu biran önce bir açıklık getirmeliydi.Yıllarca onu Kraliçe Alette büyütmüştü ve belki oda annesi hakkında birşeyler biliyordu.Ama eğer annesinin cesedi kraliyet odasındaysa Kraliçe Alette'de bu işe dahil demekti.

Anais'in korkuyla gözleri açılmıştı.Yıllarca güvendiği kadın aslında annesine zarar veren hainlerden biriydi.Anais'in içinde o sıra bir hüzün belirmişti.O sırada içinde birşeyler olduğunu hissediyordu.Kehanetin bir bölümü daha gerçekleşmişti.Varisin içindeki intikam ateşi harlanmaya başlamıştı.Anais daha fazla düşünmek istemediği için yatağından kalkmıştı.Dolabından beyaz bir elbise seçmişti.Elbiseyi giydikten sonra beline toprak rengi korseyide bağlamıştı.Saçlarına arakadan bir kurdele bağlayınca tamamen hazırdı.Kafasını yatağının üzerinde kendini izleyen yılana çevirmişti bu sefer.

"Sende benle gelmek istermisin Diable?"

Diable onaylar bir şekilde dilini birkaç kere çıkarmıştı.Anais komutu alınca elbisesinin sol kolunu sıyırmıştı.Yılan ilk günki gibi koluna dolanınca elbisesini yılanı kapatmak için geri bırakmıştı Anais.Kolunu düzelttikten sonra odadan çıkmış ve Kraliçe Alette'nin odasına gitmeye başlamıştı.Odanın kapısına geldiklerinde muhafızlarla birkaç konuşmanın ardından kapıyı açtırmış ve içeri girmişti.Kraliçe Alette yatağının yanındaki koltukta kitabını okuyordu,Anais içeri girince bakışları ona çevrilmişti.Yüzünde tekrardan bir gülümseme oluşmuştu.

Karanlık Kraliçe(Karanlığın  Meleği)Where stories live. Discover now